Dermatit ve Ekzema

Atopik dermatit, ya da atopik ekzema, genellikle “döküntü (raş) yapan kaşıntı” olarak adlandırılır. Döküntü kaşıntıya neden olur; kaşıntı kaşımayı teşvik eder ve kaşıma da daha çok tahrişe neden olur ve döküntü artar. Bu böyle sürüp gider. Bu tür bir ekzemanız varsa, muhtemelen aile birey­lerinizden birinin astım, saman nezlesi ya da bir yiyecek alerjisi gibi bir tür alerjisi vardır.Yaşa bağlı olarak döküntü (raş) farklılık gösterir. Bebeklikte yaygındır ve yüzde, boyunda ve kasıkta iltihaplı, sızıntı yapan ya da kabuk bağlamış yamalar olarak görülür. Çocukluk ve ergenlikte döküntü (raş) sıklıkla cilt kıvrım­larında görülür. Atopik dermatit genellikle kendi kendine geçer. Yetişkinlerde ise genellikle eller gibi vücudun belirli bir bölgesinde görülür.

Kontakt dermatit (temas ekzeması), cildi tahriş eden ya da daha nadiren alerjik bir reaksi­yona neden olan bir maddeyle temas ettikten sonra oluşur. Her iki durumda da, cildin maddeyle ne kadar süre temas ettiğine bağlı olarak, ciltte kaşıntı olabilir; şişme görülebilir ya da kabarcıklar oluşa­bilir. Döküntü (raş), doğrudan tahriş eden maddeye maruz kalan bölgede oluşur. Çamaşır deterjan­ları, takıların (mücevherlerin) yada giysilerdeki kopçalarla çıtçıtların metalleri, eldiven ya da prezer­vatif (kondom) gibi bazı kauçuk ürünler, bazı kozmetik ürünler, bitkiler (zehirli sarmaşık gibi)  ve bazı ilaçlar kontakt dermatite neden olan maddeler­dendir. Reaksiyon neredeyse her zaman bunlarla temas ettiktenl 2 gün sonra oluşur.

Atopik_Dermatit_1

Staz dermatiti; varisi olan, ayaklan kronik olarak şişen ya da dolaşımla ilgili (sirkülatuar) problemleri olan kişilerde bacak­larda baldırlar, ayak bilekleri ve ayaklarda oluşur. Semptom­ları arasında, kaşıntının yanı sıra hafif kızarıklık ve şişme vardır. Hastalık ilerledikçe, etkilenen bölge daha çok kızarır. Şişme * tedavi edilmezse, döküntü (raş) kabuk bağlayabilir ve sızıntı yapabilir. İltihaplanma oluşabilir ve bu bölgenin zedelenmesi ülser-leşmeye neden olabilir. Tedaviye, varis çorabı giymekle başlanır.

Seboreik dermatit; kırmızı yamaların çevresindeki pullan­mayla karakterizedir ve genel­likle başta kepek (konak) (bkz. sf. 558) şeklinde görülür. Ancak; kaşları, kirpikleri, kulakları ve burun ile ağız çevresindeki kıvrımlar da eüdleyerek pullu, kırmızı, yanma yapan ve kaşınan yamalara neden olabilir. Bebeklerde (infant-larda) genellikle kendi kendine geçmeden önce aylar süren ve “konak” (cradle cap) olarak adlandırılan sebore türü görülür. Son derece yaygın olan bu hastalığın nedeni bilinmemektedir.

Perioral dermatit; genellikle akne rosacea ya da akne ile karış­tırılır. Küçük kırmızı papüller ve püstüller ağız çevresindeki bölgeyle sınırlıdır ve daha nadir olarak burun çevresinde ve gözaltlannda da görülebilir. Özellikle genç bayanlarda görülür ve nedeni bilinmemektedir. Tetrasiklin, eritromosin ya da minosiklin gibi antibi­yotiklerin kullanımıyla dermatit genellikle 1-2 ay içinde kaybolur. Dermatit üzerine sürülen antibi­yotik jeller de etkili olabilir.


TEDAVİ SEÇENEKLERİ

Çoğu dermatit türünü kendiniz tedavi edebilirsiniz. Her eczanede bulunabilen ve reçetesiz olarak satılan hidrokortizon krem ve cilt nemlendiriciler, çoğu kontakt dermatit ve seboreik dermatit vakalannı iyileştirebilir. Yine reçetesiz olarak satılan (klorfeniramin ya da difenhidramin gibi) antihistaminik tabletler ya da kapsüller, kaşıntıyı almalarına rağmen uyku yapabilir. Tahrişe neden olabilecek maddeleri belir­leyip bunlardan sakınmaya çalışınız.Kepeği tedavi etmenin en iyi yolu, ilaçlı bir şampuan kullan­maktır. Şampuanı ıslak saça uygulayınız ve parmaklannızla tüm kafa derinize yediriniz. Saçınızı durulamadan önce en az 2 dakika bekleyiniz.

