Kan Yapma

Kan hücreleri, göğüs kemiği, leğen kemiği, kaburga kemikleri, spinal vertebralar (omurgayı oluşturan omur kemikleri) ve bacaklarda bulunan uzun kemikler (uyluk ve kaval kemikleri) de dahil olmak üzere, belli kemiklerin iliklerinde oluşur ve olgunlaşırlar. Kan hücreleri, olgunlaştıktan sonra, kemik iliğindeki kan damarlarına giriş yapar ve kan yoluyla vücudunuzda dolaşır. Lenfositler, lenf bezlerine, timüse ve dalağa giriş yaparak daha fazla olgunlaşır ve tekrar kana dönerler.

kan

Tüm olgunlaşmış kan hücreleri, ilk olarak kök hücreler adı verilen primitif hücrelerden gelişirler. Ana kök hücreler (multipotansiyel/mulitpotent kök hücreler de denir), akyuvar (lenfosit) yapan lenfoid kök hücreler üretebilirler Ana kök hücreler, aynı zamanda, alyuvar ve (trombosit yapan) megakaryositler de dahil olmak üzere diğer akyuvarları yapan myeloid kök hücreleri de üretebilirler. Ana kök hücreler, daha fazla ana kök hücre de yapabilirler (noktalı alan). Kök hücreler ile tamamen olgunlaşmış hücrelerin arasında, henüz tam olgunlaşmamış hücreler bulunur.

Kan hücrelerinin gelişip olgunlaşmaları, bazıları ilikte yapılan, büyüme faktörleri adı verilen maddeler tarafından sağlanır; diğer büyüme faktörleri, kanın içinde iliğe giden diğer organların içerisinde yapılan hormonlardır. Büyüme faktörleri, farklı kan hücrelerinin üretilmesini sağlamak için ilaç olarak verilebilir. Ayrıca, bir kemik iliği nakli esnasında kök hücre nakli alabilirsiniz

Lifli Yiyecekler Nelerdir?

“Lifli besinler nedir” sualine cevap vermeden evvel gıda lifi çeşitleri hakkındaki kısa birazcık informasyon can. Lif, besinlerin bağırsak enzimleri tarafınca sindirilmediği bölümüdür. Gıda lifleri suda çözünür ve suda çözünmez olarak 2 kategoriye ayrılır. Her 2 lif cinsinin değişik hastalıkların iyileştirilmesi ve emarelerinin hafifletilmesi için değişik yararları mevcuttur. Suda çözünür lif ihtiva eden besinler, kan şekerinin durağan(durgun) tutulması ve fena kolesterolün düşürülmesine destek olurken suda çözünmeyen lif, kabızlığı gidermek, basuru önüne geçmek ve hazım sistemi rahatsızlıkları rizikosunu aza indirgemek için kıymetlendirilmektedir. Günlük olarak katılması ihtiyaç duyulan lif dozu her 1000 kalori için 14 gramdır. Her gün 2000-2500 kalori çevre sıhhatli olgun kişiler için 28-35 gr arası gıda lifi tavsiye edilmektedir.
Suda Çözünür Lif İçeren Besinler

Suda çözünür lif isminden da anlaşılacağı suretiyle bağırsaklarda çözülerek jel kıvamında bir maddeye tahavvül eder. Bu jel benzeri nesne hazım sisteminin emek harcama süratini yavaşlatarak tokluk hissiyatını uzatır. Çözünür gıda lifleri kandaki kolesterol düzeyinin korunmasına ve sindirimi yavaşlattığı için bilhassa yiyeceklerden sonrasında husule gelen kan şekeri dalgalanmalarının engellenmesine destek sunar.
lifli-yiyecekler
Tam Tahıllar: Yulaf tahıllar içinde çözünür lif tarafınca en varlıklı besindir. Sabah yemeğinde yiyeceğiniz yarım su bardağı pişmiş yulaf kepeği ya da yulaf ezmesi günlük lif gereksiniminin mühim bir bölümünü karşılar. Yulafla beraber taze meyve kullanmak lif miktarını fazlalaştıracaktır. Yeniden aynı halde pişmiş ya da kahvaltılık gevrek olarak sarf edilen arpa çözünür lif tarafınca fazlaca varlıklıdır.

