GUZELAVRATOTU YAPRAĞI

Atropa belladonna L. (Solanaceae) türünün, çi^ çekii iken toplamp, gölgede kurutulmuş yapraklandır. Bu tür 100-150 cm yükseklikte, tüylü, otsu ve çok yıllık bir bitkidir (Resim: 10). Çiçekler tüp biçiminde ve esmerimsi mor renkli. Meyva nohut tanesi büyüklüğünde ve parlak siyah renklidir. Kuzey Anadolu dağlannın, gölgeli orman açıklıklarında yetişmektedir (1).

Dış görünüşü: 5-20 cm uzunluk 2.5-10 cm genişlikte, saplı, sivri uçlu ve tam kenarlı bir yapraktır. Çok gevrek olduğundan ticarette parçalar halinde bulunur.

Bileşim: Alkaloitler (% 0,15-0.80) taşır (2, 3). Başlıca alkaloitleri atropin, hiyosyamin ve skopola-min’dir. Köklerde alkaloit miktan daha yüksektir (% 0.8) (2).

Etki ve kullanılış: Ağrı kesici, spazm giderici,

1  – Baytop, A.: Anadolunun yabani solanaseleri-Ecz. BülL 3:136 (1961)..

2 – Gürgen, A.R.: Türkiye zehirli nebatlarının en ehemmiyetlileri üzerinde kimyevi araştırmalar, Ankara Y. Zir. Enst.

çalışmaları, sayı 138, Ankara (1943).

3 – Baytop, T. ve Güner, N.: Une etüde sur la teneur en atropine et en scopolamine des SolanacĞes de Turquie – İstanbul Ecz.

Fak. Mecm. 19: 47 (1983).

ter, süt ve mide itrazını azaltıcı etkilere sahiptir.

Toksikolojik etki: Bütün bitki zehirlidir. Bazı hayvanlar diğerlerinden daha mukavimdir (tavşan, keçi). İnsan için zehirliliği yüksektir. 10 kadar mey-va veya 1 gr kuru yaprak, tehlikeli zehirlenmeler yapar. Bitki alındıktan 15-30 dakika sonra boğazda kuruluk, susuzluk hissi, göz bebeği genişlemesi, baş ağrısı, baş dönmesi (sarhoşluk), sayıklama, taşkınlık ve hiddet görülür. Zehirlenmeler genellikle, ilâç olarak kullanılan güzelavratotu preparatlarmın (1), tıbbî miktarın üzerinde alınması veya yanlışlıkla meylarırun yenmesi (bilhassa çocuklarda) ile meyvadana gelmektedir. Diğer zehirli Solanaceae cinslerinin (Hyoscyamus, Datura) alınması sonunda da aynı toksikolojik arazlar görülür.

Diğer isimler: Botanik kitaplarında kayıtlı olan “Güzelavrat otu” adı İtalyanca “Bella donna” (Güzel kadın) isminin Türkçe’ye çevrisi ile elde edilmiştir. İtalyanca adın kökeni muhtemelen Roma döneminde bu otun gözbebeğini genişleten (ve bu yol ile hanımları güzelleştiren) sürmelerin yapımı (atropin etkisi) ile ilgilidir.

Ayıçileği (Trabzon: Hamsiköy), Kurtböğürtleni (Kastamonu: Azdavay).