Serolojik incelemeler batı ülkelerinde gebelerde infeksiyon sıklığının 6:1000 olduğunu göstermiştir. Bu gebeliklerin % 6 sı abortus, % 4 ü ölü doğum ile sonuçlanmaktadır. Bu annelerden canlı doğan bebeklerin % 30 unda serolojik testler ile infeksiyon varlığı saptanmakla birlikte klinik bulgular gösteren yenidoğanlann sıklığı çok daha azdır. İngiltere’de kongenital toxoplas mosis’in belirgin klinik belirtilen ile doğan ço cuklann sıklığı 1:10.000 olarak bildirilmektedir.
Toxoplasma gondii’nin ara hayvanı kedidir. İnfeksiyon, kistleri içeren kedi dışkısından hayvanlara geçer. İnsana bulaşma, genellikle iyi pişmemiş sığır, koyun veya domuz etlerinin yenmesiyle olur. İnce barsakta bu kistler trofozoid
Lere dönüşerek dolaşıma geçer ve dokulara yayılır.
Kongenital toxoplasmosis’in belirgin klinik tablosunu gösteren çocuklar çoğu kez preterm ve sga yenidoğanlardır. Hidrosefali nedeniyle doğum güç olabilir. Apgar puanları düşüktür. Çoğu kez canlandırma başarısız olur. Hidrosefali, sarılık, hepatosplenomegali sıktır. Anemi ve erit roblastoz, yaygın ekimoz veya peteşiyal kanamalar, mikroftalmi ve korioretinit, bazen katarakt görülebilir. İntrakranial kalsifikasyon fokusları nadir olarak ilk günlerde de saptanabilir. Hastalığın bu ağır şeklinde mortalite çok yüksektir.
Yenidoğanlarm bir bölümünde ise ağır sis temik belirtiler yoktur. Korioretinit ve/veya hidrosefali dışında belirti bulunmaz. İnfeksiyon asemptomatik de olabilir.
Tanı, toxoplasmosis boya testi (sabin feld man testi) ile konulur, 1:25 üzerinde olan titreler pozitif olarak kabul edilir. 3 4 hafta sonra tekrarlanan testte titrede yükselme, tanıyı kesinleştirir. Toxoplasma için spesifik ıgm, her vakada pozitif bulunmayabilir. Serebrospinal sıvıda len fositoz ve protein artması görülür. Bazı vakalarda santrifüje likörda trofozoidler saptanabilir. Serebrospinal sıvıda yapılan boya testinin pozitif olması, tanıyı kesinleştiren bir bulgudur.
Gebelikte toxoplasma ile infekte olan kadınların tedavisi ile çocukta kongenital infeksiyo nun sıklığının azaldığı ve belirtilerin hafiflediği bildirilmektedir. Bu amaçla spiramycin’iîı 50 mg/kg/gün ağız yoluyla iki haftalık aralar ile verilerek 3 haftalık kürler şeklinde gebelik süresince uygulanması en uygun tedavi olarak önerilmektedir.
Yenidoğanm tedavisi için 4 6 hafta spi ramycin (100 mg/kg/gün), bunu izleyerek 3 hafta pyrimethamine (1 mg/kg/gün) ve sulphadia zine (50 mg/kg/gün) kombinasyonu verilmesi ve bu kürlerin 1 yaşma kadar tekrarlanması önerilmektedir. Yenidoğanda tedavinin etkinliği tartışmalıdır.