Bebeklerde İntratorasik tümörler ve kistler

Arka mediastende nörojen tümörler, gastro­intestinal sisteme ilişkin düplikasyon tipi anoma­liler, nöroenterik ve bronkojenik kistler, orta me­diastende vasküler iezyonlar, ön mediastende hiperplazik timus ve teratomlar bu dönemde en sık rastlanan intratorasik kitlelerdir.

Timus, ön üst mediasteni doldurur. Yenido­ğan ve erken sütçocukluğu döneminde, ileri yaş­lara kıyasla daha büyüktür. Diyafragmaya ka­dar uzanabilir. Röntgende her iki kardiak sınırı silebilecek kadar büyük görüntü verebilir. Nor­mal timus, anormal bir kitleden trakeal devias yon veya bası belirtisi olmaması ile ayrılır. Solu­numla pozisyon değiştirir. Derin inspirasyonda daha az belirgindir. Stres ve kortikosteroid te­davisi ile küçülür. Sütçocuğunda timus gölgesi­nin bulunmaması timus agenezisi ve subakut kombine immun yetmezlik olasılığı açısından uyarıcı olmalıdır. Timusun büyük oluşunun so­lunum sistemi belirtilerine yol açabileceği görü­şü günümüzde kabul edilmemektedir.

Yenidoğanda bronkojen kistler çok sık gö­rülmez, nadiren büyük boyutlu olabilir. Berrak bir sıvı içerirler. Arka veya ön mediastende, ge­nellikle trakeanm bifurkasyon düzeyinde bulu­nurlar. Bazı vakalarda kist, trakeobronşiyal ağaç ile ilişkili olabilir. Kistler solunum güçlüğü bulGularına neden olabilir. Röntgende üst medias tende bir gölge görülmesi, büyük ve yuvarlak olması da kisti düşündürür. Ultrasonografi lez yonu lokalize etmede yardımcı olabilir. Bariumla esofagusa önden bası, bronkoskopi ile trakea ve­ya bronşlara bası gösterilebilir. Tedavi acil ek sizyondur.

Yenidoğanda esofageal, gastrojen ve entero jen kistlere de rastlanabilir. Bu üç tür sıvı ile dolu intratorasik kistler klinik olarak birbirle­rinden ayırt edilemez. Gastrointestinal sistemin oldukça nadir olan düplikasyon anomalileridir. Arka mediasten içinde veya yanında yer alırlar. Duvarları orijinlerine uygun mukozal bir tabaka ve bir veya birkaç kas tabakasından oluşur. İçer­dikleri sıvı da esas organda yapılan sekresyon lara uygunluk gösterir. Semptomlar, kistin bü­yüklüğü ve lokalizasyonuna bağlı bası belirtile­ridir. Doğumdan hemen sonra başlayan siyanoz, taşipne ve dispne, daha az sıklıkla yutma zor­luğu ve kusma, bazen de tekrarlayan alt solunum yolu infeksiyonları olabilir. Ağız veya burundan, akciğerden veya mideden kanama sıktır. Kana­ma kistin.gastrojen kaynaklı olduğunu gösterir. Tanı radyolojik inceleme ile konur. Mediasten kitlesi tanısı konur konmaz kitlenin niteliği belir lenmese de cerrahi girişim indikasyonu vardır. Akciğerde yer alabilen diğer kitleler teratom, fibrosarkom ve hamartomdur.

Yenidoğanda hava içeren pulmoner kistler nadirdir. Tek veya çok sayıda, tek ya da çift ta­raflı, hava veya sıvı ya da her ikisi ile dolu, in fekte veya temiz, içerdikleri havamn basınçlı veya basınçsız olması gibi çok çeşitli şekillerde görülürler. Sıklıkla acil cerrahi girişim gerekir.

Doğumsal kistler ontogenez döneminde geli­şimsel bir hata sonucu oluşurlar. Bu defektler tek veya çok sayıdadırlar. Çok sayıda oldukların­da genellikle bir lobun birden fazla segmentini veya nadiren de 2 3 komşu lobu tutarlar. Ancak hemen hiçbir zaman iki tarafh değildir­ler. Genellikle küçük bir bronşiyol ile bağlantılı­dırlar. Trakeobronşiyal ağaç ile bağlantılı olma, akciğer kistlerinin neden olduğu tüm sorunların kaynağıdır. İnfeksiyon bronşlardan kistlerin içi­ne kolayca yayılır. Bunun yanısıra solunumla alınan havanın sübaplı geçiş ile kiste dolması sonucu basınç artabilir. İnfeksiyon veya basınç artması olmazsa akciğer kistlerinin çoğu farke dilmezler.

Yonidoğanın kistik akciğer hastalığında so runlar genellikle bu kistlerin hızlı genişlemesinDen kaynaklanır. Taşipne veya dispne doğumda vardır veya hemen sonra başlayabilir ve çocu­ğun durumu saatler içinde ağırlaşabilir. Yavaş büyüyen kistlerde ise belirtiler haftalar veya ay­lar ‘boyunca stabil kalır. Akciğer kistlerinin art­mış basınç yerine infeksiyon belirtileri ile ortaya çıkmasına daha çok yenidoğan döneminden son­ra rastlanır. Tanı radyolojik bulgulara dayanıla­rak konulur. Basınçlı hava ile dolu büyük balon kistler hidropnömotoraks ve pyopnömotorakstan ayırt edilmelidir.

Kist içinde artan hava basıncı, acil cerrahi tedaviyi gerektirir. Havanın enjektör veya iğne ile tekrarlanan aspirasyonları veya kateterle emilimi ancak geçici bir rahatlık sağlar. Kesin operatif girişim sağlanana kadar çocuğu kritik dönemden kurtarmak için bu uygulama kullanı­labilir. Genellikle daha sonra akciğerin bir bölü­münün veya tümünün çıkarılması gerekir.