FUNDA

Calluna vuîgaris (L.) Hull (Syn: Erica vulgaris L.) (Ericaceae) türünün çiçekli ve yapraklı

dallandır. Bu tür 1 m kadar yükseklikte, kışın yapraklarını dökmeyen, sonbaharda pembe renkli çiçekler açan, çalı görünüşünde bir bitkidir. Silisli topraklan sever. Yapraklar küçük, karşılıklı, dip kısımları iki kulakçıkh. Çiçekler 4 parçalı, kaliks korolladan daha büyük. Trakya (Belgrat ormanı) ve Kuzey Anadolu bölgesi dağlarında yetişir.

Tanen.(% 7), uçucu yağ, glikozitler (arbutin, eri-kolin) ve şekerler taşımaktadır.

İdrar yollan dezenfektanı, idrar söktürücü ve kabız etkilere sahip bulunmaktadır (1). İnfusyon (% 5) günde 2-3 bardak içilir. Mümkün olan hallerde taze drog kullanılmalıdır. Çünkü taze drogun etkisi daha kuvvetlidir.

Erica türleri (Funda, Piren, Süpürgeçahsı): Yapraklarının kulakçıksız ve çiçeklerde korollanın ka» liksten daha büyük olması ile C. vuîgaris türünden kolaylıkla ayrılırlar. Memleketimizin sahil bölgelerinde yaygın bitkilerdir.

Memleketimizde E. arborea L. (Ağaç fundası) ve E. manipuliflora Salisb. (Syn: E. verticillata Forskal) türlerinin çiçekli ve yapraklı dallan da yukarıdaki tür gibi kullanılmaktadır.

Erica türlerinin kökü, yanmaya karşı dayanıklı olduğundan, pipo yapımında kullanılmaktadır.

Campylobacter enteriti korunma

Enterik infeksiyonlardan korunmada hayvan rezervuarların tedavi edilmesi, bunlardan elde edilen besin maddelerinin kontaminasyonunu azaltırsa da infekte yumurtaların veya kümes hayvanlarının yeleri kadar pişirilmeden yenmesi ile de bulaşma görülebilir. İnsandan insana bulaşmanın önlenmesinde kişisel hijyene dikkat edilmesinin yanında suların kontamine olmasının Önlenmesi, lağım sularının uygun şekilde yok edilmesi ya da de-zenfeksiyonu, taşıyıcıların teşhis edilerek uygun tedavi ve takiplerinin yapılması ve aktif hastaların izolasyonu gerekir.

Besin zehirlenmeleri genellikle, besin maddelerinin uygun ortamlarda saklanmamalarına bağlıdır. Bu nedenle besinlerin soğuk ortamda (buzdolabı) saklanması ve yenmeden önce yeteri kadar ısıtılması gerekir. 10 dakika süre ile besin maddelerinin kaynatılması (50-55 derecede) parazitleri ve bakteriyel patojenlerin çoğunu öldürür. Isıya dayanıksız enterotoksinler ile oluşan besin zehirlenmeleri besinlerin yeteri kadar ısıtılması ile önlenebilirse de, stafilokoksik besin zehirlenmelerinde olduğu gibi ısıya dayanıklı enterotoksinlerin neden olduğu besin zehirlenmelerinde ısıtma korumayı sağlamaz. Özellikle çiğ süt tüketiminden kaçınmak salmonelîa ve C.jejuni infeksiyonlarmı önlemede önemlidir.

Tifodan korunmada, endemik bölgeye seyahat edenlere ve ev içi taşıyıcılarla teması olanlara tifo aşısı yapılması önerilir. Tifodan korunmak için oral yolla kullanılan canlı tifo aşısı geliştirilmişse de henüz deneme aşamasındadır.

Kolerada en etkili korunma yöntemi kişisel hijyen ile su ve besin maddelerinin kontaminasyonunun önlenmesidir. Aşı ile immünizasyonun koruyuculuğu %50 olup, hastalığın yayılmasını önlemez, yalnızca klinik vakaların görülmesini azaltır. Kolera için de canlı bakteri aşısı hazırlanması için çalışmalar yapılmaktadır.

Son zamanlarda Finlandiya’da bovin rotavirus’dan geliştirilen canlı attenüe virüs aşısı (RIT 4237) nın rotavirus infeksiyonlanndan korunmada oldukça etkili olduğu bildirilmektedir. Colostrum ve anne sütünde bulunan IgA antirotavirus antikorların ro-tavirüs infeksiyonlanndan koruyucu etkisi olduğundan anne sütü ile beslenmeye Önem verilmesi özellikle infantlarda önemli morbidite nedeni olan rotavirus infeksiyonlanndan korunmada etkilidir.

KOMPLET ATRİOVENTRİKÜLER KANAL

  • İnfantlık döneminde kalp yetmezliği sıktır.
  • Kardiomegali, üfleyici pansistolik üfürüm, diğer değişken üfürümler
  • Yüksek S2 ile fiks ikilenme
  • EKG sol eksen deviasyonu ve frontal ORS vektörü saat yönüne terstir.

