Ev Güvenliği

Zehirlenme: 1996 yılında, ABD’deki evlerde, 1. 8 milyondan fazla zehirleyici madde bulunu­yordu. 6 yaşından küçük çocuklar zehirlenmelere en müsait olanlardır. Fırın veya tuvalet temizleyicileri gibi, kimyasal yanıklara sebebiyet verebilen malzemeler, özellikle tehlikelidir. Böcek ilaçları, alkollü içkiler ve antifriz de tehlikelidir.

hirsizalarmevi

Temizlik malzemelerini asla bir­birleriyle karıştırmayın; karıştırma işlemi potansiyel olarak öldürücü gazlar üretebilir. İlaçlar da zehirlenmelere yol açabilir. İlaçları, kendi kutularında, yatak odasından uzak bir yerde saklayın; gece yarısı uya­nıp yanlışlıkla içmemeniz için, baş ucunuzda bulunan komidin gibi eşyaların üzerinde bırakmayın.

Yangınlar: Evinize işlevsel bir duman dedektörü taktırarak, evde çıkabilecek bir yangında hayatı­nızı kaybetme riskinizi yarı yarıya düşürebilirsiniz. Bodrum da dahil olmak üzere ve her yatak odasına bir tane düşecek şekilde, evinizin her katına birer tane dedektör taktırın. Dedektörleri her ay kontrol edin ve 6 ayda bir pillerini yenileyin.

Çalışmalar, bir yangın esnasın­da insanların evden çıkmak için ortalama 2 dakikaya sahip oldukla­rını gösteriyor; bir kaçış yolu belir­leyin ve tatbikatını yapın. Yangın­ların çoğu mutfakta başlar. Yemek pişirdiğiniz yerin yakınında küçük bir yangın tüpü bulundurun. Ayrıca, evinizdeki elektrik sisteminin doğru şekilde çalıştığından emin olmak için kontrolünü yapın.

Karbon monoksit zehirlen­mesi: Karbon monoksit, arızalı veya uygun havalandırma siste­mine sahip olmayan ısıtıcılardan, kaloriferlerden ve çamaşır kurutma makinelerinden sızabilecek ko­kusuz ve renksiz bir gazdır. Hiç farketmeden ölüme yol açabilir. Karbon monoksit zehirlenmesine karşı önlem almak için, hava bo­rularını ve bacaları düzenli olarak temizleyin ve sızıntı olup olmadı­ğını kontrol edin. Evinize, karbon monoksit dedektörü taktırın.

Radon: Radon, radyoaktif bir gazdır. Eğer eski bir binada oturu­yorsanız, radonun aile üyelerinizin sağlığını tehdit etmediğinden emin olmak için, yerel halk sağlığı departmanınızdan evinizdeki radon düzeyini kontrol ettirmeye ilişkin öneri isteyin.

ABD Çevre Koruma Kurumu, tüm evlerin %10 kadarında, eski yapıların temellerinden sızan yük­sek düzeyde radon bulunduğunu tahmin etmektedir. İyi havalandır­ma, özellikle de bodrum katların­da, riski azaltır.

Kurşun zehirlenmesi: Kurşun zehirlenmesi, çocukların sağlı­ğını büyük ölçüde ve yetişkin­lerin sağlığını da daha nadiren risk altına atmaktadır. Kurşun, doğada bulunan, yutulan veya nefes yoluyla içe çekilen zehirli bir maddedir.

Yutulan kurşun, evinizdeki, kurşundan yapılmış veya kurşunla lehimlenmiş su tesisatı borularındaki yüksek kurşun düzeylerinden gelebilir. Eğer evinizde kurşun olma ihtimalinden şüpheleniyorsanız, nasıl tespit edebileceğinizi öğrenmek için, yerel halk sağlığı departmanınıza danışın.
Kurşun bazlı boyanın (1960 yılında yasaklanmış olmasına rağ­men, ABD’de halen 30 milyon eski evde bulunmaktadır) tadı şekerli­dir. Çok küçük çocuklar, duvarlar­daki kurşun bazlı boyadan veya macundan ve diğer zeminlerden koparıp yiyerek veya evin yakının­da bulunan kurşun bulaşmış top­raktan yiyerek zehirlenebilirler.

Havadaki kurşun, solunarak akciğerlere girebilir. Bu, binaların üzerindeki eskimiş boyalar, gerekli önlemler alınmadan çıkarıldığında meydana gelir. Önceleri, benzin istasyonlarında kurşun ihtiva eden benzin satılıyorken, kurşundan kaynaklanan hava kirliliği yoluyla meydana geliyordu. Kurşun ihtiva eden benzin satmak, artık yasaktır. Kurşun zehirlenmesi, vücudun birçok farklı organını olumsuz etkileyebilir. Küçük çocuklarda, ciddi öğrenme, konuşma, koordi­nasyon ve davranış bozukluklarına sebep olarak, beyni etkileyebilir. Ayrıca, anemiye ve böbrek hasarı­na sebebiyet verebilir.

