Hipernatremik dehidratasyonda osmotik dengeyi sağlamak için hücre içinden ekstrasellüler kompartmana su transferi olur. Bu nedenle hipovolemi belirgin değildir. Buna karşın hücre içi dehidratasyon daha belirgindir. Bu hastalarda ve deneysel hipernatremilerde beyin kanamaları, konvülziyonlar görülebilir. Hiponatremide beyin ödemine bağlı olan konvülziyonların reversibl olmasına ve sekel bırakmamasına karşın, hipernatremik konvülziyonlarda ciddi sekeller kalabilir. Bu hastalarda irritabilite, rijidite ve opistotonus dikkati çeker. EEG de bozukluklar, beyin omurilik sıvısında yüksek protein düzeyleri gösterilmiştir. Tedavi yaklaşımında önemli noktalar şöyle özetlenebilir:
- Sıvı tedavisinde uygulanacak fizyolojik serum + % 5 glükozlu serum karışımı 1: 3 veya 1:4 oranında (30 – 40 mEq/l Na içeren sıvılar) olmalıdır.
- Dehidratasyon yavaş olarak düzeltilmeli, de-fisit 24 saat yerine 2 günde karşılanmalıda.
- Parenteral sıvı tedavisine ek olarak hastaya günde 2 kez 0.5-1 g kalsiyum glükonat verilmelidir.
- Parenteral solüsyon potasyum (30 – 40 mEq/l) içermelidir. ‘
Hipernatremik dehidratasyonda defisitin ne kadar miktarının Na+ içermeyen serbest su şeklinde verileceği aşağıdaki şekilde hesaplanır:
(Hasta serum [Na+] -150) x4 x vücut tartısı
% 10 luk dehidratasyonu olan 10 kg lık bir çocukta serum sodyum düzeyi 160 mEq/l ise verilecek serbest su:
(160 — 150) x 4 x 10 = 400 mi olacaktır.
Böyle bir hastada 3:1 oranında % 5 glükozlu serum + fizyolojik serum (veya Ringer laktat) KC1 ilavesiyle verilir. Bu solüsyon yeterli serbest su sağlayacaktır. Buna ek olarak 12 saatlik aralarla 0.5 -1 mi kalsiyum glükonat İV olarak uygulanır. Defisitin yavaş olarak kapatılması amacıyla parenteral sıvı 48 saatte 3000 mi. olarak verilir.