Genel Özellikler

AV kanal defekti hem atrial ve ventriküler septum ve hem de mitral ve triküspit kapakların kusurundan oluşur. Parsiyel AV kanal defektlerde, ventriküler septum oluşmuştur ve AV kapaklar ventriküler septumun tepesine direkt olarak yapışabilir. Böylece AV kapakların altında sağ ve sol ventriküller arasında ilişki yoktur. Komplet şekilde ise, mitral ve triküspit kapakçık dokusunda eksiklik vardır ve kapakçıklar direkt olarak ventriküler septuma yapışmamışlardır.Böylece ventriküler septumun tepesi ile mitral ve triküspit kapakların ortak kapakçıkları arasında geniş bir defekt mevcuttur.

En sık fizyolojik anormallikler; kanın ventrikül ve atrium seviyesinde şantı, çok sık olarak mitral kapağın ve daha seyrek olarak ta triküspit kapağın yetmezliğidir. Bir çok hastada infantlık döneminin erken safhasında ağır kalp yetmezliği gelişir. Bu erken tanı ve tedaviyi gerektirir. Sineanjiogram genellikle mitral kapak ve sol vetrikül çıkış bölümünün karakteristik “gooseneck” deformitesini gösterir. Geniş pulmoner şant ve mitral yetmezlikten dolayı pulmoner hipertansiyon ve vasküler hastalık erken çocukluk döneminde gelişebilir.

Tedavi

Kalp yetmezliği ve pulmoner vasküler hastalığın gelişmesinin potansiyeli mevcut ise cerrahi erkenden uygulanmalıdır. Operatif tamirin başarısı genellikle AV kapak dokusunun mevcut olan miktarına dayanır. Minimal mitral regürjitasyon bulunan veya ortak AV kapak kapakçıkları iyi gelişmiş çocuklarda tamir, minimal mitral regürjitasyon ile tamamlanabilir ve operatif sonuçlar iyidir. Cerrahi tedavi AV kapakların rekonstrüksiyonu ile ventriküler ve atrial septumdaki defektlerin kapatılmasını içerir.

Prognoz

Tam kalp bloğu operasyondan kurtulan hastaların %5 inde görülür. Çoğunda rezidüel mitral yetmezlik olacaktır ve bunlardan erişkin döneme pulmoner vasküler hastalık gelişimi olmaksızın ulaşanlarda . MVR veya sonradan mitral valvüloplastiyi gerektirir.

Genel olarak, cerrahi başarı oranı %>70 civarındadır. Operasyon gerektiren çok küçük infantlarda yüksek bir ölüm oranı mevcuttur. Bu infantlarda genellikle belirgin bir AV kapak malformasyonu ve daha ağır bir derecede mitral regürjitasyon bulunur.

KAVAK TOMURCUĞU

Populus nigra L. (Salicaeae) ve buna yakın diğer türlerin, erken ilkbaharda toplanıp kurutulmuş tomurcuklandır. Bu tür 30-35 m yükseklikte bir’ ağaçtır. Yaşlı gövdelerin kabuğu çatlaklı ve siyah renklidir. Anadoluda bahçelerde oldukça bol olarak yetiştirilmektedir.

Dış görünüş: 1-3 cm uzunluk ve 5-8 mm genişlikte, koni biçiminde, parlak kestane renkli tomurcuklardır. Kokusu reçinemsi, tadı baharlıdır.

Bileşim: Uçucu yağ, rezin ve glikozitler (populin ve şalisin) taşımaktadır.

Etki ve kullanılış: Dahilen kabız, idrar arttırıcı, terletici, yatıştırıcı ve balgam söktürücü, haricen basur ve yanıklarda ağrı kesici ve îyi edici olarak eskiden geniş mikyasta kullanılıyordu d).

Kullanılış şekli: Dahilen infusyon. {% 5), haricen ise kavak merhemi halinde kullanılır. Bu merhem basur memeleri içi zararsız ve etkili bir ilaçtır.

Diğer isimler: Kara kavak tomurcuğu.

Deri Anatomi ve Fizyolojisi

Koryum, buharlaşma ile, vücut sıvı kaybını ve fazla ısı kaybını önleyen bir bariyerdir. Ter bezleri buharlaşan su miktarını kontrol ederek vücut sıcaklığının sabit kalmasına yardım eder. Ayrıca az miktarda sodyum klorid ve kolesterol, eser miktarda da albumin ve üre ekskrete ederler (atarlar). Koryum dokunma, basınç, ağrı, ısı ve soğukluk duyusunu algılayan sinir uçları ile kaplanmıştır. Bu, bireyin fiziksel çevredeki değişikliklere uyumunu sağlayan koruyucu bir mekanizmadır.

Deri, bazı intradermal kolesterol bileşikleri üzerine güneş ışığının etkisi ile sentezlenen D vitamini yapar. Subdermal dokuya mikroorganizmaların penetrasyonunu önleyerek infeksiyonlara karşı da koruyucu rol oynar.