Alfa Adrenoreseptör Antagonistleri

Periferide alfa-adrenerjik blokaj yoluyla periferik vazodilatasyon meydana getiren antihipertansifler bu gruptadır. Periferik direnci azaltırlar. Fentolamin, prazosin, doksazosin bu gruptaki ilâçlardır:

Fentolamin {Regitin ampul 10 mg): Feokromositomanın akut krizlerinde verilir. Tansiyonun düşmesi tanıyı doğrulayıcı bir test sayılır. Tedavi amacıyla da kullanılır.

Dozaj: Krizlerde önce 5 mg, tansiyon düşmesi olmadığı takdirde 10 dakika sonra tekrar 5 mg i.v. verilir.

Prazosin (Minipres tablet, 1,2 ve 5 mg): Periferide alfa-1 adrenoreseptörleri bloke eder. Bu reseptörler yalnız arter duvarında değil, ayni zamanda vena duvarlarında da bulunduğu için venlerde de dilatasyon meydana getirir. Kalp atım hacmini artırır, pülmoner alandaki vasküler direnci azaltır. Kalp yetmezliğinde de yararlı bir ilâç sayılır. Monoterapide kullanılabilen prazosin her yaştaki hastalara, gebelere, kalp ve böbrek yetmezliği bulunanlara çekinmeden verilebilen bir antihipertansiftir.

uuukkkddd

Dozaj: İlk dozu gece vermelidir. 1 mg ile başlanır. Sonraki dozlar sabahları verilebileceği gibi geceleri vermeğe devam olunması da mümkündür. İlk dozun bazı hastalarda ortostatik hipotansiyona bağlı senkop yaratması olasılığı nedeniyle gece verilmesi öğütlenmekte-dir. 1 mg ile yeterli sonuç alınamazsa doz günde 2 defa 1 veya 2 veya 5 mg’a çıkarılabilir. Genellikle 2 defa 2 mg yetmektedir. Üçüncü aydan sonra azalan etkisini artırmak için bir diüretikle kombine edilmesi doğru olur. Yan etkileri: İlk doz fenomeni dışında halsizlik, başağrısı, çarpıntı, bulantı, ağız kuruluğu, sık idrara çıkma gibi belirtiler bildirilmiştir.

Dokzazosin (Cardura tablet 1 ve 2 mg): Üçüncü jenerasyon bir alfa-1 adrenerjik antagonistidir. Etkisi geç başlar. İlk doz senkopu olmaz, “başlılara, astımlılara ve gutlulara verilmesinde sakınca yoktur.

Dozaj: Sabahları tek doz halinde 1 veya 2 mg.çeşitleri

 

Şok ve Kollaps Tedavi Yöntemleri

Nedenleri: Kanamalar, ağır travmalar, kalp infarktüsü,yanıklar, entoksikasvonlar,ağır akut enfeksiyonlar (gram negatif sepsisler,diğer enfeksiyonlar), akut, pankreatit vs.

Nedeni anlaşılamayan şoklarda şu olasılıkları hemen hatıra getirmelidir: Farkına varılmayan bir kanama odağı (dış gebelik,duodenal ulkus,özofagus varisi) sesiz kalp infarktüsü akut pankreatit,gram negatif sepsis,nörojen şok.

Laboratuar tetkikleri: Hemen başvurulması gereken tetkikler şunlardır: Vucut ısısı, nabız sayısı, solunum sayısı ve arter tansiyonu ölçümleri ile idrar tahlili, Ayrıca hematokrit hemoglobin, serumda Na, K ve rezerv alkali tayini EKG alınması ve kontrolları. Mümkünse oksijen satürasyonu tayini, santral venöz basınç ölçümü, total protein tayini.

Şok tipleri: a) Kanamaya bağlı hipovolemik şok
b) Plazma kaybına bağlı hipovolemik şok  c) Septik toksit şok d) Kardionejik şok e)Anaflaktik şokf) Nörojen şok (ilâçlara bağlı, spinal anesteziye bağlı, merkezî sinir sisteminin lezyonlarına veya hipoksemisine bağlı).

Tedavi

Büyük kan kayıplarına bağlı hipovolemik şokta tedavi: Hemen bir enfüzyon kanülü yerleştirilir,gerekirse vena seksio yapılır.En iyisi santral venöz bir polietilen kateter koymaktır.

