Deride Kabarcıklar

Kabarcıklar için en iyi tedavi aslında hiç de tedavi değildir. r3

Kabarcığı patlatmayınız ya da üzerindeki hassas deriyi soyma­yınız. Bu, alttaki dokunun enfeksi­yonuna neden olabilir.Zona (şinglez), genital herpes (genital uçuklar) ve suçiçeğinde görülen kabarcıklar gibi virüslerin neden olduğu kabarcıklara da müdahale edilme­melidir. Bunlara dokunmaktan ya da bunları kaşımaktan kaçınınız ve içerdikleri virüslerden enfekte olmamak için bunları temiz tutunuz. Bilinen bir neden haricinde oluşan büyük kabar­cıklarınız varsa, doktorunuzla konuşunuz.

Pigment Değişimleri

PİGMENT ARTIŞI
Birçok durum, cildin belirli bölge­lerinin renginin koyulaşmasına neden olabilir:

Melasma; yanaklarda, alında ve dudakların üst kısmında cildin bazı bölgelerinin koyu bir renk alması durumudur. Hamilelik ya da menopozda meydana gelen hormonal değişimler, ağız yoluyla alınan doğum kontrol haplarının kullanımı ya da hormon takviye tedavisi buna neden olabilir. Hormonlar dengelendiğinde, melasma genellikle ortadan kalkar. Yaşlılık lekeleri olarak da bilinen karaciğer lekeleri, genel­likle ellerde ve vücudun güneşe maruz kalan diğer bölgelerinde koyu renkli lekelerin belirmesidir. Yaşlanan cilt, güneşin ultravi­yole ışınlarına karşı daha nazik ve hassas bir hal aldığında, artarlar. Güneş ışığıyla birlikte parfüm ya da kokulu kozmetik ürünlerine maruz kalan cilt bölgeleri de geçici olarak koyulaşabilir.

Bu durumlar can sıkıcı olabilir. Ama zararlı değildir. Diğer pigment artışı durumlarında doktorunuza görünmeniz gerekebilir. Güneşe maruz kalmadan koyulaşan ten rengi, Addison hastalığı ya da Cushing hasta­lığı  gibi başka bir hastalığın belirtisi olabilir. Güneşe maruz kalma nedeniyle benler de oluşabilir ya da değişebilir.  Herhangi bir beninizde bir değişim olduğunda bunu doktorunuza söyleyiniz ki doktorunuz kanser riskini ortadan kaldırabilsin.

PİGMENT AZALMASI
Vitiligo, ciltte belirli bölgelerin renginin açılmasına neden olur. Vitiligoda, derinin bazı bölge­leri melanin üretmeyi durdurur. Bunun sonucunda da genel­likle yüzde, ellerde, koltuk altla­rında ve kasıkta simetrik beyaz lekeler oluşur. Bazı bireylerde bu lekeler tedavi edilmeksizin tekrar pigment üretmeye başlarlar. Vitili-gonun nedeni bilinmemektedir; ancak vitiligonun nedeni, pigment yapan hücreler olan melanositleri etkileyen bir otoimmun rahatsızlığı  olabilir.

Albinizm, nadiren görülen kalıtsal bir hastalıktır. Bu hastalıkta, cilt, saç ve gözlere rengini veren melanin doğuştan yoktur. Albinizm hastalarının son derece açık renk bir tenleri ve saçları vardır ve güneş ışığına karşı aşın derecede hassastırlar.Fenilketonüri, düşük melanin düzeyine ve beyaz olmamakla birlikte oldukça açık renk bir tene ve saçlara neden olan genetik bir rahatsızlıktır.

Sedef hastalığı ve pullanmaya neden olan diğer cilt rahatsızlıkları, pullanmayı yok etmek için uygulanan tedaviden sonra ciltte melanin eksikliğine neden olabilir.Tinea versikolor da benzer bir pigment noksanlığına yol açabilir.

TEDAVİ SEÇENEKLERİ
Sedef hastalığı ya da tinea versi­kolor etkili bir şekilde tedavi edildiğinde, normal pigmen-tasyon yavaş yavaş tekrar görül­meye başlanır. Leke oluşumunu önleyici kremler, diğer rahatsızlık­larda koyu renkli alanlann rengini açmak için yardımcı olabilir. Ancak bu kremler, normal cildin rengini de açtıklanndan dikkatli bir şekilde uygulanmalıdır.