Bakteriyel Enfeksiyonlar

Genellikle çocuklukta görülen impetigo, oldukça bulaşıcı bir bakteriyel enfeksiyondur. Cildin herhangi bir yerinde oluşabilecek bu enfeksiyon, genellikle burun ve ağız çevresinde görülür. Bakteriler deriye soğuktan oluşan çatlaklar, kesikler ya da çizikler yoluyla girerler; sonra da çoğalırlar ve yayılırlar. İmpetigo, ekzama gibi kaşıntılı bir cilt hastalığı komplikasyonu da olabilir

SEMPTOMLAR
İmpetigo genellikle cildin kızarması şeklinde kendini gösterir. Bir ya da iki gün içinde bir grup su kabarcığı belirir. Genellikle, su kabarcıklan çok küçük ve hassas oldukları için (dolayısıyla da, çok çabuk patladık­larından) fark edilmezler. İmpetigo bazen de su kabarcıklarına değil küçük şişkinliklere neden olur. Bu su kabarcıklan ya da şişkin­likler patladığında, nemli, hassas, kırmızı deri bölgeleri ortaya çıkar ve saydam bir sıvı salgılanır.

Sonrasında, kızarmış bölgenin etrafı kaşıntı yapabilen, bal renginde bir kabuk bağlar. Şiddetli durumlarda impetigo ateşe neden olabilir ve yüz ya da boyun lenfleri şişebilir. Özellikle küçük çocuklar, böbrek iltihabı  ve kan enfeksiyonu  gibi komplikasyonlara meyillidirler.

TEDAVİ SEÇENEKLERİ
Enfeksiyon kolayca yayılabilece­ğinden, enfeksiyondan etkilenen bölgeye dokunmaktan kaçınmak gerekir. Sizde ya da çocuğunuzda impetigo varsa, doktorunuza danışınız. Doktorunuz mupirosin gibi antibiyotik bir hap, iğne ya da deri kremi verebilir. Hepsi de çok etkilidir; enfeksiyonu yaklaşık bir haftada tedavi ederler.

Aşağıda belirtilen sağlık kural­larına titizlikle uymamız, impetigonun tedavi edilmesinde ve yayıl­masının önlenmesinde önemlidir:

■ Çarşaflannızı ve yastık kılıflarınızı her gün yıkayınız.

■ Sabun, havlu gibi kişisel eşyala­rınızı aile bireylerinizle ortak kullanmayınız.

■ Su kabarcıklannın çevresindeki alanı su ve sabunla yıkayınız (Duş tutmak oldukça etkilidir). Nazik bir şekilde su ve klorheksidin gibi antiseptik bir solüsyonla yıkayarak yara kabuklarının atılmasını sağlayınız ve sonra bu bölgeyi kurulayınız. Bu, bölgeye uygulanacak lokal preparatlann enfeksiyona daha iyi ulaşmasını sağlar.

■ İmpetigo çok bulaşıcı olduğundan, enfeksiyon geçene kadar impetigosu olan çocuklar diğerlerinden uzak tutulmalıdır.

Sedef Hastalığı ( Psöriyazis )

Sedef hastalığının neden olduğu karakteristik pullu, kırmızı deri yamalan; her yaştan erkek ve kadınları eşit ölçüde etkiler ve vücudun herhangi bir yerinde görülebilir; bir anda aylarca yok olabilir ve sonra tekrar görülebilir. Yaygınlık (prevalans) yaşla artar. Strep boğaz enfeksiyonu, yoğun alkol tüketimi, stres, (beta blokörler ve lityum gibi) bazı ilaçlar, cildin hasar görmesi ve insan immun yetmezlik virüsü (HIV) enfeksiyonu sedef hastalı­ğını tetikleyebilir.

