Büyük insersiyonlar ve delesyonlar

• Duchene müsküler distrofi: vakaların çoğunluğu distrofin (dystrophin) geninde delesyonlar nedeniyle olur.
• a-Talasemi: çoğu vaka a-globulin genlerinden birinin tamamen delesyonu sonucu meydana gelir.
Hemofili A: Vakaların yaklaşık %1’i faktör VIII genine L1 elemanının (6000 baz çiftlik uzun, tekrar­layan bir sekans) insersiyonu nedeniyledir.

Çölyak Hastalığı

Çölyak hastası olan kişiler buğdayda arpada çavdarda ve yulafta bulunan ve gluten olarak adlandırılan bir proteine tahammül edememektedir.

Çölyaklı hastalargluten içeren yiyecekler yediklerinde, onların bağışıklık sistemleri bunu ince bağırsaklara zarar vererek yanıtlar. Özellikle çok küçük ve parmak şekline benzeyen villus olarak adlandırılan ince bağırsaktaki emilimi sağlayan yapılar kaybolur(düzleşir ve görevini yapamaz hale gelir.)

Yiyeceklerdeki besinler buvillus|villuslardan geçerek kan dolaşımı içine emilirler. Villuslar olmadan kişi; her ne kadar yiyecek yerse yesin; beslenemez.

Vücudun kendi bağışıklık sistemine zarar vermesinden dolayı çölyak hastalığının otoimmün sistem rahatsızlığı olarak düşünülmektedir. Bununla birlikte, yiyeceklerin emilememesinden dolayı sindirim rahatsızlığı olarak da sınıflandırılabilmektedir.

Hastalık ayrıca glutenentropatisi, celiac disease, celiac sprue, nontropical sprue ve gluten sensitive entropathy olarak da bilinmektedir.

Çölyak hastalığı genetik bir hastalıktır,yani ailevi kalıtım söz konusudur. Bazen hastalık bir ameliyat, çocuk doğumu, hamilelik, viral enfeksiyon ya da şiddetli duygusal stresten sonra tetiklenebildigi gibi ilk seferde de aktif olabilir. Hastalık yaşamının her hangi bölümünde ortaya çıkabilmektedir. Çölyak kimi kişilerde çocukluk, kimilerindeergenlik, kimilerinde ise orta yaş grubunda ortaya çıkabilmektedir.

Glüten insensitivitesine bağlı olarak ince barsak vil-luslarında atrofi gelişmesidir. Glüten buğday ununda bulunan bir proteindir. Batı Avrupa’daki insidansı 2000’de 1 iken Batı irlanda’da 300’de 1 oranında görülür.
Herhangi bir yaşta belirti vermekle beraber bebek ve çocuklardaki gelişme geriliğinin önemli bir sebe­bidir.
Hastalık, glütenin bir kompenenti olan gliadine karşı gelişen immün cevap sonucu oluşur. Vakaların büyük çoğunluğunda anti-gliadin antikorları mevcut­tur. Çöliak hastalarının birinci derece akrabalarında ve HLA-B8 genetikte olanlarda görülme insidansı daha yüksektir. Hastalık sıklıkla dermatitis herpeti-formisle birlikte görülür (kaşıntılı ve kabarıklı bir deri hastalığı).
Makroskobik olarak luminal yüzey düzleşmiştir, kript ağızları bu olay sonucunda mozaik bir patern oluştu
rurlar (Şekil 9.34). Mikroskopik olarak:
• Lenfositik infiltrasyonla birlikte olan mukozal infla-masyon mevcuttur
• Villus çatısının körleşmeden (kısmi villöz atrofi), total düzleşmeye (total villöz artrofi) varan derecede kaybı söz konusudur,
• Hasarlanma sonucu kaybolanların fonksiyonunu kompanze etmek için epitelyal hiperplazi ile birlikte artmış kript derinliği gözlenir.
Uzun dönem komplikasyonları:
• ince bağırsağın kronik ülserleri -^ striktürlere sebep olabilirler.
• ince bağırsağın primer T hücreli lenfoması gelişe­bilir.
• Nadir olarak adenokarsinom gelişimi.