Vitiligonun neden olduğu lekeleri ya da yaşlılık lekelerini, bir kozmetik ürünüyle de kapaya­bilirsiniz. Doktorunuz vitiligo için cildi ışığa ve ultraviyole ışınlarına (birlikte, PUVA olarak adlandırılır) karşı daha hassaslaştıran bir ilaç olan psoraleni de önerebilir. Krem şeklindeki tretinoin ilacı da melasmadan kaynaklanan cilt lekelerinin rengini açmada faydalı olabilir. Koyu cilt lekelerinin rengini açmak için lazer tedavileride mevcuttur.

Dermatit ve Ekzema

Atopik dermatit, ya da atopik ekzema, genellikle “döküntü (raş) yapan kaşıntı” olarak adlandırılır. Döküntü kaşıntıya neden olur; kaşıntı kaşımayı teşvik eder ve kaşıma da daha çok tahrişe neden olur ve döküntü artar. Bu böyle sürüp gider. Bu tür bir ekzemanız varsa, muhtemelen aile birey­lerinizden birinin astım, saman nezlesi ya da bir yiyecek alerjisi gibi bir tür alerjisi vardır.Yaşa bağlı olarak döküntü (raş) farklılık gösterir. Bebeklikte yaygındır ve yüzde, boyunda ve kasıkta iltihaplı, sızıntı yapan ya da kabuk bağlamış yamalar olarak görülür. Çocukluk ve ergenlikte döküntü (raş) sıklıkla cilt kıvrım­larında görülür. Atopik dermatit genellikle kendi kendine geçer. Yetişkinlerde ise genellikle eller gibi vücudun belirli bir bölgesinde görülür.

Kontakt dermatit (temas ekzeması), cildi tahriş eden ya da daha nadiren alerjik bir reaksi­yona neden olan bir maddeyle temas ettikten sonra oluşur. Her iki durumda da, cildin maddeyle ne kadar süre temas ettiğine bağlı olarak, ciltte kaşıntı olabilir; şişme görülebilir ya da kabarcıklar oluşa­bilir. Döküntü (raş), doğrudan tahriş eden maddeye maruz kalan bölgede oluşur. Çamaşır deterjan­ları, takıların (mücevherlerin) yada giysilerdeki kopçalarla çıtçıtların metalleri, eldiven ya da prezer­vatif (kondom) gibi bazı kauçuk ürünler, bazı kozmetik ürünler, bitkiler (zehirli sarmaşık gibi)  ve bazı ilaçlar kontakt dermatite neden olan maddeler­dendir. Reaksiyon neredeyse her zaman bunlarla temas ettiktenl 2 gün sonra oluşur.

Atopik_Dermatit_1

Staz dermatiti; varisi olan, ayaklan kronik olarak şişen ya da dolaşımla ilgili (sirkülatuar) problemleri olan kişilerde bacak­larda baldırlar, ayak bilekleri ve ayaklarda oluşur. Semptom­ları arasında, kaşıntının yanı sıra hafif kızarıklık ve şişme vardır. Hastalık ilerledikçe, etkilenen bölge daha çok kızarır. Şişme * tedavi edilmezse, döküntü (raş) kabuk bağlayabilir ve sızıntı yapabilir. İltihaplanma oluşabilir ve bu bölgenin zedelenmesi ülser-leşmeye neden olabilir. Tedaviye, varis çorabı giymekle başlanır.

Seboreik dermatit; kırmızı yamaların çevresindeki pullan­mayla karakterizedir ve genel­likle başta kepek (konak) (bkz. sf. 558) şeklinde görülür. Ancak; kaşları, kirpikleri, kulakları ve burun ile ağız çevresindeki kıvrımlar da eüdleyerek pullu, kırmızı, yanma yapan ve kaşınan yamalara neden olabilir. Bebeklerde (infant-larda) genellikle kendi kendine geçmeden önce aylar süren ve “konak” (cradle cap) olarak adlandırılan sebore türü görülür. Son derece yaygın olan bu hastalığın nedeni bilinmemektedir.

Perioral dermatit; genellikle akne rosacea ya da akne ile karış­tırılır. Küçük kırmızı papüller ve püstüller ağız çevresindeki bölgeyle sınırlıdır ve daha nadir olarak burun çevresinde ve gözaltlannda da görülebilir. Özellikle genç bayanlarda görülür ve nedeni bilinmemektedir. Tetrasiklin, eritromosin ya da minosiklin gibi antibi­yotiklerin kullanımıyla dermatit genellikle 1-2 ay içinde kaybolur. Dermatit üzerine sürülen antibi­yotik jeller de etkili olabilir.