Meyve: Kuru erik, armut ve turunçgiller (turunçgil, greyfurt..) şeklinde meyveler yüksek miktarda çözünür lif ihtiva eder. Bu kategorideki öteki meyveler içinde nektarin, şeftali, elma, muz ve böğürtlen yer almaktadır.

Baklagiller: Sarı yahut yeşil mercimek, fasulye, nohut benzer biçimde baklagiller günlük gıda lifi deposu olarak kullanılabilir. Yarım fincan pişmiş rastgele bir baklagil ortalama 3 tane meyve değin gıda lifi ihtiva eder.

Sebzeler: Suda çözünen lif ihtiva eden sebze sıralaması oldukça geniş olmasa da brokoli, Brüksel lahanası, havuç benzer biçimde lifli sebzeler kalp ve hazım sistemi için iyi sebzeler içinde alan gösterilmektedir.

Elma
Turunçgil
Kayısı
Muz
Böğürtlen
Kiraz
Greyfurt
Şeftali
Ananas
Armut
Erik
Çilek
Mandalina
Brokoli
Havuç
Mısır
Bezelye
Domates
Kabak
Patates

Suda Çözünmeyen Lif İçeren Besinler

Besinler yöntemiyle alınan ve suda çözünmeyen fiber bağırsak süresince sindirilmeden hareket eder. Bu gıda lifi çeşidi bağırsak hareketine destek olarak kabızlığı engeller ve kabızlığa bağlı öteki problemlerin iyileştirilmesine destek verir. Yeme içme profesörleri suda çözünmeyen lifli yemekleri tokluk hissiyatını uzatması sebebiyle rejim yapanlara tavsiye etmektedir.

Sebzeler: Suda çözünen lifin tersine oldukça oldukça pişmeden sebze, başta şalgam, pancar, karnabahar, lahana, Brüksel lahanası ve havuç olmak suretiyle mühim miktarda suda çözünmeyen lif ihtiva etmektedir. Yeşil yapraklı sebzeler, brokoli, yeşil fasulye, salatalık, soğan, lahana, kereviz, domates, patlıcan, biber ve mısır da yüksek miktarda lif ihtiva eder. Bu sebzelerden azami miktarda lifi alabilmek için pişmeden tüketilmeleri tavsiye edilmektedir.

Meyveler: Kabuklu, çekirdekli meyvelerin bir çok farklılaşan miktarlarda suda çözünmez gıda lifi ihtiva eder. Kabızlık problemi olanlara lif aracılığıyla oldukca varlıklı olan elma sert tabakası tavsiye edilir. Kabızlığı hafif hale getirmek için kiraz, üzüm, ananas, turunçgil, kavun, erik ve çilek yiyebilirsiniz.

Tahıllar: Buğday kepeği, çavdar ve kahverengi pirinç çözünmez lif için iyi kaynaklar arasında yer almaktadır.

Buğday kepeği
Yulaf kepeği
Kuru havuç
Gevrek ekmek
Buğday tohumu
Kepekli çavdar unu
Bezelye
Soya fasulyesi
Patlamış mısır
Fıstık
Kuru şeftali
Badem
Mercimek
Arpa unu
Müsli
Üzüm
Ceviz
Kepekli makarna
Soğan

Gıda Lifinin Ehemmiyeti

Gıda lifinin esenlik üstüne tesirleri hikayesinde bilhassa verecek senelerde rakamları çoğalan incelemelerin neticeleri yaklaşık olarak aynıdır. Tertipli olarak çözünen ve çözünmeyen gıda lifi tüketenlerin tüketmeyenlere nispeten kalp ve damar rahatsızlıklarına yakalanma, şeker rahatsızlığı geliştirme, hazım sistemi rahatsızlıklarına yakalanma ihtimali fazlaca azalıyor. Yeniden lifli besinlerle beslenenlerin hayat kalitesi ve hayat zamanı çoğalıyor. Lif yalnız sindirime, kolesterol ve şeker düzeylerinin korunmasına değil uzuvlarda meydana gelen iltihapların az hale gelmesine ve potansiyel olarak kötü huylu tümörü yapabilecek nesnelerin bedenden atılmasına destek oluyor. Ek olarak lif aracılığıyla varlıklı yiyecekler çoğu zaman sıhhatimiz için vitamin ve mineral yönünden da varlıklı olduğundan genel sağlığımıza da katkıda yer alıyor.
Çok Lif Yemenin Ihtimaller içinde Yan Tesirleri

