Egzersiz Yapın

Günde 30 dakika egzersiz ideal olsa da, bir spor salonuna kaydolmak veya spor yapmak için mayo/spor kıyafetleri edinmek zorunda değilsinizdir. Her güne 10 dakikalık esneme hareketleriyle başlayın ve sabah, öğle arası veya günün sonunda 20 dakika tempolu yürümeyi alışkanlık edinin.

egzersiz

Anahtar nokta, harekete geçmek ve düzenli egzersizi günlük yaşantınıza dahil etmektir. Efor sarfettiren egzer­sizler çok daha faydalıdır. Kısacası, egzersiz yapmak daha iyi ve daha uzun bir yaşam sürmenize yardımcı olur.

Foreign Exchange Ne Demek? Foreign Exchange Nedir?

İngilizce kökenli foreign exchange söz kalıbı Türkçede döviz anlamına karşılık gelir. Döviz; ülkeler arası ödemelerde kullanılan çek, para, poliçe gibi ödeme araçlarıdır. Bu ödeme türü ülkeler arasında ki ticari ilişkilerde belirlenir. Örneğin bir ülke başka bir ülkeden ham madde, ürün ve benzeri bir şey alacak ise bunun ödemesini belirlenen üzerinde anlaşılan ödeme şekliyle yapar. Bu bir ülkenin para birimi de olabilir. Altın ve benzeri değer taşıyan şeylerle de yapılabilir. Kullanılan bu ödeme araçlarının genel adına döviz denir. Türkiye de dolar, euro gibi para birimleri döviz değeri taşır. Bu para birimleriyle dış ödemeler, alım-satımlar yapılabilir. Kısacası döviz uluslararası değer taşıyan ödeme birimidir diyebiliriz.

İnsan Ne Demek? İnsan Nedir?

Latince bir kelimedir. Biyominal adı “homo sapiens”tir, şempanze, goril, gibon ve orangutan ile birlikte “hominoidea” üst familyasında bulunan bir piramittir. İnsan, yani homo sapiens “bilen insan, akıllı insan” anlamına gelir. Homo sapienslerin 200bin yıllık bir tarihi vardır. Modern davranışlarına 50bin yıl önce kavuşmuştur. Diğer canlılardan farklı olarak konuşma, düşünme, alet yapabilme, toplumsal olma, vicdan, sorumluluk duyma gibi özelliklere sahiptir. Genel olarak insan toplumsal ve sosyal bir hayvandır.

İnsanlar varlıklarını açıklarken iki temel kutba bölünürler. Bir kesim varlıklarını yaratıcı bir güçle (tanrı) ile açıklarken diğer bir kesim evrimler sonucu bütün bir doğanın ve modern insanın oluştuğunu savunur.

Tıbbi Çalışmaları Yorumlama

Bir çalışmanın verimliliğini etkileyen pek çok faktör vardır. En önemli farktörlerden bazıları aşa­ğıda sıralanmıştır.

Çalışmanın Boyutu

Bir çalışmanın denek sayısı ne kadar fazla olursa, o çalışmanın fazla sayıda insan üzerinde uygu­lanabilecek sonuçlar üretme olası­lığı da o kadar yüksek olur.

Bunun iki sebebi vardır.

– Birincisi, herkes aynı değildir ve bir çalışmanın denek sayısı ne kadar fazla olursa, o çalışmadan elde edilen bulguların, çoğu insan üze­rinde uygulanabilirliği de o kadar yüksek olur.

– İkincisi, bir çalışma­nın denek sayısı ne kadar fazla olursa, o çalışmadan elde edilen bulguların rastlantısal olma olası­lığı da o kadar düşük olur.

Bununla beraber, binlerce insan üzerinde uygulanan geniş ölçekli çalışmaların da kusurları olabilir ve bazen çok küçük çalış­malar öyle çarpıcı bulgular ortaya koyar ki çoğu bilim insanı bunları kabul eder.

Şans Faktörünü Kontrol Etmek

Şans, tüm çalışmaların sonuçlarını etkileyebilecek bir faktördür. Her gün bir vitamin hapı alan insan­ların, almayanlardan daha fazla yaşadığını öne süren bir çalışmayı ele alalım. Çalışmayı yürüten dok­torlar, her gün vitamin desteği almanın ömrü uzattığı sonucuna varmadan önce, çalışmadan elde edilen bulguların rastlantısal olarak ortaya çıkıp çıkmadığını sorgula­malıdırlar.