Bu vak’alarda hematokrit ve kan proteinleri belirgin şekilde düşük çıkar.Damarları kanla, plazmayla, hiç değilse dekstran ile doldurmak  gereklidir
Normalde 5-10 cm su olan santral venöz basınç düştükçe damarların sıvı ile doldurulması, yükseldikçe sıvının kesilmesi gerekecektir.Verilecek kan transfüzyonu ilk ağızda 1 şişedir. Ağır kan kayıplarında 1500-2000 cc kadar kan verilir. Her 3 şişe sitratl1 kana karşılık 1 ampul Calcium i.v verilmelidir.Daha fazla kan vermek gerektiğinde sitratlı kan yerine plazma veya silikonize kan konserveleri tercih edilmelidir. Bu suretle hipokalsemiye bağlı olarak vazokonstriktör ilâçların etkileri önlenmemiş olur. Plazma kullanılacaksa 2.kısım kuru plazma 1 kısım suda eritilir,ve günde en fazla 1.5  litre plazma transfüzyonu yapılabilir. Dekstran (Macrodex)kullanılacaksa 500 ml lik şişelerinden 1 veva 2 tane takılır. Dekstran’ın yarı ömrü 24 saattir. Macrodex te ortalama molekül ağırlığı 70 000 olan bir dekstran içermektedir. Rheomacrodex ise dekstran 40 tır. Çabuk ve kısa etkilidir.

Kortikosteroidler bu sok tipinde kontrendikedir.

Büyük plazma kayıplarına bağlı hipovolemik şok tedavi: Yanıklarda ve zehirlerlenmelerde görülen bu sok tipinde hemotokrit yükselir buna karşılık total kan proteini düşer. Vazopressörmaddelerle tedavi yetmez, mutlaka plazma da verilmelidir.

Plazma dozu: Günde en fazla 1.5 litre Vazoaktif ilâçlar (Giludop 50 ve 200) bazan gerekli damar yatağını doldurmada ve kalp devrisini sağlamada güçlükle karşılaşıldığında Glidop 200 mg lık ampulü 500 ml% 5 lik dekstroz içine konur ve 60-70 kg lık bir hasta için dakikada 15 damla gidecek tarzda enfüzvon hızı ayarlanır. Sonuç alınmadığı takdirde damla hızı dakikada 60’a kadar yavaş yavaş artırılır. Kortikosteroidler toksin etkisini ortadan kaldırmak ve stres Addisonismus unu gidermek için endikedir.Bu  amaçla vüksek doz prednisolon (Prednisolon.”Linz”) veya metilprednisolon (Prednol-L) kullanılır.

Dozaj: 25-100 mg i.v

oo

Kardiojenik şokta tedavi; Kalp dakika hacminin birden çok azaldığı ve refleks yoluyla buna periferik kollapsın da  eklendiği durumlarda oluşan kardiojenik şok en ziyade miyokart infarktüsü seyrinde, akut sol kalp yetmezliğjnde ve şiddetli taşiaritmi nöbetlerinde görülür
Tedavisinde ağrıya karşı pethidin (Dolantin ampul)i.v verilir. Kusmalar varsa atropin s.c 1/2 mg yapılır.Kan volümü azalmışsa dekstran 40 (Rheomecrodex) veya dekstroz %5 lik verilir. Dopamin (Gliludop) gerekli olabilir. 500 ml serum fizyolojik veya %5 lik dekstroziçne 1 ampul Giludop 200 mg konarak dakikada 20-30 damla hesabı ile verilir.
Sol ventrikül gücünü artırmak için dopamin yerine dijital kullanmak doğru değildir. Ancak evvelden beri dijital almakta olanlara dijital verilmeye devam olunur. Kortikosteroid kullanılması tartışmalıdır. Zorunlu durumlarda 1 ampul Prednisolon (Prednisolon “Linz”) i.v. verilebilir. Kardiojenik şoktaki hastalarda devamlı şekilde oksijen verilmelidir. Diüretikler kontrendikedir ancak fazla sıvı yüklemesi yapılmışsa ve akut akciğer ödemi tehlikesi  belirmişse 1 ampul furosemid (Lasix, Furomid, Desal) i.v. yapılır.