Fazlaca aşırı lif yiyecek demir, çinko, kalsiyum ve magnezyum şeklinde minerallerin gövde tarafınca tümüyle emilmesini önleyebilir. Yakın zamanda yüksek miktarda lif kullanmak gaz, şişlik ve mide kramplarına sebep olabilir. Lifi beslenmenize azar azar çoğalan miktarlarda ait arzu bu yan etkilerden korunmanızı elde edecektir.

Gece Körlüğü

Retina bozukluğu olanlarda da gece görme zorluğu olabilir. Gece körlüğü, çok sık karşılaşılmayan bir hastalığın, tavuk karasının uyarıcı bir işareti de olabilir.

argon_lazer22

Tavuk karasında, çubuksu ve konik retina hücrelerinde bir düzensizlik oluşur, bu durum genellikle her iki gözde olur; bunun sonucu olarak tünel görüşü ve ileri bir körlüğe kadar uzanabilen, görme netliğinin ve kenardan görme yetisinin kaybı söz konusudur. Genellikle, ergenlik çağına kadar belirtiler ortaya çıkmaz.

Tavuk karası iseniz, doktorunuz retinanızda koyu bir pigmantasyon (hücrelerin renklen­mesi) görebilir.
Kalıtımsal olarak edinilen bu rahatsızlığın, bilinen bir tedavisi yoktur, ancak 10 yaşına gelen bir çocukta bulunabilir. Geceleri görme zayıflığınız varsa, doktoru­nuzla konuşun, sebebini bulabilir.

Kronik Hepatit Hastalığı ve Tedavi Yöntemleri

99999

Tedavi

İlâç tedavisi gerekmez. İstirahat öğütlenir. Aşırı yorgunluklardan kaçınılmalıdır.

KRONİK AKTİF (AGRESSİF) HEPATİT

İltihap karakterlerinin ilerleyici olması dikkati çeker: Portal alanlarda ileri derecede hücre enfiltrasyonu, parankimde kenar lamellerinin bozukluğu ile ve güve yeniği tipindeki nekrozlarla birlikte lobülün merkezine doğru agresyon (tecavüz) görülür. Fibrozis gitgide artış gösterir ve sonunda siroza dönüşür. Bunlarda karaciğer karsinomu da sık gelişir.

Klinik tablo: Tekrarlayan sarılık hecmeleri, halsizlik olur. Transaminazlar sürekli yüksek bulunur. Karaciğer fonksiyonları ileri derecede bozuktur. Kanda albumin azalması, koagülasyon bozuklukları saptanır. Gama globulinler artmıştır. Genç erkeklerde daha sık görülür.

Kronik aktif hepatitin birkaç türü vardır:

Hepatitis B sonucu oluşan kronik hepatitte HBsAg pozitif, anti-HBs negatiftir. HBeAg testi de pozitif çıkabilir. Hastalık bu bulgularla birkaç yıl sürebilir. Bu zaman içinde yapılan kontrollarda anti-HBs ve anti-HBe testlerinin pozitifleşmesi hastalığın düzelmeğe başladığını ifade eder. Bu sırada HBaAg ve HBeAg testleri negatifleşmeğe yüz tutar. Transaminazlar da düzelir. Delta etkeninin eklenmesi hastalığı alevlendirebilir.

İmmünolojik değişikliklerle birlikte olan kronik aktif hepatitte geniş tabanlı bir hipergamaglobulinemi (poliklonal gamopati) bulunması, kronik ilerleyici karaciğer hastalığı için karakteristiktir. Burada asıl artan globulin türü İgG dir.