Uyku İlâçları ile Zehirlenmeler ve Tedavi Yöntemleri

UYKU İLÂÇLARI İLE ZEHİRLENMELER

Ülkemizde bulunan belli başlı uyku ilâçları şunlardır: Fenobarbital (Luminal, Luminaletten, Phenobarbitai), metakualon (Noludar), tiopental sodyum (Pentothal Sodium).

Klinik tablo

Uyku ilâçlarından ileri gelen zehirlenmeler merkezî sinir sistemi fonksiyonlarının ilerleyici tipte bozulması ile karakterizedir.

 

Bu bozukluğu 5 fazda inceleyebiliriz:

0 – Hasta uyur, kolay uyandırılabilir, konuşmaya zorlanabilir.

1 – Bilinç bozukluğu vardır; ağrı uyarısına yanıt alınabilir, refleksler intakttır.

2 – Ağrılı uyarılara yanıt alınamaz, fakat refleksler henüz alınabilir.

3 – Refleksler kaybolmuştur, fakat solunum ve dolaşım fonksiyonları in-
takttır.

4 – Solunum yetmezliği ve dolaşım şoku ortaya çıkmıştır.
Bu fazlar, tedavi görmemiş olan ağır bir barbitürat entoksikasyonu vak’asında izlenebilecek olan evrelerdir. Kliniğe getirilen vak’alarm çoğu ise 0 ile 2 – 3 evrelerinde bulunurlar. Hastalar huzursuzdurlar, motorik ajitasyon gösterirler. Barbitürat zehirlenmesi için tipik fakat kanıtlayıcı olmayan deri bulguları ilginçtir: Başlangıçta soluk görünen bazı deri bölgelerinde keskin kenarlı enfiltre alanlar palpe edilir. Buralarda kısa zaman sonra kızarıklık, vezikülleşme ve nekroz ortaya çıkar. Bu lezyonlar daha çok, basınç altında bulunan dizlerin, topuğun ve omuzların iç yüzlerinde görülür. Bunları görmek için hastayı soyunuk durumda muayene etmek gerekir.

zz.

Komadaki hastanın bakımı: Ağız hijyeni, gözlere pomat sürülmesi, yatakta uygun pozisyon verilmesi, dekubitus profilâksisi.

Solunum yolunun açık tutulması ve vantilâsyonun sağlanması: Hafif vak’alarda hastanın düzgün şekilde yana, karın üstüne olmak üzere çevirilmesi, başın düz veya aşağıda tutulması, toraks masajı, bronş aspirasyonu. Ağır koma vak’alarında ise entübasyon. Tüp 24 – 48 saat yerinde bırakıldıktan sonra gerekiyorsa trakeotomi. Kan gazı analizlerine bakarak kontrollü yapay solunum yaptırılması.

Şokla savaşım: Hipovoleminin giderilmesi için plazma, Dextran verilmesi. Sempatikomimetikler (Novadral) ancak hipovolemi giderildiği halde tansiyon normal düzeyde tutulamıyorsa endikedir.

Su, mineral ve asit-baz dengesinin sağlanması: İdrar miktarı, yoğunluğu ve ozmolaritesi izlenir. Serumda üre azotu, Na, K, Cl, pC02, bikarbonat ve PH tayinleri, hematokrit ölçümleri izlenir. Asidoz varsa sodyum bikarbonat enfüzyonları yapılır. Böbrek fonksiyonu iyi ise 500 mi. Ringe solüsyonu, 1500 mi. Dextrose % 5’lik, gerekirse Kadalex verilir.

Hipoterminin tedavisi: Hastanın 39°C’lik banyoya konarak vücut ısısının 38 dereceye çıkarılması.

Genel entoksikasyon tedavisi: Mide yıkanması sakıncalı sayılmaktadır. İdrar miktarı artırılmağa çalışılır. % 10’luk Mannitol solüsyonu ve i.v. furosemid (Lasix, Desal) verilmesiyle günlük idrar miktarı 24 saatte 12 litreye kadar artırılabilir. O zaman da mineral bilançosunu gözden ırak tutmamak gerekir. Sıvı miktarını ona göre tamamlamaya çalışmalıdır. Ayrıca bikarbonat enfüzyonları, özellikle Luminal entoksikasyonlarında kan PH’sını alkalik yöne çevirerek, barbitüratlarm iyonize fraksiyonunu azaltmaya yarar.

Gerekirse peritoneal diyalizle veya hemodiyalizle barbitüratlarm eliminasyonu kesin şekilde sağlanır. Analeptikler kullanılmaz, ancak 4. evresinde bulunan derin koma vak’alarında komanın derinliğini azaltmak amacı ile verilebilirse de, refleksler geri döner dönmez analeptiklerin hemen kesilmesi gerekir.

Yukarıda anlatılan yoğun bakımla hasta düzelir düzelmez, süisid nedeninin aydınlatılması için bir psikoanaliz yapılmalıdır. Psişik bir defekt saptandığı takdirde psikoterapi gerekli olur.

