Kromozom Testleri

En yaygın kromozomal bozukluk, fazladan bir kromo­zomun var olmasından kaynak­lanan, Down sendromudur. 21 numaralı kromozomdan iki kopya olması gerekirken, Down sendromunda üç kopya bulunur. Fetal kromozomlar, ya amniyosentez  yoluyla ya da pİasental doku örneği sağlayan koriyonik villus örneklemesi  yoluyla elde edilir.

chromosome_real

Wilson Hastalığı

Bakır vücudun tanınmamış kahramanlarından biridir, sağlıklı sinirlerin, kemiklerin, kollajenin ve cilt pigmenti melaninin gelişmesinde önemli fakat olduğundan eksik görülen bir rol oynar. Normalde bakır besinlerinizden absorbe edilir ve herhangi bir aşırı miktarı safrayla — karaciğerinizde üretilen bir madde  atılır.

Fakat Wilson hastalığı olan kişilerde bakır düzgün şekilde elimine edilmez ve bunun yerine muhtemelen yaşamı tehdit eden bir seviyeye birikir. Tedavi edilmeden bırakıldığında Wilson hastalığı öldürücüdür. Erken teşhis edildiğinde Wilson hastalığı kolaylıkla tedavi edilir ve rahatsızlığı olan pek çok kişi normal yaşamlar sürer.

Bulgu ve Belirtiler
vilsonWilson hastalığı olan kişilerde bakır doğumdan hemen sonra karaciğerde birikmeye başlar fakat belirti ve semptomları nadiren 5 veya 6 yaşından önce oluşur ve bazen 40 veya 50 yaşına kadar görülmez.

Depolanan bakır pek çok organa ve dokuya zarar verebilir fakat en çok etkilenenler karaciğer ve merkezi sinir sistemidir:

Karaciğer sorunları. Bakır ilk önce karaciğerde biriktiğinden, çoğu kişi başlangıçta karın ağrısı ve cildin ve gözlerin aklarının sararması (sarılık) dahil olmak üzere karaciğer hasarı belirtilerine sahiptir. Hastalığın sonraki aşamalarında anemi veya kan kusma oluşabilir. Bazı durumlarda karaciğer, siroz oluşana kadar hiç bir belirti göstermez. — karaciğerin hayati fonksiyonlarını gerçekleştirme kabiliyetini etkileyen terinse çevrilmeyen skarlaşması. Bu noktada belirti ve semptomları karnınızda (asit) veya bacaklarınızda (ödem) şişliği ve büyümüş dalağı içerebilir.

Nörolojik sorunlar. Titremeler, kas spazmları, kararsız yürüme ve konuşma problemleri gibi semptomlar yaygın olarak 30 yaş civarında veya daha sonra gelişir.

Davranışsal veya psikolojik sorunlar. Wilson hastalığı, ani karakter değişimi ve yersiz davranışlara neden olabilir. Hastalığı olan çocuklara bazen davranışsal problemlere sahipler şeklinde yanlış teşhis koyulur çünkü kararsızca davranırlar veya okulda kötü performansları vardır.

Göz, böbrek ve kemik problemleri. Wilson hastalığı olan pek çok kişi diğer belirti ve semptomlara sahip olmasa bile kornealarının etrafında farklı, altuni kahverengi pigmentasyon geliştirirler (Kayser-Fleischer halkası). Bakır birikintilerinin neden olduğu Kayser-Fleischer halkaları çoğu kez rutin bir göz muayenesi sırasında keşfedilirler. Wilson hastalığı böbreğin filtreleme fonksiyonuna da engel olabilir ve zayıf, kırılgan kemiklere (osteoporoz) yol açar.

Nedenleri
Birçok besin, özellikle karaciğer, kabuklu deniz ürünleri, fındıklar, avokadolar ve mantarlar bol miktarda bakır içermektedir. Bu besinleri yediğinizde bakır ince bağırsağınızdan absorbe olur, kanınızda dolaşım halindeki proteinlere bağlanır ve karaciğerinize taşınır. Vücudunuzun kullanmadığı bakır, karaciğerinizin yağların sindirilmesine yardımcı olması için ürettiği bir madde olan safrayla alıp götürülür.
Wilson hastalığında bir genetik bir mutasyon bakırın safra içine taşınmasına yardımcı olan ATP7B proteinini etkiler. ATP7B aynı zamanda bakırın, minerali kan dolaşımında taşıyan bir protein olan serüloplazmin içine katılmasında da dahil olmaktadır. ATP7B genindeki kusurlar bakırın düzgün elimine edilmediğini ve bunun yerine ciddi ve bazen tersine çevrilmez hasara neden olacağı karaciğerde birikmesi anlamına gelmektedir. Zamanla, aşırı bakır karaciğerden akar ve özellikle beyin, gözler, böbrekler ve eklemler gibi diğer organlarda birikmeye ve zarar vermeye başlar.

