Vücutta sıvı başlıca iki bölümde bulunur: 1) Hücre içi (intrasellüler sıvı, İSS), 2) hücre dışı (ekstrasellüler sıvı, ESS). Hücre dışı sıvı da damar içi (plazma) ve interstisyel doku sıvısı olmak üzere iki alt kesimde bulunur.
Mide – barsak lümeni, idrar yolları, bağ dokusu, kıkırdak dokusu, kemik dokusu ve seröz boşluklarda bulunan su ile serebrospinal sıvı «transsellüler sıvı» adıyla vücutta üçüncü bir sıvı alanı olarak düşünülebilir.
Total vücut sıvısı fetal yaşamın 10. haftasında vücut ağırlığının % 94 ünü oluşturur. Bu oran preterm yenidoğandâ % 83, miadında yenidoğanda % 79 ve’ yetişkinlerde % 58 kadardır (tablo 8.1.1). Vücut yağ kitlesi arttıkça vücudun su oranı azalır.
Şekil 8.1.1 de değişik dönemlerde total vücut sıvısı ve bunun hücre içi ve dışı bölümler arasındaki dağılımı gösterilmiştir. Fetal dönem-den itibaren total vücut sıvısı ve onunla beraber hücre dışı sıvı alanı giderek daralmakta, buna karşm hücre içi sıvı alanında çok belirgin değişiklik olmamaktadır.
Özellikle preterm doğanlarda doğumu izleyen ilk 4 haftada büyük çoğunluğu ekstrasellü-
Şekil 8.1.1: Fetal dönemden 1 yaşma kadar total vücut sıvısı (TVS), intrasellüler sıvı (İSS) ve ekstrasellüler sıvıda (ESS) değişiklikler
ler sıvı kesiminden olmak üzere, tüm vücut sıvısında % 5-15 oranında bir azalma olur. Bu arada bir kısım sıvı da hücre içinden hücre dışı alana geçmektedir. Sütçocuklugu döneminde de vücut sıvılarının volümünde ve dağılımında değişiklikler belirgin olarak devam etmekte ve erişkin vücut sıvısı yapısına ancak ergenlik döneminde erişilmektedir. Preterm yenidoğandâ 1.5 olan ESS/İSS oranı, yetişkinde 0.49 olmaktadır (tablo 8.1.1).
Yenidoğan ve sütçocuğunun bu göreli total vücut sıvısı ve hücre dışı sıvı fazlalığına karşın dehidratasyona eğilimi, daha büyük çocuklara ve erişkinlere göre daha fazladır. Bu yaş döneminde dehidratasyona eğilimin nedenleri yenidoğan ve sütçocukluğunda metabolizma hızının yüksek, vücut yüzeyinin göreli olarak geniş ve bunlara bağlı olarak da ısı ve gizli su kayıplarının fazla, buna karşm ilk aylarda böbreğin yoğunlaştırma yeteneğininin sınırlı, vücuttan su kayıplarını önleyecek koruyucu mekanizmaların yetersiz oluşudur.
Erişkinde bir günde alman ve çıkarılan su miktarı, ESS volümünün ancak 1/5 -1/6 sı kadardır. Sütçocukluğunda ise bu miktar ESS volümünün yaklaşık 1/2 sine eştir. Vücutta su alış -verişinin göreli fazlalığını belirten bu oranlar, küçük yaşlarda akut dehidratasyona olan eğilimi somut olarak açıklar.
Bir haftalık çocukla, bir erişkinin günlük su dengeleri karşılaştırıldığında çocukta minimal günlük su gereksiniminin erişkinin iki katı, buna karşılık maksimal su toleransının erişkinin-kinin yarısı kadar olduğu görülmektedir (şekil 8.1.2).