TEDAVİ SEÇENEKLERİ

Çoğu dermatit türünü kendiniz tedavi edebilirsiniz. Her eczanede bulunabilen ve reçetesiz olarak satılan hidrokortizon krem ve cilt nemlendiriciler, çoğu kontakt dermatit ve seboreik dermatit vakalannı iyileştirebilir. Yine reçetesiz olarak satılan (klorfeniramin ya da difenhidramin gibi) antihistaminik tabletler ya da kapsüller, kaşıntıyı almalarına rağmen uyku yapabilir. Tahrişe neden olabilecek maddeleri belir­leyip bunlardan sakınmaya çalışınız.Kepeği tedavi etmenin en iyi yolu, ilaçlı bir şampuan kullan­maktır. Şampuanı ıslak saça uygulayınız ve parmaklannızla tüm kafa derinize yediriniz. Saçınızı durulamadan önce en az 2 dakika bekleyiniz.

Sedef Hastalığı ( Psöriyazis )

Sedef hastalığının neden olduğu karakteristik pullu, kırmızı deri yamalan; her yaştan erkek ve kadınları eşit ölçüde etkiler ve vücudun herhangi bir yerinde görülebilir; bir anda aylarca yok olabilir ve sonra tekrar görülebilir. Yaygınlık (prevalans) yaşla artar. Strep boğaz enfeksiyonu, yoğun alkol tüketimi, stres, (beta blokörler ve lityum gibi) bazı ilaçlar, cildin hasar görmesi ve insan immun yetmezlik virüsü (HIV) enfeksiyonu sedef hastalı­ğını tetikleyebilir.

SEMPTOMLAR
Sedef hastalığı; gümüş rengi pullarla kaplı deri yamalan olarak ortaya çıkar; bunlar, rahatsız edici olabilir de olmayabilir de. Sedef hastalığının pek çok biçimi vardır. En yaygın olanı; yamaların gövde, kol ve bacaklar -özellikle dirsek ve dizlerde ile başta görüldüğü plak tip sedef hastalığıdır (plak psöriyazistir). El ve ayak tırnak­ları kalınlaşabilir, el ve ayak tırnaklarında çukurlar oluşabilir ve tırnaklar tırnak yataklarından ayrılabilirler.

sedefellerde

Püstüler tip sedef hastalığı (püstüler psöriyazis) ; tüm vücuda yayılan küçük püstüllerle karak-terizedir. Guttat tip sedef hastalığı (guttat psöriyazis); vücutta, yüzde olduğundan daha belirgin olan gözyaşı damlası büyüklüğünde birçok alana neden olur. Genel­likle strep bir boğaz enfeksiyo­nundan ya da üst solunum yolları enfeksiyonundan sonra gelişir.Sedef hastası olan kişilerin %15’inde, eklemlerin iltihaplan­masına yol açan otoimmun bir hastalık olan psoriyatik artrit gelişir.

TEDAVİ SEÇENEKLERİ
Sedef hastalığı, tedavisi olmayan kronik bir rahatsızlıktır. Ancak, azmasını engellemeye yardımcı olacak birçok tedavi mevcuttur. Güneşe ve ultraviyole lambalara maruz kalma, sedef hastalığının yok olmasına yardımcı olur; ancak, kötü bir güneş yanığı semptom­ları daha da kötüleştirebilir. Eğer semptomlarınız hafif ya da orta düzeydeyse, koıtikosteroid ya da katran içeren reçetesiz atılan merhemlerden birini deneyiniz.Daha şiddetli durumlarda amaç; yeni deri hücrelerinin üreti­mini yavaşlatmaya yardımcı olmak ve iltihaplanmayı tedavi etmektir. Doktorunuz, reçeteyle satılan güçlü kortikosteroidler ve/veya D vitamiyle ilgili ve göreceli olarak yeni bir ilaç olan kalsipotrieni tavsiye edebilir. Her ikisi de son derece etkili olabilir.

Deriyi ışığa karşı hassas hale getiren ajanlar olan psoralenler, ultraviyole tedavisiyle birlikte (PUVA olarak adlandırılan bir bileşim), sedef hastalığını tedavi etmek için sıklıkla kullanılır. Hücre bölünmesini yavaşlatan kanser Önleyici (antikanser) bir ilaç olan metotreksat, esasen şiddetli psoriyatik artriti olan kişilere yazılır. Retinoid ilaçlar da etkili olabilir; ancak, ciddi doğum kusurlanna neden olabileceklerinden dikkatli bir şekilde kullanılmalıdırlar.Bu tedavilerden her biri, yan etkilerin gözlenlenmesi için doktorunuz tarafından dikkatle izlenmelidir. Sedef hastalığından muzdarip çoğu kişi, bu hastalığın hayatları boyunca bir kaybolup bir çıktığını görürler.