Yenidoğan döneminden sonra gastrointestinal malabsorpsiyon (kronik ishal, steatore, vb.) ve uzun süre antibiyotik alan hastalar dışında K vitamini eksikliği nadirdir. Pıhtılaşma faktörlerinin sentezini etkileyen karaciğer hastalıkları K vitamini gereksinimini arttırır. İlerleyen karaciğer hastalıklarında ise pıhtılaşma faktörlerinin sentezi yapılamayacağı için K vitamini etkili olamaz. Kinidin ve kinin gibi ilaçlar, K vitaminine bağımlı pıhtılaşma faktörlerini deprese edebilir.
KLİNİK BULGULAR
Kanama ilk belirtidir. Gastrointestinal ve genito-üriner yollarda, diş etlerinde, akciğerlerde, cilt ve santral sinir sisteminde kanamalar olabilir. Yenidoğanda en sık kanama melena, göbekten kanama veya hematüri şeklinde görülür. Kanama ciddi ise anemi oluşur. Protrombin ve parsiyel tromboplastin zamanları uzamış, pıhtılaşma faktörlerinin plazma düzeyleri azalmıştır. K vitamini aktivitesinin azalması ile öncelikle VII. faktör azalır. Bu faktör azaldıkça protrombin düzeyleri düşer, IX. ve X.faktörler de kısmen azalır.
TEDAVİ
Aşırı göbek kanaması, ekimoz, hematemez veya kanh dışkı gibi yenidoğamn hemorajik hastalığı belirtileri olan bir çocukta 1-3 mg Ki vitamini (phytonadion; konakion) veya K3 vitamini (menadion, sinkavit) parenteral olarak verilmelidir. Genellikle tek doz yeterlidir. Hasta protrombin zamanı ile izlenmelidir. Ki vitamininin daha büyük dozlarda verilmesi kontrendikedir. Taze dondurulmuş plazma (5-10 ml/kgJ ile transfüzyon gerekebilir.
KORUNMA
Yenidoğanda hemorajik hastalığın önlenmesi için doğumdan 2-4 saat önce anneye parenteral olarak 1 mg K vitamini verilmesi yeterlidir. Bunun yerine yenidoğan bebeğe parenteral olarak 0.5-1.0 mg Ki vitamini uygulanabilir.
Kronik ishal, safra yolları bozukluğu olan, uzun süre aspirin tedavisi uygulanan, antikoa-gülan tedavi olarak kumarin türevleri alan tüm hastalara haftada bir 1-5 mg K vitamini verilmelidir. Salisilat zehirlenmesinde de kanamaları önlemek için K vitamini uygulanması uygundur.