Jik değişikliklerin oluştuğu bir dönemdir. Bu değişikliklerin yanısıra çocukluktan erişkinliğe geçiş sürecinin ruhsal tepkileri 18 20 yaşlarına kadar devam eder ve bu tepkiler günlük beslenmeye de yansır. Örneğin çocuk bir bağımsızlık gösterisi olarak ailesinin diyet alışkanlıklarına uymamayı yeğler. Bir taraftan da bu yaşlarda çocuklarda fizik görünüm büyük önem kazanır. Zayıflama çabaları ile sağlığın bozulması özellikle kız çocuklarında nadir değildir ve bu durum anorexia nervosa derecesine varabilir.
Ergenlikte besin gereksinimleri artar, buna karşın çocuğun sosyal yaşantısı giderek yoğunluk kazanır ve beslenme ihmal edilir. Özellikle 12 13 yaşından büyük çocuklarda çocuğun arkadaş ilişkileri çok artar, bazı çocuklarda spor ve atletik faaliyet aşırı olur. Ev ile ilişki azalır. Yemek saatlerinde çocuk genellikle evde olmaz, evde yediği öğünler de değişik saatlerde (gece yansı, sabah geç saatlerde) ve yalnız başına yenir. Çocuğun ev dışında yedikleri çoğu kez sandviçler, kokakola gibi içecekler, pasta, börek gibi yiyeceklerden oluşur. Evde yenen seyrek öğünlerde de yine aynı tip yiyeceklerin seçilmesiyle, besin gereksinimleri hiç karşılanamaz olur. Bu düzensiz ve yetersiz beslenme biçimine en fazla bu yaşta çocuklann çok serbest bırakıldıkları toplumlarda rastlanır. Geleneksel toplumlarda ise çocuk ev düzenine uymaya zorlandığından, beslenme alışkanlıkları, isyan duygulan ve ailesine tepkileri sonucu bozulabilir.
Ergenliğe erişme yaşı bir çocuktan diğerine çok farklı olabileceğinden, bu dönemde besin gereksinimleri kronolojik yaştan çok fizyolojik yaş ile ilişkilidir. Genellikle bu dönemde besin gereksinimleri pübertenin ilk evreleri (11 14 yaş) ve daha ileri evreleri (15 18 yaş) için ayrı ayrı belirtilir.
Besi gereksinimlerini gösteren tabloların kullanılmasında ve özellikle enerji gereksiniminin hesaplanmasında çocuğun püberte evresi, ayrıca fizik faaliyet derecesi dikkate alınmalıdır. Ergenlikteki büyüme hızlanmasının doruğunda olan bir çocuğun besin gereksinimi en fazla olacaktır. Büyümenin en hızlı olduğu sürede vücudun ca, fe, zn, mg ve n gereksiniminin iki kat artabileceği gösterilmiştir.
Ergenlik yaşında çocukların birçoğunun yeme alışkanlıklan, yetersiz diyet almalarına neden olmaktadır. Örneğin devamlı hamburger ye
Mekle folik asit yeterince alınamaz. Diyet çok zaman demir içeriği yönünden de yetersizdir. Bu mineral, menstrüasyonun başlamasıyla demir gereksinimi artan kızlarda önemli olduğu kadar, ergenlikte yağsız doku kütlesi ve kas dokusunun belirgin olarak arttığı erkek çocuklar için de önemlidir. Birçok besin demir içermesine karşın bunların çoğu bu yaş grubunca yeterince alınmaz. Et, mükemmel bir demir kaynağıdır. Midyede ve diğer kabuklu deniz hayvanlarında da demir bol miktarda bulunur.
Kalsiyum alımı da yetersiz olabilir. Bunun nedeni şekerli içeceklerin çok miktarda alınması, buna karşın çok az süt içilmesidir. Okullarda süt satılması, süt ve yoğurt, peynir gibi sütlü
Besinlerin alımının özendirilmesi kalsiyum eksikliğinin oluşmasını önleyecek önlemlerdir. Çinko eksikliği, vejetaryen diyet alan ergenlerde d, b12 vitaminleri, ca, fe, zn eksikliği de bildirilmektedir.
Bu yaşlarda şişmanlık, nadir olmayan ve beslenme eksiklikleri gibi hemen daima psikolojik kökenli bir beslenme bozukluğudur.
Ergenlik döneminde çocuklarla ilgilenen öğretmen, psikolog, antrenör gibi büyüklerin beslenme ve sağlık konusunda bilgili ve çocuklara eğitim yapabilecek yetenekte olmaları beklenir. Bu büyüklerin çocuklarla kuracağı iletişim, bu yaşta çocukların beslenme sorunlarını önlemede en etkin yöntemdir