Bulgunun (örneğin Ömrün uzamasının) şansa dayalı olma ve fakat (bu durumda) günlük vitamin hapı almayla bir bağlan­tısı olmama ihtimalini kendilerine sorarlar. Bu sorunun cevabı, ista­tistiksel testlerde yatar. Doktorlar, bulgunun rastlantısal olma ihtimali %5’den az ise bulgunun muhteme­len geçerli (ya da “istatistiksel açı­dan anlamlı”) olduğu konusunda genellikle hemfikirdirler.

Belli durumlarda, istatistiksel açıdan anlamlı olma eşiği, %1 gibi, daha düşük olarak belirle­nir. Genelde, bir çalışmada ne kadar fazla denek olursa, tedavi gören ve görmeyen denekler arasındaki farkın istatistiksel açı­dan anlamlı bulunma ihtimali de daha yüksek olur. Çalışmanın boyutunun şans faktörünü kont­rol etmeye faydası da budur.

Günlük vitamin hapı kullan­manın ömrü uzatmaya gerçek­ten faydası olabileceğini, ancak bu çalışmanın bu bulguyu tespit etmek için yeterince geniş ölçekli olmayabileceğini göz önünde bulundurmalılar.

Çalışmanın Süresi

Bazı tıbbi tedaviler çok çabuk sonuç verir. Örneğin, antibiyotikler birkaç gün içerisinde çoğu hasta­lığı iyileştirebilir. Diğer tıbbi teda­vilerin ve sağlığınızı korumanız için halen önerilmekte olan tedavi­lerin hemen hepsinin faydalarının elde edilmesi uzun yıllar almıştır. Bu nedenle, çalışmaların, bir uygulamanın (tarama testinden geçme, beslenme alışkanlıklarınızı değiştirme veya günlük vitamin hapı kullanma gibi) faydalı olup olmadığı konusunda sonucuna varmak için, uzun yıllar boyunca yürütülmesi gerekir.

Çalışmanın Türü

Yürütülebilecek pek çok çalışma türü vardır. Şüphesiz, en kolay ve en az maliyetle yürütülen çalış­malar en geçersiz sonuçlar ortaya koyanlardır. Buna karşılık, en zorlu ve en fazla maliyetle yürütü­len çalışmalarda sonuçların geçer­lilik oranı artar.

DOĞUMUN BAŞLADIĞINI GÖSTEREN BELİRTİLER

Hiç bir doğum ani olarak başlamaz. Dikkatli bir müşahade ile daha son 3 – 4 hafta içinde bazı belirtilerin mevcudiyeti göze çarpar. Bu belirtilerin bazıları, gebeyi muayene eden hekim tarafından, diğer bir kısmı da, bizzat gebe tarafından tesbit edilir. Bu belirtileri şu şekilde sıralamak mümkündür:
1 — Fundus uteri’nin aşağıya doğru inmesi:
Bilindiği gibi gebeliğin dokuzuncu ayının sonunda fundus ute-ri, kostalarm hemen altına dayanmış olur. Fakat sön 3 – 4 üncü gebelik haftası içinde, fundus uteri’nin kostalarm altında yavaş yavaş yarıklığı görülür. Böylece gebe kadın, fundus uteri’nin mide üzerine olan tazyikinin azaldığını, daha kolay nefes almaya başladığını hisseder. Buna mukabil, gebenin diğer şikâyetlerinde artmalar olur. Meselâ önde gelen başın mesane üzerine tazyikle sık idrar etme zuhur eder. Keza kon stipasyonda artma, hemoroid şikâyetlerinde çoğalma görülür. Bu arada dış genital organlardaki varis-lerdeki artmalar, nisbeten, önde gelen çocuk başının tazyiki ile ortaya çıkan venöz staz ile de ilgilidir.
2 — Gebe kadının duruşundaki değişiklik:
Gebe uterus, bir yandan büyürken diğer taraftan da ağırlığıyla öne doğru meyil gösterir. Bu şekilde vücudun ağırlık merkezi de Öne doğru kaymış olur (Resim: 314). Vücudun bunu kompanse edebilmesi için bilhassa bel omurlarında ileri derecede lordoz meydana, gelir (Resim: 315). Bu esnada bel ve sırt adaleleri, daha fazla yük altında kalacakları için, gebeliğin son 14 günü içinde gebeler ileri derecede bel ve sırt ağrılarından şikâyet ederler.
3 — Sinir ağrıları:
Çocuğun önde gelen kısmının tazyikli ile küçük pelvis’teki sinirlerden menşeini alan sinir tazyik belirtileri görülür. Bilhassa is-cias ve kasık sahasına ait ağrılar pek aşikâr bir hal alır.
4 — Uykusuz ve sinirlilik hali:
Gebeliğin seyri esnasında az veya çok nisbette kadında mevcut uykusuzluk ve sinirlilik halinin, gebeliğin son haftalarında arttığı doğumla ilgili endişelerin kadını her an biraz daha huzursuz bıraktığı görülür. Bu endişeler bilhassa primiparlarda daha aşikârdır.
5 — Ağırlık azalması:
Gebeliğin ilk aylarında’ organizmanın değişen metabolizması ve bulantı ve kusmalar dolayısıyle, kadın vücudunun ağırlığında geçici bir azalma olur. Fakat daha sonra gebe kadının ağırlığı artmaya ve normal şartlarda her ay bir kilo almaya başlar. Fakat yapılan araştırmalar, bu kilo alma doğumdan evvelki son günlerde durduğunu ve kadında kilo kaybının husul© geldiğini göstermiştir. Bu kayıp, ortalama 1 kilodur ve «fizyolojik terminal ağırlık azalması» adını alır. Sebebi, ani su kaybı ile ilgilidir ve bu esnada kadının bol miktarda idrar itrah ettiği görülür. ZANGEMsEİSTER^ gebelerin’% 98 inde bu ağırlık azalmasını tesbit etmiştir.
6 –Genital organlardaki değişiklikler:

