Felç Sonrası Konuşma Zorlukları

Konuşma zorluğu olan kişilerin illaki bir entelektüel kayba uğramadıklarının unutul­maması önemlidir. Felçten önceki gibi düşünmeye muktedir olabi­lirler. Ama düşüncelerini ifade etmede zorlukları vardır; ki bu felç geçirmiş kişi için son derece moral bozucu olabilir.

Konuşma – lisan patolog­ları veya konuşma terapistleri, felç geçirmiş kişinin konuşma ve anlama kapasitesini iyileştir­meye yardımcı olur. Afeni ya da afazi yani lisan kullanma yeterlili­ğinin kısmi olarak ya da tamamen kaybedilmesi, özellikle beynin lisan işlemlerinin yapıldığı bölge­lerinden biri hasar görmüş ise, bir felçten sonra gayet yaygın şekilde karşılaşılan bir durumdur.

konuşmaAfazi, birkaç farklı şekil alır. Bazı kişiler konuşma zorluğu çeker; lakin diğer kişilerin söyle­diklerini kolaylıkla anlar. Bazı kişiler ise, çok kolaylıkla konuşa­bilir; lakin, diğer kişiler konuştuğu zaman anlayamaz.

Felç geçirmiş bazı kişiler kendi kendilerine veya terapi ile çabucak iyileşir. Oysa bazıları, konuşma veya söylenecek kelimeleri bulma zorluğu çekmeye veyahut okuma ve yazma zorluğu çekmeye devam ederler.

Dysaıthria’sı olan kişiler, konuşmaları anlayabilir ve kendi zihinleri içinde doğru kelimeler oluşturmaya muktedir olabilirler. Ama düşüncelerini açık olarak ifade edecek şekilde ağızlarını kontrol edemezler. Konuşma­ları yavaş ya da heceleri birbirine geçmiş şekilde olabilir ve yüzlerinin bir yanı, kas felci sebebiyle sarkabilir. Ayrıca ağız sulanması da vuku bulabilir. Dysarthria, dili, damağı ve dudakları kontrol eden beyin merkezlerine yönelik bir yaralanmadan kaynaklanır.

İskemik Felç

İki tip iskemik felç vardır: Thrombotic ve ambolik. Bir beyin damarındaki plak, beyin dokusuna olan kan tedarikini bloke edecek derecede büyüdüğünde throm­botic felç oluşur. Bir thrombotic felçte meydana gelen olay, bir kalp krizinde meydana gelenlere benzerdir.

Ambolik felç, vücudun başka bir yerinde, genellikle kalpte oluşan ve beyindeki küçük bir kan damarına yerleşene kadar kan içinde yolculuk eden bir pıhtı ya da kopmuş plak parçacığının, damar içinde blokaj yaratmasının sonucudur.

Ambolik felçler, geçici iskemik ataklar (TIA) gibidir; ancak damardaki blokaj daha tamdır ve beyindeki bir bölgenin ölümüne sebep olur. Genellikle kalıcı olarak bazı fonksiyon kayıplarına neden teşkil eder.
Ambolik felçler ve TIA’lar genellikle, kalbin hızlı ve düzensiz çarptığı bir durum olan atrial fibril­lation komplikasyonudur. Titreşim hareketi, kanın kalp içinde birik­mesine ve beyine gidebilecek pıhtı oluşmasına zemin hazırlayabilir.

İskemik felç, yüksek tansi­yonu, bazı tür kalp hastalıkları, şekeri olan ve ileri yaşlardaki kişiler arasında daha yaygındır. Sigara, yüksek kolesterol, aşırı alkol tüketimi, obezite ve ailesinde felç geçirmiş kişilerin bulunması, kişinin riskini arttırır.

