Yumurtalık Kanseri

Bir kadının yumurtalık kanseri olma riski şu etkenlere göre artar: Eğer yumurtalık kanserli bir aile öyküsü varsa, 50 yaşının üzerindeyse, hiç doğum yapmamışsa, hiç doğum kontrol hapı kullanmamışsa, menopoza 51 yaşından sonra girmişse, ya da meme, akciğer veya kolon kanseri öyküsü varsa.

Kadının yumurtalık kanseri olma riskini artıran bazı genlerin belirlenmesi mümkündür. Bununla birlikte, şimdiye kadar keşfedilen genler, yumurtalık kanserinin yalnızca küçük bir bölümünden sorumlu gibi görünmektedir.

Sahip olduğunuz çocuk sayısı gibi belirli durumlar, sizi yumurtalık kanserinden korumaktadır. Doğum kontrol hapları yumurtlamayı önlediği için, bu hapları kullanmak ömür boyu %50’ye varan oranda yumurtalık kanseri olma riskinizi azaltabilir. Bu nedenle, yumurtalık kanseri olma riski yüksek olan kadınların oral kontraseptifler kullanması tavsiye edilmektedir.

SEMPTOMLAR (BELİRTİLER)

Yumurtalık kanseri, tümör, çoğunlukla doktorunuzun pelvik muayene sırasında fark edebileceği bir büyüklüğe erişinceye kadar, ya hiçbir belirti göstermez ya da belirtiler kanser diğer organlara yayıldıktan sonra belirir. Bu nedenle, yumurtalık kanserine “sinsi” hastalık denmektedir.

rahimmkanser

Ayrıca, belirtiler daha az ciddi problemlerden kaynaklanan belirtilere benzer olabilir. Örneğin, mide bulantısı, kusma, sık idrara çıkma, kabızlık veya karında şişlik ya da şişkinlik hissi gibi.

Bu nedenlerden dolayı, vakaların %75’ine hastalığın geç evrelerine kadar tanı konulamaz.Hastalık, belirtilere yol açmadan önce, doktorlar yumurtalık kanserini erken evresinde fark edebilecek görüntüleme sistemleri icat etmek için çok sıkı çalışmaktadırlar. Pelvik muayene sırasında yumurtalıkları muayene etmekle, yumurtalık kanseri erken evresindeyken ara sıra fark edilebilir. Ama genellikle fark edilemez.

Vajinal ultrason da yumurtalık kanserini erken evredeyken bazen gösterebilir lakin çoğunlukla da göstermez. Vajinal ultrason, özellikle menopoza girmiş olan kadınlarda, ciddi bir şey olmadığı sonradan anlaşılan şüpheli bölgeleri de sık sık saptar. Yanlış pozitif test sonuçlan, korkuya ve gereksiz cerrahi işlemlere (laparoskopi gibi) neden olabilir.

TEDAVİ SEÇENEKLERİ

Pelvik ya da vajinal ultrason sırasında yumurtalık üzerinde bir kitle fark edilir ya da görülürse, doktorunuz yumurtalık kanserinden şüphelenebilir. Ultrason ayrıca, bir yumurtalık tümörüyle yumurtalık kistini de birbirinden ayırt edebilir.

Kanser anüjen kan testi, bazen yumurtalık kanseri hücreleri tarafından üretilen bir proteini açığa çıkarır. Ancak bu test, son derecede doğru değildir çünkü protein seviyesi, çok sayıda kanserli olmayan oluşumda da yüksek olduğu gibi, yumurtalık kanseri olan bazı kadınlarda da normaldir.

Kanserin yayılmışlığını, ilaveten incelemek ve mümkün olduğunca çok tümör çıkarmak için keşif amaçlı laparotomi adı verilen cerrahi bir işlem uygulanabilir. Bu ameliyatta cerrah, karnı keserek açar, karnın içini iyice inceler ve kanserin yayılma belirtilerinin laboratuarda incelenmesi için doku örnekleri alır. Genellikle yumurtalıklar, fallop tüpleri, rahim evresi ameliyat sırasında belirlenir.

Evre, ameliyattan sonra göreceğiniz tedavinin türünü etkiler. Çoğu kadının geç evre yumurtalık kanseri olması nedeniyle, kemoterapi ya da radyasyon tedavisi genellikle tavsiye edilir. Eğer dokunun biyopsileri daha kapsamlı bir yayılmayı gösteriyorsa, kanserden etkilenmiş olabilecek diğer organları çıkarmak üzere ilave bir ameliyat daha gereklidir.

Saç telinden meme kanseri tespiti

New Scientist Dergisi’nde yayınlanan bir haberde, yalnızca yirmi adet saç teline uygulanabilecek bir test ile daha çok genç yaşlardaki kadınlarda meme kanserinin erken teşhisinde yüzde 80 başarılı olunduğu açıklanıyor.

Sağlıklı bir kişiden alınan saç teli mikroskop altında incelendiğinde saç telinin kavis dizileri şeklindeyken, meme kanseri olan bir kişinin saç teli ise bu kavislerin birbiri üzerine binmiş olarak farklı bir halka görüldüğü bildiriliyor.

W8A8RXAkaBu araştırma yaklaşık sekizyüz kadın için uygulandığında testlerin de % 80 doğru sonuçlandığının görülmesi de umut verici olarak değerlendiriliyor.