Etil Alkol Zehirlenmesi

Alkol içme yarışına kalkanlar, rakıyı birayla karışık şekilde içenler, bilmeden alkol alan çocuklar gibi bazı zehirlenme olayları dışında, kısa sürede çok miktarda içki içenler de entosikasyona uğrarlar.

Alkol zehirlenmesi tablosu narkoza benzer. Eksitasyon dönemi ile paralizi arasındaki ara döneme ait narkoz tablosuna uyar. Bu sırada hasta ajitedir, hep hareket etmek ister, konuşma bozukluğu olur, periferik vazodilatasyon (yüz ve gözlerin kızarıklığı) dikkati çeker; bol terleme, taşikardi ve denge bozukluğu görülür. Daha sonraki dönemde bulantı, kusma, hipotansiyon ve uyku hali gelişir. Ağır entoksikasyonda ise hasta koma içindedir, Tansiyon daha da düşer, arefleksi, pupilla rijiditesi ve solunum bozuklukları vital tehlike bulunduğunun belirtileridirler. Çocuklarda eksitasyon dönemi görülmez, onlarda bazan erişkinlerde de görülen kramplar hipoglisemi sonucudurlar.

Tanı: Anamnez, DRAGER tübüne alınan solunum havasının ve kandaki alkol düzeyinin incelenmesi ile konur.

Tedavi
a

10 mg. Diazem i.m. yapılarak hastanın eksitasyonu giderilir. Henüz alkol rezorpsiyonu tam olmamışsa Apomorün (5-10 mg. i.m.) ve Novadral (5-10 mg. i.m.) yapılması yararlı olabilir. Bu enjeksiyondan sonra hasta kusar ve henüz rezorbe edilmemiş alkolü dışarı atar.

Hasta uygun bir baş pozisyonunda yatırılır, kusmuğunu aspire etmemesi sağlanır. Gerekirse bir santral analeptik (Aminocardol, Difilin) yapılabilir. Komadaki hastalarda yukarıda anlatılanların bir etkisi olmaz. Eğer henüz midede alkol bulunduğu sanılıyorsa mide lavajı yapılabilir. Onun dışındaki bütün tedavi önlemleri tıpkı Barbitürat entoksikasyonunda olduğu gibidir.

Yiyeceklerle İlgili Zehirlenmeler ve tedavi Yöntemleri

Açıkta bırakılan yemekler üzerinde üreyen bakteriler, özellikle Strafilokkus aureus’lar, akut gastroenterit tablosu meydana getirirler. Bu yemekler tekrar ısıtılsa bile bakterilerin ölmesi yetmez, çünkü toksinleri ısıya dayanıklıdırlar. Toksinli besinin alınmasından birkaç saat sonra bulantı, kusma ve daha sonra da diyare ortaya çıkar. Diğer bakterilerin de besin zehirlenmelerinde rolleri vardır ve çeşitli klinik tablolar meydana getirirler.

Tedavi

Antibiotikler: Koli basillerinden ileri gelen ishallerde doksisiklin (Tetradox, Monodoks) günde 1 defa 100 mg; salmonella grubu ishallerinde kloramfenikol (Kemicetine, Synthomycetin, Vi-Klorin) verilir. Diğer bakteriel ishallerde antibiotik tedavisine gereksinim yoktur.

Semptomatik tedavi: Diyare aracılığı ile toksinlerin atılmasını sağlamak gerektiği unutulmamalıdır. Bu nedenle antibiotiklerle veya antidiareik ilâçlarla ishali kesmemek gerekir. Bu hastalarda yapılması gereken tedavi, su ve tuz dengesini sağlamaktır. Bunun için de hastalara şekerli+tuzlu su içirilmelidir. Ancak diyare birkaç günde geçmediği veya arttığı takdirde loperamid (Lopermid, Lorimid) veya difenoksilat+atropin (Lomotil) preparatları (günde 3 defa 2 tablet) verilebilir.

BOTULİSMUS

Klostridium botulinum bakterilerinin ekzotoksinlerinin konserve yiyecekler içinde vücuda girmesiyle ortaya çıkan ağır bir besin zehirlenmesi tablosudur. Bu bakterilerin çeşitli suşları vardır. Et, sebze, balık konservelerinde anaerop koşullarda ürerler. Ekzotoksinleri ısıya dayanıksızdır. Pişirilerek yenen konserveler zararsızdır. Çiğ yendiklerinde 24 saat kadar sonra gastroentestinal bozukluklar ve serebral semptomlar ortaya çıkar. Bu toksinler kurar etkisine benzer etki gösterdikleri için adinami ve diyafragma paralizi gibi belirtiler yanında çift görme, yutma zorluğu, kabızlık, kafa çifti felçleri ve uykusuzluk meydana getirebilir.

p

Tedavi

Antiserum tedavisi: İlk iş 10 000-50 000 ünite trivalan antibotulinik serum i.m. zerkedilir.

Yoğun bakım: Solunum bozukluğu görülen her botulizm vak’ası derhal bir yoğun bakım ünitine yatırılmalıdır. Burada entübasyon, trakeostomi ve mekanik respiratöre bağlama olanakları vardır. Damar yoluyla besleme yapılır.