Bazı ATP7B mutasyonlarının spontane olarak gerçekleşmesin rağmen, çoğu bir nesilden sonrakine geçirilmektedir. Wilson hastalığı bir otozomal resesif özellik olarak miras kalır, bu, hastalığı geliştirmek için her biri bir ebeveynden olmak üzere kusurlu genin iki kopyasını miras almanız gerektiği anlamına gelmektedir. Eğer sadece tek bir anormal gen alırsanız, kendiniz hasta olmazsınız fakat bir taşıyıcı olduğunuz ve geni çocuğunuza geçireceğiniz düşünülür. Wilson hastalığının kendisi nadir görülür fakat 100 kişide bir kişi gibi çok bir orandaki kişilerde kusurlu ATP7B geni bulunmaktadır.

Risk faktörleri
Eğer her iki ebeveyn de bir anormal Wilson geni taşıyıcıysa, iki normal gene sahip olan bir çocuk sahibi olmak için yüzde 25 şansa, kendisi de taşıyıcı olan bir çocuğa sahip olmak için yüzde 50 şansa ve iki resesif gene sahip olup hastalığı geliştirecek olan bir çocuğa sahip olmak için yüzde 25 şansa sahiptirler. Bu şanslar her hamilelikte aynıdır.

Doktora Başvurma Zamanı

Kan ve idrar tahlilleri. Doktorunuz muhtemelen kanınızdaki serüloplazmin ve bakır miktarını ölçecek ve 24 saatlik bir periyotta idrarınızla atılan bakır miktarını test edecektir.
Göz muayenesi. Bir oftalmolog yüksek yoğunlukta bir ışık kaynağı (yarık lambası) olan bir mikroskop kullanarak gözlerinizi Kayser-Fleischer halkaları için test eder.

Karaciğer biyopsisi. Bu prosedürde karaciğerinizden küçük bir doku örneği alınır ve aşırı bakır için bir laboratuarda test edilir. Doktorunuz örneği almak için ince bir iğne veya küçük, ışıklı bir cihaz (laparoskop) kullanabilir. İğne veya laparoskopik biyopsiler sadece lokal anestezi gerektiren göreli olarak küçük prosedürlerdir.

Genetik testler. ATP7B’nin 200’den fazla mutasyonu mevcut olduğundan, araştırmacılar genel popülasyondan Wilson hastalığını taramaya veya teşhis etmeye yardımcı olan basit bir genetik test geliştirememişlerdir. Fakat haplotip analizi denen bir prosedür, tek bir aile içerisindeki bozukluğu miras almış olabilen kişileri tanımlayabilir.

Tarama Ve Tanı
Wilson hastalığına tanı koymak zor olabilir. Wilson hastalığını tek başına ortaya çıkarabilecek bir tahlil yoktur. Doktorlar, bütün belirtilere ve tahlil sonuçlarına bakarak tanı koyarlar. Yaptırmanız gerekebilecek bazı tahliller şunlar olabilir:

• Kan ve idrar tahlilleri. Doktorunuz sizden kan ve idrar örneği alabilir. Serüloplazmin (kanda bulunan, bakırı tutan bir protein), Wilson hastalarında genelde oldukça düşüktür.

• Karaciğer biyopsisi. Bu işlem lokal anestezi gerektirir. Siz muayene masasında yatarken, karaciğerden küçük bir doku örneği almak üzere karnınızın sağ tarafına bir iğne batırılır. Doku, bakır birikmesinin olup olmadığını araştırmak için laboratuara gönderilir.

• Göz muayenesi. Bir göz doktoru, korneanızda kahverengi bir halka şeklinde renk değişimi olup olmadığını kontrol eder.