Non-A-Non-B hepatiti sonucu oluşan kronik aktif hepatit, B virüsünden ileri gelen kronik aktif hepatitten daha sıktır, fakat siroz gelişmesi daha seyrektir. Bu tip kronik aktif hepatitte,bütün markerler negatiftir. Hastalık alevlenmelerle seyreder. Transaminazlar da buna bağlı olarak zaman zaman artar.

Otoimmun kronik aktif hepatit formunda çoğu zaman geçirilmiş bir akut hepatit anamnezi bulunmaz. Daha ziyade genç kadınlarda rastlanan bu tür kronik hepatitte artralji, deri belirtileri (eritemler), plörezi, artrit gibi kollagen hastalıklara özgü semptomlar bulunur. Bunlarda L.E. fenomeni % 15-20 vak’ada pozitif çıkar. Bu nedenle bu tip hepatite “Lupoid hepatit” adı verilmiştir. Deride örümcek ağzını andıran benler (spider nevus’lar), çatlaklar(striae), aşırı kıllanma (hirsutizm) ve amenore görülmesi nadir değildir. Hemolitik anemi ortaya çıkabilir. Hepatit markerleri negatiftir. Romatoid artrit testi pozitif çıkabilir.

Bazis terapisi: Kronik aktif hepatitli hastalar normal bir yaşam sürerler. Aşırı eforlardan kaçınırlar. Alkolden ve karaciğere toksik etkili ilâçlardan uzak dururlar. Enfeksiyonlardan sakınırlar. Genel hijyenik önlemleri ihmal etmezler. Ufak ameliyatları ertelerler. Kan naklinden, immunglobulin zerklerinden ve koagülasyon faktörleri konsentratlarından kaçınırlar. B-kompleks, A, D, E, K vitaminleri, çinko preparatları (Vi-Mineral, Supradyn, Theragran-M) alırlar.

Antiviral tedavi: B ve Non-A-Non-B hepatiti sonucu ortaya çıkan kronik aktif hepatitlerde kullanılır. Adenin arabinozid (ARA-A) ve Adenin arabinozid monofosfat (ARA-AMP) adlarıyla bilinen antiviral ilâçlar toksik etkileri nedeniyle 1 aydan uzun süre kullanılamazlar. Daha az toksik olduğu bildirilen ARA-AMP dozajı: İlk 5 gün içinde 10 mg/kg, sonraki 25 günde 5 mg/kg i.m. enjekte edilir. Bu ilâçlar yurdumuzda yoktur.

Alfa-İnterferon (İntron-A): Haftada 3 defa 3 milyon ünite s.c. verilir. 4 ay devam edilir. Özellikle Non-A-Non-B hepatitine bağlı kronik aktif hepatitte etkili olduğu bildirilmektedir.

Levamizol (Ketrax): Kronik aktif hepatitte kullanılmaktadır. 6 ay süre ile gün aşırı 160 mg (4 tablet) verilmektedir.

Kortikosteroidler: Otoimmun mekanizma ile oluşmuş kronik aktif hepatit formlarında (Lupoid hepatit) etkili olduğu kabul edilmektedir. Predzinolon (Codelton, Deltacortril)

Dozaj: Günde 4 defa ikişer tablet olmak üzere 40 mg ile başlanır. Transaminazlar düşmeye başlayınca doz ilkin günde 30 mg. a, bir hafta sonra 20 mg. a, bir haftalık medikasyondan sonra 10 mg. a düşürülür. 15 günlük idâme dozu 10 mg dır. Son haftada günlük doz 5 mg dır.

HB2Ag pozitif kronik aktif hepatitte ve Non-A-Non-B virusla oluşan kronik aktif hepatitte kortikosteroid tedavisi kontrendikedir, zira immunosüpresyona yol açar ve güve yeniği nekrozlarını artırır.

İmmunosüpressifler (İmuran): Kortikosteroidlerin etkisiz kaldığı kronik otoimmun hepatitlerde endikedir.

Dozaj: Günde 50 mg (1 tablet) verilir. Beraberinde 15 mg prednozilon (Codelton, Deltacortril) verilmesi uygun olur.