SEMPTOMLAR
İskemik felcin belirtileri, blokajın büyüklüğü, etkilenen beyin bölgesi ve damarı blokajının ne kadar süratle geliştiğine bağlı olarak değişiklik arz eder. Felç acil tıbbi müdahale gerektiren bir durumdur. Felcin belirtilerinin tanınması ve bir hastanenin acil servisine başvurulması son derece hayatidir.

Bir felce tıbbi müdahale ne kadar gecikirse, hasar o derece büyük olur. İlk 4 ila 6 saat içinde yapılacak tedavi kan akışını tekrar canlandırabilir ve beyinde oluşabi­lecek kalıcı bir hasarı önleyebilir.

FELCİN UYARI İŞARETLERİ

Aşağıda felcin uyarı işaretleri sıralanmıştır:
■ Vücudun bir yanındaki kol, el ya da bacakta ani gelişen bir zayıflık.
■ Yüzün ya da vücudun bir yanında ani uyuşukluk.
■ Özellikle sadece bir gözde bulanıklık veya görüş kaybı
■ Ani gelişen konuşma zorluğu veya başkasının söylediğini anlayamama
■ Ani gelen baş dönmesi veya denge kaybı
■ Şiddetli ve ani baş ağrısı
Bu belirtilerin biri ya da bir grubunun “ani” bir şekilde oluşması felcin tipik simgesidir; bu semptomların biri ya da bir grubunun yavaş ve tedrici bir şekilde ortaya çıkması ise, beyin tümörü ya da Parkinson hastalığı gibi, sinir sistemine ilişkin diğer rahatsızlıklara işareti olabilir.

397

TEDAVİ SEÇENEKLERİ
Felçten sonraki ilk bir saat içinde kişide ortaya çıkan semptomlar yani belirtiler ve doktor muayene­sinin neticeleri, felcin türü ve yeri hakkında ipuçları sağlayacaktır. Genellikle, bilgisayarlı tomografi ve manyetik rezonanslı görüntü­leme gibi teşhis testleri uygulanır. Bu testler genellikle, bir iskemik felci bir beyin kanamasından ayırt etmeyi ve etkilenen beyin bölge­sinin tammlanabilmesini sağlaya­caktır.

Manyetik rezonans anjiyografisi ya da normal anjiyografi, beyin içindeki bloke olan kan damarının kesin olarak tanımlanmasını sağla­yabilir.

Bir iskemik felç geçirmişseniz, beyine olan kan akışını bloke eden pıhtının büyümesini engel­lemeye çalışmak veyahut doğal olarak çözülmeye başlamışsa geri gelmesini önlemek üzere, hızlı etki eden, kan inceltici bir ilaç (heparin) verilebilir.

Felç uzmanları, halkı bilinçlendirmek üzere, şimdilerde pilot programlar uygulamaktadırlar: Buna göre, muhtemel bir felcin belirtilerini taşıyan kişiler, mümkün olabildi­ğince çabuk bir şekilde bir acil servise gitmeli ya da götürülme­lidir.

Özellikle bir ambolik felç durumunda, doktor, pıhtının oluşma yerini bulgulamaya çalışa­caktır. Kalpte pıhtı olup olmadığını anlamak ve kalbin zayıf pompa­layıp pompalamadığını görmek için ekokardiografi uygulanabilir. Nabzı ve pıhtı oluşumuna sebep olabilen atrial fibrillation gibi kalp düzensizliklerini tanım­lamak üzere, portatif bir cihaz olan Holter sayacı kullanılabilir. Beyin­deki kan damarlarındaki daralma­ları; şahdamarındaki ya da kalpten şahdamarına giden damarlardaki plakları tanımlamak üzere ultrason da kullanılabilir.

Şahdamarı endarterectomy’si adı verilen bir operasyon ile, beyine giden en önemli damar­lardan birinden plak kalıntıları temizlenebilir. Genellikle, özellikle bir şahdamarı yüzde seksen oranında ya da daha fazla daral-mışsa, bir tekrarlamayı önlemek üzere, bir TIA ya da felçten sonra uygulanır.