SEMPTOMLAR
Sedef hastalığı; gümüş rengi pullarla kaplı deri yamalan olarak ortaya çıkar; bunlar, rahatsız edici olabilir de olmayabilir de. Sedef hastalığının pek çok biçimi vardır. En yaygın olanı; yamaların gövde, kol ve bacaklar -özellikle dirsek ve dizlerde ile başta görüldüğü plak tip sedef hastalığıdır (plak psöriyazistir). El ve ayak tırnak­ları kalınlaşabilir, el ve ayak tırnaklarında çukurlar oluşabilir ve tırnaklar tırnak yataklarından ayrılabilirler.

sedefellerde

Püstüler tip sedef hastalığı (püstüler psöriyazis) ; tüm vücuda yayılan küçük püstüllerle karak-terizedir. Guttat tip sedef hastalığı (guttat psöriyazis); vücutta, yüzde olduğundan daha belirgin olan gözyaşı damlası büyüklüğünde birçok alana neden olur. Genel­likle strep bir boğaz enfeksiyo­nundan ya da üst solunum yolları enfeksiyonundan sonra gelişir.Sedef hastası olan kişilerin %15’inde, eklemlerin iltihaplan­masına yol açan otoimmun bir hastalık olan psoriyatik artrit gelişir.

TEDAVİ SEÇENEKLERİ
Sedef hastalığı, tedavisi olmayan kronik bir rahatsızlıktır. Ancak, azmasını engellemeye yardımcı olacak birçok tedavi mevcuttur. Güneşe ve ultraviyole lambalara maruz kalma, sedef hastalığının yok olmasına yardımcı olur; ancak, kötü bir güneş yanığı semptom­ları daha da kötüleştirebilir. Eğer semptomlarınız hafif ya da orta düzeydeyse, koıtikosteroid ya da katran içeren reçetesiz atılan merhemlerden birini deneyiniz.Daha şiddetli durumlarda amaç; yeni deri hücrelerinin üreti­mini yavaşlatmaya yardımcı olmak ve iltihaplanmayı tedavi etmektir. Doktorunuz, reçeteyle satılan güçlü kortikosteroidler ve/veya D vitamiyle ilgili ve göreceli olarak yeni bir ilaç olan kalsipotrieni tavsiye edebilir. Her ikisi de son derece etkili olabilir.

Deriyi ışığa karşı hassas hale getiren ajanlar olan psoralenler, ultraviyole tedavisiyle birlikte (PUVA olarak adlandırılan bir bileşim), sedef hastalığını tedavi etmek için sıklıkla kullanılır. Hücre bölünmesini yavaşlatan kanser Önleyici (antikanser) bir ilaç olan metotreksat, esasen şiddetli psoriyatik artriti olan kişilere yazılır. Retinoid ilaçlar da etkili olabilir; ancak, ciddi doğum kusurlanna neden olabileceklerinden dikkatli bir şekilde kullanılmalıdırlar.Bu tedavilerden her biri, yan etkilerin gözlenlenmesi için doktorunuz tarafından dikkatle izlenmelidir. Sedef hastalığından muzdarip çoğu kişi, bu hastalığın hayatları boyunca bir kaybolup bir çıktığını görürler.

Lichen Simplex Chronicus

Semptomlar; belirgin kırmızı bölgeleri ya da pigment kaybından dolayı ayaklar, ayak bilekleri, dirsekler ve boynun arkasında soluklaşmış, sert, pul pul ya da kalınlaşmış deri yüzeyi içerir. Tedavinin temel amacı, döküntü (raş) kaşıntı döngüsünü kırmaktır.Doktorunuz, kaşıntıyı almak için cildinize uygulayacağınız yüksek etkili bir koıtikosteroidönerebilir. Eğer bu işe yaramazsa, doktorunuz korti kosteroid bir kaç uygulayarak bölgeyi kortikosteroidin çıkmama­sını ve deriye işlemesini sağlamak için sarabilir. Bazı durumlarda, koıtikosteroid bir ilaç doğrudan etkilenmiş olan bölgeye enjekte edilir. Ağızdan alınan (oral) antihistamin ilaçlar da kaşıntıyı almaya yarayabilir.

lichenSimplexChronicus_56941_lg

Pitriyazis Rosea

Pitriyazis rosea; küçük, yuvarlak ya da oval, pullu yamaların çoğunlukla gövdede ve üst kollarda ortaya çıktığı, zararsız, bulaşıcı olmayan bir cilt hasta­lığıdır. Bilinmeyen nedenlerden ötürü, özellikle ilkbahar ve sonbaharda görülür. Pitriyazis rosea, genellikle bir ya da iki ay içinde kendiliğinden yok olur.

Genellikle döküntüye (raşa) eşlik eden hafif kaşıntıyı hafiflet­meye odaklanan tedavi konusunda doktorunuzla konuşunuz. Dokto­runuz, hafif bir koıtikosteroid içeren reçetesiz satılan bir krem ya da kaşıntı geceleri rahatsız ediciyse, tablet şeklinde bir antihistamin tavsiye edebilir. Şiddetli durumlarda, hasta­lığın süresini kısaltmak ve kaşıntıyı azaltmak için ultraviyole ışınlan ile tedavi verilebilir.