Komplikasyonlar

Wilson hastalığı kemik kırılmaları (osteoporoz) ve ciddi enfeksiyonlar riskiniz arttırabilir ve böbrek fonksiyonunuzu büyük ölçüde bozabilir. Fakat en ciddi komplikasyonlarından biri karaciğer hasarıdır, öyle şiddetli olabilir ki yaşamı sadece bir karaciğer nakli uzatabilir. Eğer tedavi edilmezse Wilson hastalığı öldürücüdür.

Diğer komplikasyonlar şunlar olabilir:

Merkezi sinir sisteminin zarar görmesi. Bu tip bir hasar istemsiz tekrarlı hareketler, kas sertleşmesi, konuşma bozuklukları, evde ve işte iş görememe gibi sonuçlar doğurabilir. Kişinin koordinasyonu da etkilenebilir; bu durumda sakarlık ve hantal hareketler ortaya çıkar.

Psikolojik sorunlar. Wilson hastalığıyla ilişkili olan en yaygın psikolojik komplikasyonlar ruh hali değişimlerini, depresyonu, uygun olmayan davranışı, ajitasyonu, hafıza kaybını ve konfüzyonu içermektedir — bazen Alzheimer hastalığıyla karıştırılabilen problemler.

Bakır metabolizmasının otozomal resesif bir bozuk­luğudur, kronik destrüktif karaciğer hastalığı ile sonuçlanır.
Normalde, dietteki bakır karaciğer tarafından alınır, seruloplazmin (bakır bağlayan bir protein) ile bağlanır ve bu yapı plazmaya salınır. Dolaşımdan serulo­plazmin tekrar dönüp karaciğere gelir, eğer kalan bağlı bakır varsa safrayla atılır.

Wilson hastalığında bakır transportunu sağlayan ATPaz genindeki bozukluk sonucu bakır-serulo-plazmin kompleksi plazmaya atılamaz. Bakır kom­pleksi karaciğerde hepatositlerde birikir ve serulo­plazmin satürasyon değerlerinin üstüne çıkıldığında serbest bakır kana geçer ve beyin ve korneada birikir.

Bu olayın etkileri:

• Karaciğerde: Siroza giden kronik hepatit.
• Beyinde: psikiyatrik bozukluklar, anormal göz hareketleri ve parkinson hastalığını taklit eden hareket bozuklukları.
• Gözde: kornea etrafında yeşilimsi-kahverengi-diskolorosyoniar (Kayser-Fleisher halkaları)
Tanı-Düşük serum seruloplazmin değerleri karaciğer biopsisiyle onaylanır.
Tedavide bakır şelasyonu yapan penisilamin gibi ajanlar kullanılır.

Gen Tedavisi

gen_tedavisiKistik fibrozis gibi kalıtsal hastalıklarda, gen tedavi­sinin etkililiğini araştırmak üzere, çok sayıda klinik deney yürütülmektedir. Kanser tedavisine ilişkin deneylerde, bağışıklık sistemini kanserli hücre­lere karşı harekete geçirmek veya kanserli hücre­leri tedaviye daha iyi yanıt verebilecek hale getirmek gibi işlemlerde gen kullanımı araştırılmaktadır. Kalp uzmanları, gen tedavisini, kalbin yeni kan damarları oluşturmasını sağlamak için kullanmaktadırlar. Bu, kalp rahatsızlığı olanları, ameliyat olmaktan kurtara­bilecek, bir tür biyolojik baypas’tır.

Bu tedavilerin kuramsal olarak insanları sağlıkla­rına kavuşturma olasılığı olsa da, hastalıkları bozuk genlerden kaynaklananların, değişinimi çocuklarına aktarma olasılığı halen vardır. Ancak bir gün, embri­yolara, bozuk genlerin yerine geçecek sağlıklı genler yerleştirmek suretiyle, çocukların sağlık sorunları yaşamalarının önüne geçmek mümkün olabilir.

Gen Tedavisi Nasıl İşe Yarayabilir?

Gen tedavisinde, koroner atarda­mardaki tıkanmaların tekrar etmesini engelleyen belli bir gen (burada A geni), bir virüsün DNA’sına yerleştirile­bilir. Virüs, bu geni, hastalıklı damarın duvarındaki hedef hücrelerin çekir­değine taşıyabilir. Daha sonra hücre, tıkanmanın nüksetmesini engelleyen belli bir proteinin birçok kopyasını çıkarabilir.