Anaflâtik şokta tedavi:  Anafilâksi sonucu birdenbire oluşan periferik arterioler felç ve ona bağlı olarak kanın splanknik alanda toplanmasıdır.Nedenleri arasında en sık rastlanan şunlardır: Penisilin,radyoopak maddeler,(Biligrafin gibi) B vitamini.Bunlardan Penisilin anafilâksisi birkaç saniye de başlar ve hiçbir tedaviye fırsat bırakmaz. Anafilâktik şokun başlama zamanı prognozu etkilemektedir. İlk beş dakikada görülen şok öldürücü sayılır.10-15 dakika sonra ortaya çıkan şokta ciddidir fakat düzelebilir.Daha sonra ortaya çıkanlarda kurtulma şansı daha fazladır. Klinik septomlar içinde en dikkat gerektireni glottis ödemidir. Ayrıca bunlardan bronkospazm,karın ağrıları,ürtiker,kusma ve anjionörotik ödemlere bağlı (kolonda sürekli defekasyon ihtiyacı) değişik belirtiler saptanır.Ateş olabilir.

Tedavisi: Derhal 1 mg Adrenalin  i.m yapılır. 10 dakika sonra tekrarlanabilir. Sonuç alınmazsa 1 mg Adrenalin 10 ml serum fizyolojikle sulandırılarak i.v yavaş zerkedilir. Bronkospazma karşı aminofilin ( Aminocardol.Difilin,Carena)i.v yapılır. Mümkünse oksijen verilir. Damar yolunu açık tutmak için derhal serum fizyolojik veya İsolyte takılır.Arter basıncı alınamayacak duruma gelmişse dopamin(Giludop) enfzyonuna başlanır. Serum içine 1-2 ampul antihistaminik(Antistin) konur.
Pek tartışılmakta olmasına rağmen serum setinden 100-250 mg pred-nisolon (Prednisolon “Linz”) verilebilir. Bu arada başlangıçtan itibaren hastanın başının düz tutulmasına, dilinin arkaya düşerek solunum yolunu tıkamaması için bir hava tübü yerleştirilmesine itina gösterilmelidir. Larinks ödemi antihistaminik ve kortikosteroidle geçmemişse entübasyon veya trakeostomi yapılır.

Nörojenik şokta tedavi: Klorpromazin (Largactil,Fleksin,Sparine)gibi ilaçlardan vey merkezi sinir sistemi lezyonlarından ileri gelen bir şok türüdür.

Tedavi:  İlaç zehirlenmelerinde mide yıkanması denilebilir. Ozmotik diürez(Mannitol) yapılır. Bazı durumlarda peritoneal dialize başvurmak gerekebilir. Asidozla mücadele edilir.( Sodyum bikarbonat solüsyonları)

Ventriküler Ekstrasistoller ve Sebepleri

Sağ veya sol ventrikülden ya da His demetinden kalkan stimulusların meydana getirdiği erken ventriküler atımlara ventriküler ekstrasistol adı verilir. Teker teker olabildikleri gibi bigeminus, trigeminus veya salvo şeklinde de olabilirler. Bunların ventriküler flattere veya fibrilasyona dönüşmeleri tehlikesi oldukça büyüktür. Mültifokal ventriküler ekstrasistoller daima ciddî bir miyokart hastalığını düşündürmelidir. Ekstrasistoller çok erken gelecek olurlarsa onları uzun bir pause izler. Hastalar bu ekstrasistolleri kalp bölgesinde huzursuzluk veya çarpıntı tarzında hissederler. Salvo halinde geldiklerinde ise başdönmeleri ve Adams-Stokes nöbetleri beklenir.

EKG’de erken gelen ve dal blokunu andıran deforme bir ventrikül kompleksi şeklinde görünürler P dalgaları çoğunlukla QRS kompleksi içinde bulunurlar, yahut da ST hattında yer alırlar. QRS kompleksinin şekline bakarak ekstrasistolun kökeni anlaşılabilir: Sol ventrikülden çıkanda sağ dal bloku, sağ ventrikülden çıkan ekstrasistolde ise sol dal bloku görünümü vardır. QRS 0,11 saniyeden daha uzundur. His demetinden çıkan ekstrasistollerde QRS dardır ve deformasyon yok gibidir. Değişik tipte QRS formları bulunduğu takdirde politopik köken düşünülür.    