Ön vajina forniksi, önde gelen çocuk, basının tazyiki ile eski derinliğini kaybeder. Canalis cervicalis kısalır, hatta bazan tamamen silinir. Primiparlarda doğum zamanı yaklaştıkça yukarıdan aşağıya doğru canalis cervicalis açılmaya başlar orificium externum yumuşak bir hal alır ve bir parmak ucu girecek bir açıklık kazanır. Hatta bazan bir parmağın kolayca geçebileceği bir açıklık meydana gelir. Bu açıklığın;, 2-3 parmağın girebileceği cesamete erişmesi hiç de nadir değildir. Bu takdirde, doğumun 2 – 3 gün içinde olacağı, büyük bir ihtimalle söylenebilir. Multiparlarda doğumdan önceki 1 – 2 hafta içinde, orificum externum rahatça 1 – 2 parmağın girebileceıği açıklıktadır. Fakat collunı’un ön ve arka dudağı henüz kaimdir ve genel olarak karın duvarının gevşekliği dolayısiyle önde gelen çocuk kısmı, pelvis grimi üzerinde hareketlidir. Bu arada vajina ifrazı artar, vulva çevresinde aşırı bir dolgunluk vardır.
Kontraksiyonlar (Gebelik ağrıları) :

Gebeliğin son ayında ve bilhassa son haftalarında, sebepli veya sebepsiz olarak corpus uteri’de kontraksiyonlar meydana gelir. Bu kontraksiyonlar, gebe kadın tarafından karnın sertleşmesi şeklinde hissedilir veya barsak hareketleri olarak . manalandırılır. Bu kontraksiyonlar, gebelik ağrıları olarak ifade edilmektedir. Doğum tarihini ne kadar yakın olursa, bu kontraksiyonlar o kadar şiddetli Olur ve artık son zamanlarda ağrılı olmaya başlar ve doğum öncesi ağrıları adını alır. Bazan bu ağrılar, doğum ağrıları şekline inkilap ederler. Diğer bazı vak’alarda birkaç saat devam eden ağrılardan sonra tekrar sükûnet devri başlar. Zamanla sükûnet devreleri azalır ve ağrı müddetleri uzar. Ağrılar arasındaki fasıla, 1-2 saate inerse artık hakiki doğum ağrılarının başlaması her halde uzak değildir. Bazan doğum, su kesesinin vaktinden önce yırtılıp amnion mayinin akmasıyla, doğum öncesi ağrılar meydana gelmeden de başlıyabilir. .

8′ — Mülküs akıntı:

Aşikâr doğum ağrıları kendini gösterince, harice doğru bolca müküs bir akıntının atıldığı görülür. Bu akıntı, canalis cervicalis’i kapayan müküs tıkacın harice çıkmasıyla meydana gelir ve bir dereceye kadar da, canalis cervicalis’in yavaş yavaş açılmaya başladığını gösterir. Bu durumda artık hakiki doğum ağrılarının bütün kuvvetiyle başlayacağı hesap edilmelidir. Bu durumun istisnaları vardır ve, müküs akıntıdan sonra, doğumun başlamadığı ve bu durumun günlerce ve 1 – 2 hafta devam ettiği olabilir. Hemen doğumdan evvel tesbit edilen müküs akıntı, halk dilinde «işaret» kelimesiyle ifade edilir ve doğumun başlıyacağmın işaret edildiği manasında kullanılır. Bu müküs akıntı, yırtılan kapiller damarlardan harice çıkan cüz’i kanın karışması dolayısiyle biraz kanlıdır.