Tanı ince barsak mukozasından biopsi alınması ve glüten testi ile olur. Glüten dietten çıkartılınca iyileşme gözlenmesi ve diyete eklendiğinde tekrar eski hastalık haline dönmesi tipiktir.
Tedavi gliadinin dietten tamamen çıkartılmasıdır (glutensiz diet), bu süreç parsiyel veya tam düzelme ile sonuçlanır.

Karyotiple ilgili terimler

• Kromozomların toplam sayısı ve seks kromozomu­nun belirtilmesi:

46, XY-normal erkek
47, XXY-Kleinfelter sendromlu erkek

• Eklenen veya kaybolan kromozomlar + veya – ile aşağıdaki gibi gösterilir.

47, XX,+21-Trizomi 21’iolan dişi,

Down sendromu 46, XX, 8p+

-Kromozom 8’in kısa kolunda tanımlanamayan ek materyal var

• Farklı yapısal düzenlemenin tanımlanması ve kro­mozomdaki yeri: sık görülen kısaltmalar del (delesyon), ins (insersiyon), inv. (inversiyon), t (translokasyon);
46, XY, t (9:22) (q34; q11)

-kromozom 9 ve 22’nin uzun kollan arasında translokasyon; bu kronik myeloid lösemide görülen Philadelphia kromo­zomudur.

46, XX, del (5) (p25)-

kromozom 5’in kısa kolunda delesyon (p25 pozisyonunda); bu eridu chat sendromudur.

Genetik Danışmanlık Almayı veya Genetik Test Yaptırmayı Kimler Düşünmeli?

Doktorlar, aşağıda sıraladığımız durumlarda olan kişilerin genetik danışmanlık almayı veya genetik testten geçmeyi düşünmelerini veya kalıtsal hasta­lıkları tanıtan eğitici broşürler (pek çok farklı dilde mevcutturlar) edinmelerini tavsiye etmektedirler:

■ Genetik hastalık, kromozomal bozukluk, doğum kusuru veya genetik psikiyatrik bozukluk taşıyıcısı olan veya bunlara yakalanma riski yüksek olan yetiş­kinler (ve çocuk sahibi olanlar).

■ Doğumdan kısa bir süre sonra zorunlu olarak yapılan yenidoğan tarama testlerinde (fenilketonüri gibi, tedavi edilebilir bir dizi hastalık için yapılan testlerde) pozitif sonuç almış olan yenidoğanların ebeveynleri.

■ Çocuk sahibi olmayı planlayan ve aile geçmişinde genetik bozukluk veya doğum anomalileri olan veya yüksek risk altında olanlar.

■ Hamile olup, doğumda 35 yaşı geçmiş olacak kadınlar veya gebe bırakma sürecinde 40 yaşı geçmiş olacak erkekler. İleri yaşlardaki kadınların, Down sendromunda görülen, fazla kromozomlu bir fetusa sahip olma riski daha yüksektir. İleri yaşlardaki erkek­lerin spermlerinde kendiliğinden değişinim meydana gelmesi riski daha yüksektir ve bu da çok kısa boylu olma gibi otozomal baskın hastalıklara yol açar.

■ Partnerlerin birinde veya her ikisinde de genetik bozukluk olan çiftler.

■ Partnerlerin birinin veya her ikisinin de genetik bozukluk taşıyıcısı olduğu bilinen çiftler.

■ Bir aile üyesinde birden fazla kanser görüldüğü veya bir kanser türünün birden fazla aile üyesinde görüldüğü aile geçmişine sahip olan yetişkinler.

■ Birkaç kez düşük yapmış olan kadınlar ve bebekle­rini bebeklik döneminde kaybetmiş olan çiftler.

■ Çok yakın akraba evliliği yapmış olan çiftler (birinci dereceden kuzenler gibi).

■ Fetusa genetik hasar verebilecek olan, nöbet veya lupus gibi kronik sağlık sorunları için ilaç kullanan hamileler.

■ Partnerlerden herhangi birinin, kimyasallara, radyasyona veya genetik hasara yol açabilecek diğer faktörlere maruz kalmış olan çiftler.