Sebepleri: Vejetatif nedenli olanlar pek seyrektir. Hemen her zaman organik bir neden vardır.

En önemli nedenleri: Kalp yetmezliği, koroner yetmezliği, infarktüs, hipertansiyon, miyokardit v.s. dir. Hipertiroidi, elektrolit bozuklukları, kinidin sürdozajı gibi ekstrakardial nedenler de düşünülmelidir.

Tedavi

Fonksiyonel olan ventriküler ekstrasistollerde tedavi gerekmez. Ancak hasta bunları çarpıntı tarzında hissediyorsa çay, kahve, sigara ve alkol kullanmaması öğütlenir. Huzursuzluk devam ediyorsa trankilizanlar verilir. En çok kullanılanlar Nobraksin, Diazem, Valibrin, Enobrin’dir. Dozaj: Sabah akşam birer tane.

Fokal enfeksiyonların temizlenmesi: Kronik tonsillit, diş granülomları, sinüzitler, prostatit v.s. temizlenir.

Dijitalleme: Ventriküler ekstrasistoller bir dijitalizasyon esnasında ortaya çıkmamışsa, hastayı rahatsız ediyorsa ve sık geliyorsa o zaman dijital
preparatı (Digoxin, Natigoxin, Digimerci verilir.

Dozaj: Haftada 5 gün birer tablet, 2 gün ara.

Difenilhidantoin (Epdantoin, Epanutin): Ventriküler ekstrasistolide bu antiepileptik ilâcın çok iyi bir etkisi vardır ve ekstrasistolleri azaltır. Bu etki pratikte az bilinmektedir. Eskiden ülkemiz piyasasında Antisacer Ve Zentropil adlı preparatları vardı, artık yapılmıyor. Onların yerine Epdantoin tablet ve Epanutin ampul ve kapsül kullanılır.

Dozaj: Epanutin ampul 250 mg lıktır. En çok 3 defa olmak üzere 3 dakikalık aralarla 2 mi Epanutin i.v. (mümkün olamıyorsa i.m.) yapılır. Ertesi günden itibaren 100 mg lık Epdantoin tabletlerden veya Epanutin kapsüllerden günde 3 veya 4 tane verilmeye devam olunur.

Dozaj: 6 saatte bir 30 mg.

Dozaj: Günde 500-750 mg verilir. Pronestyl’in 250 mg lık tabletleri vardır.

Lidokain (Aritmal, Jetokain ampul): Özellikle politopik ventriküler ekstrasistollerde endikedir. Kalp infarktüsü seyrinde ortaya çıkan ve hayatı tehdit eden ventriküler ekstrasistollerde en iyi ilâçtır.

Dozaj: Bolus olarak 1 mg/kg i.v. verilir. Düzelme olmazsa 10 dakika sonra aynı doz tekrarlanır. Daha sonra ayni doz i.v. enfüzyon olarak uygulanır. % 5 lik 500 mi dekstroz içinde, dakikada 1 mg gidecek tarzda ayarlanır. Aritmal’in % 2 lik 5 mi lik ampulünde 100 mg] % 10 luk 5 mi lik ampulünde 500 mg lidokain vardır. Ventriküler ekstrasistoller lidokainle kontrol altına alınamadığı takdirde prokainamit (Pronestyl) veya propranolol (Dideral) ampul kullanılır, fakat bu enjektabl preparatlar yurdumuzda bulunmuyor.

Atropin: Yukarki tedavilerle kontrol altına alınamayan ve hattâ daha şiddetlenen ventriküler ekstrasistoli vak’alarında atropin denenebilir.

Dozaj: 1 mg i.v.
Dijital entoksikasyonuna bağlı ventriküler ekstrasistolilerde: Kullanılmakta olan kalp glikozitleri 3-4 gün için tamamen kesilir. Günde 0,5 – 1,5 g oral prokainamit (Pronestyl) verilir. 3 gün sonra yeniden kalp glikozidine düşük dozda ve Pronestyl koruması altında başlanır. Plazmada Digoxin veya Digimerck tayini yaptırılarak günde 1 tablet verilebilir. Difenilhidantoin (Epanutin ampul) 250 mg i.v. yavaş zerk halinde verilir ve % 60 vak’ada etkili olur.