Ayrıca bazı İngiliz uzmanlar, araştırmada yanlış sonuçların da alınabildiğini, bu anlamda sorgulanması gerektiğini savunuyorlar.

Artrit – Eklem İltihaplanması

Artritin birkaç doğrudan nedeni vardır: bakteri ya da virüslerin neden olduğu enfeksiyon, yaşla gelen bozulmaya

yönelik değişiklikler ve metabolizma ya da bağışıklık sistemindeki rahatsızlıklar. Bedendeki tüm eklemler (kalçadan ve dizlerden omuzlara, el ve ayaklara kadar) kolaylıkla incinebilir.

Kimi artrit biçimleri kalıtsaldır ancak bundan sorumlu olan genler tam olarak anlaşılabilmiş değildir. Örneğin, romatizmaya bağlı artrit ailelerden geçer ve gut ile sedef hastalığına bağlı artritte güçlü bir kalıtsal bağ vardır. Ancak, aile bireylerinden birinde bu artrit biçimlerinden birinin olması, kesinlikle diğerlerinde de olacağı anlamına gelmez. Os-teoartritte, hareketsizlik ve aşırı kilo kişileri hastalığın hedefi durumuna getirmektedir.

eklem-iltihabiİşaretler ve belirtiler
– Eklemlerde, özellikle zorlanma durumunda yavaş yavaş başlayan ve dinlenmeyle azalan ağrı.
– Etkilenen eklem ya da eklemlerde hareket sınırlamasının yavaş yavaş artması.
– Eklem hareket ettirildiğinde hissedilen “sürtünme” duygusu.

Ek vitaminler / besinler ve artrit
Sporcularda görülen doku zedelenmeleri ve ağrılı eklemler üzerine yapılan yeni araştırmalar, hareket yeteneğini onarıp iyileşmesine yardım eden ek besinlerin gelişmesine neden olmuştur. Kolajen, glukozamin ve kondroitin, kırılgan kıkırdak, kiriş ve bağların temel öğeleridir; zorlandıklarında beden, meydana gelen doku hasarlarını onaracak yeteri kadar yeni madde sağlayamaz.

Osteoartrit hastalanyla yapılan çalışmalar, ek vitaminlerin yararlı olduğunu göstermiştir. Ağrı geçtiğinde, artritin en önemli yan etkilerinden ve şeker ve kalp hastalığı gibi diğer oluşumların baş nedenlerinden biri olan hastanın hareketsiz kalması olasılığı azalmaktadır. Ek vitaminleri denemek isterseniz, önce doktorunuzla konuşmalısınız.

Birçok yaşlı kadında eller artrit için yaygın bir yerdir. Aşındırıcı osteoartrit denen hastalıkta, tırnaklara en yakın eklemlerde (Heberden düğümlerinde) ağrılı kemik büyümeleri oluşur. Birkaç ay ile birkaç yıl ağrı ve sertleşme görülebilir ancak genellikle eller işlevini sürdürür. Kemiklerin bu şekilde değişmesinin nedeni bilinmemektedir ve etkinliği kanıtlanmış bir önlem bulunmamaktadır. Dejeneratif artrit başparmağın dibindeki kemiklerde de görülebilir.

Tokzoplazmoz Hastalığı ve Tedavi Yöntemleri

Etkeni Toxoplasma gondii’dir. İnsan hücrelerinin protoplazmalarmda çoğalır. Oluşan bağışıklık nedeniyle üremeleri duraklar, kist şeklini alarak canlılıklarını korurlar. Plasentadan fötusa geçer, düşüğe ve ölü doğuma neden olur. Ya da normal doğan bebekte zamanla zekâ geriliği ile birlikte başka semptomlar da ortaya çıkar.

Klinik tablo: Erişkinlerde çoğu kez semptom vermez. Semptom verdiği takdirde 3 tablo ile karşılaşılır: Lenfatik form (adenomegali, lökopeni), fulmi-nan enfeksiyon formu (ateş, hepatit, miyokardit, meningoensefalit), kronik tokzoplazmoz  formu (korioretinitis, başağrısı, subfebril ateş, kronik ishal, halsizlik).

tektoTanı: Serolojik testlerle tanı konur.  Asemptomatik vak’alarda da serolojik testler pozitif çıkar.

Profilâksi: Gebelerde kural olarak tokzoplazma serolojik testleri yaptırılmalıdır. 6 hafta içinde test gitgide artan titrasyonlar gösteriyorsa tıbbî kürtaja endikasyon doğar. 20 nci haftadan sonraki pozitif test sonuçları gebenin ilâçla tedavi edilmesini gerektirir, kürtaj endike değildir.

Tedavi
Pirimetamin (Daraprim tablet 25 mg): Folik asit antagonistidir. Gebe olmayan erişkinlere ilk 2 gün günde 75 mg verilir. İdâme dozu günde 25 mg dır.

Sulfadiazin (Sulfadiazin tablet 500 mg): Günde 4 defa 1 tablet tok karnına. Primetamin ile kombine edilir. 3 haftalık aralarla tedaviye devam olunur.

Kortikosteroidler: Tokzoplazma korioretinitinde ve akut alerjik reaksiyonlarda verilir. Dozaj: Prednisolon (Codelton, Deltacortril) günde 20-30 mg.