Ortostatik Dolaşım Bozuklukları

Bu gruptaki hastalıklar  ayakta durmakla, yürümekle veya oturmakla  yakınmalara neden olan serebral kanlanma azlığı olarak bilinmektedir. Pozisyonla ilgili oldukları için “Ortostatik dolaşım bozuklukları” olarak da anılmaktadırlar.Bu hastalık aslında organik natürlü değildir. “Yaygın varislerin rolü olduğu kabul edilmektedir. Ayağa kalkıldığında varislilerde yarım litre kadar kanın venlerde biriktiği hesaplanmıştır. Birçok kimse bu kadar kanın deplesyonuna kolay adapte olurken bazıları da beyinde kan azalmasının yarattığı durumdan yakınır.Bazı kimseler de hiç varisleri bulunmadığı halde ortostatik dolaşım bozukluğundan yakınırlar.

rrrgg
Çok seyrek olarak organik nedenleri de olabilir: Sempatik zincir ameliyatları, omurilik hastalıkları ve gangliyon blokerleri kullanılması gibi.

Ortostatik dolaşım bozukluklarının iki formu vardır: Akut ve kronik.

Ortostatik akut dolaşım bozuklukları 

Akut dolaşım bozukluğunda hastalar başdönmesinden, başlarını içindeki boşluk hissinden,soğuk terden yakınırlar.Birkaç saniye içinde kollaps gelişir ve hastayı yumuşak bir yere yatırmak için zaman kalmaz. Bu tür durumlar,uzu süre yatakta kaldıktan sonra ani olarak fırlayıp doğrulmakla meydana gelir. Miksiyon kollapsları da bu gruba girer. Ağır ateşli hastalıklarda, büyük ameliyatlardan sonraki günlerde de rastlanır.

Tedavi

İlâç tedavisine pek gereksinim duyulmaz.

Jimnastik: Yataktan kalkmadan önce kısa bir süre yatak jimnastiği yapılması yararlı olur. Yatak kenarında oturarak bir süre beklemek de öğütlenebilir.

Konstitüsyonel,hattâ herediter sayılmaktadır.Stres hallerinde,hastalıklardan ve ameliyatlardan sonra,kanamalarda kronik ortostatik dolaşım bozukluğunun ortay çıkması kolaylaşır. Hastalar uzun süre ayakta durmaktan kaçınırlar.Sabahları yorgun ve isteksizdirler,baş ağrıları ve dönmeleri olur.Ancak akşam saatlerinde kendilerini sağlıklı hissederler.

Tedavi

Egzersizler: Hafif hareketlerle başlanarak gitgide artan egzersizler sayesinde birkaç hafta içinde düzelme farkedilir. Bu idmanları ömür boyu sürdürmelidir. Ayrıca damar jimnastiği denen önleme de başvurmalıdır: Akşamları yatmadan önce dönüşümlü olarak soğuk ve sıcak duş alınmalıdır. Her duşta 5 dakika soğuk, 5 dakika sıcak su altında durmalı, duşu ılık banyo ile sonlandırmalıdır.

Dozaj: Günde 3 defa birer tablet uzun süre kullanılmaz.ergotizim tehlikesi gözden uzak tutulmamalıdır.

Dozaj: Geceleri  yatarken birer adet.

Mineralokortikoidler (Doca, Dekort, Onadron): DOCA piyasamızda yoktur. Onun yerine anabolizan da içeren Docabolin haftada 1 ampul i.m. yapılmaktadır

Dekort ve be.nzeri mineralokortikoidlerin dozajı: Sabahları 2 tablet.
Norfenefrin (Novadral retard draje 15 mg, likit 6 mg/1 mi, ampul 10 mg): Periferik damarların tonusunu artırır. Etkisi çabuk ortaya çıkar. Uyku bozukluğu yapmaz, önemli bir yan etkisi yoktur.

Dozaj: Sabahları yataktan kalkmadan önce 20 damla; sabahları kan basıncım normal tutabilmek için 1 draje, öğleden sonra da 1 draje verilir. Âcil durumlarda 1 ampul i.m. veya i.v.