Akciğer Nakli

Bütün organ nakilleri gibi, sağlıklı donörlerin dokuları az bulunur ve çok değerlidir. Bu sebeplerden ötürü, akciğer nakli sedece başka yaşama şansı kalmayan ve ameliyatın fiziki ve ruhsal sıkıntılarına katlanacak, ayrıca sonraki iyileşme sürecinin sıkıntılarını taşıya­bilecek kadar sağlıklı kişilere yapılabilir. Nakil için aday olabilecek genç yetişkinler içinde kistik fibroz, anfizem, primer akciğer hipertansiyonu veya akciğer doku içi hastalıkları olanlar vardır.

sigara1(1)

Akciğer nakli için en büyük sorun, sağlıklı bir donörün bulunmasıdır. Akciğer hiç hasta olmamış (çok nadirdir) olmalı; ancak nakledilen kişinin ölçüsü, kan grubu ve dokusuyla uyuşmak zorundadır.
Ameliyat kendi risklerini taşır. Göğüste büyük bir keşi yapılması gereklidir. Kesinin tipi, tek ciğer, her iki ciğer ya da akciğer ve kalp naklinin bir arada olmasına bağlı olarak değişir. Bazıları, ameliyat sırasında kalp-akciğer makinesine bağlanır. Bu dev ameliyatın iyileşme süreci aylar sürer, ve akciğerin tüm vücudun çalışmasında yaşamsal bir önemi olmasından dolayı, yakın takip ve destekleyici tedaviler gerektirir.

Komplikasyonlar içinde, hava yolları tıkanması ve enfeksiyonu, organın reddedilmesi (nakledilen kişinin bağışıklı sistemi tarafından nakledilen yabancı akciğere karşı bir atak) vardır. Son yıllarda ameliyatın mutlak başarı oranı kanıtlanmıştır, ancak oraganın reddedilmesi hâlâ büyük bir sorun olmaya devam etmektedir. Nakledilen organın reddedilmesinin önlenmesi için, bağışıklık sistemini koruyucu ilaçlar hayat boyu uygulanır.

Kemik İliği Nakli

Sonra bu kök hücreler, kendi kemik iliği yüksek dozdaki kemoterapi ve/veya radyasyon terapisiyle tahrip edilmiş olan kişiye verilir, Bu, yeni bir kemik iliği yaratmak ve böylelikle kan hücresi üretimini ve bağışıklık sisteminin fonksiyonunu yeniden sağlamak için yapılır.

Bir kemik iliği nakli genellikle, lösemi gibi bir kan hücresi kanseri olan bir kişinin kanındaki kanser hücrelerini yok etmek için uygulanan yoğun dozda kemoterapi ve/veya radyasyon terapisinden sonra gerçekleştirilir.

32

Kemoterapiye karşı çok duyarlı olan kan kanseri dışında başka bir tür kanseri (meme kanseri gibi) olan kişilerde de kullanılabilir. Kanseri öldürüp iyileştirebilecek (ortadan kaldırabilecek) olan çok yüksek dozda kemoterapi ve/veya radyasyon terapisi, kemik iliğini de öldürebileceğinden, iliğin sonra yenilenmesi gerekir.

Nadiren, aplastik anemi ya da orak hücreli anemi gibi kanseröz olmayan (kanserleşmemiş) bir kan bozukluğunu da iyileştirmeyi (ortadan kaldırmayı) denemek için kemik iliği nakli gerçekleştirilir. Eski, hastalıklı olan kemik iliği öldürülüp sağlıklı kan hücreleri yapacak olan sağlıklı kemik iliği kök hücreleri ile değiştirilir.

Kemik iliği nakli zor ve potansiyel olarak tehlikeli bir tedavidir. Tipik olarak, 60 yaş altındaki kişilere uygulanır çünkü bu kişilerin bu işlemi kaldırabilme olasılıkları daha yüksektir.

ALLOJENEİK (DONÖR) KEMİK İLİĞİ NAKLİ
Bu tür nakilde, sağlıklı bir donör, hasta bir alıcıya kök hücreleri verir. Donörün bağışıklık sistemi hücreleri, alıcının hücrelerini yabancı olarak algılar (ya da tam tersi olur) ve bağışıklık sistemi yabancılardan hoşlanmaz.

Bu, iki ciddi soruna neden olabilir. İlki, greft reddidir. Kemoterapi ve radyasyon terapisi tarafından öldürülmemiş olan ve alıcıda bulunan artık bağışıklık sistemi hücreleri, grefte (donör hücreler) saldırıp grefti reddedebilir.

İkinci potansiyel (olası) sorun, graft versus hoşt hastalığıdır. Bu hastalıkta, donörün greft hücreleri, alıcının dokularını yabancı olarak algılayıp bu dokulara saldırır. Graft versus hoşt hastalığı, allojeneik kemiği iliği nakillerinin majör komplikasyonudur ve öldürücü olabilir. 1999’da Harvard araştırmacıları, birçok graft versus hoşt hastalığı vakasını önleyebilecek bir metod (yöntem) keşfetmişlerdir.

Kemik iliği naklinin gelişiminden bu yana ideal donör, bir tek yumurta ikizinin kan hücreleri genetik olarak ahcınınkiyle aynı olduğundan sağlıklı bir tek yumurta ikizidir. Bu nedenle, alıcı hücreler greft hücreleri reddetmeyecek ve greft hücreler de alıcı hücrelere saldırmayacaktır.

Bir sonraki en iyi donör, bağışıklık sistemi ahcınınkine benzer olan bir kız ya da erkek kardeştir. Bu iki kişi ne kadar iyi eşleşirse, hücrelerinin üzerinde bulunan ve insan lenfosit antijenleri (HLA) olarak adlandırılan proteinler de o kadar benzer olur.

HLA’ ları eşleştirmek için -HLA proteinlerini yapan DNA’yı analiz ederek- geliştirilmiş teknikler, nakillerde daha çok başarı elde edilmesine yol açmıştır.

Allojeneik kemik iliği naklinin başka bir riski, bağışıklık sisteminin bastırılmasıdır. Çoğu nakilde, kemoterapi ve radyasyon terapisi tarafından öldürülmeyen herhangi bir bağışıklık sistemi hücresi, greft hücrelere saldırıp bunlar reddetmesin diye bağışıklık sistemini bastıran (baskılayan) ilaçlar verilir. Bu ilaçlar, çeşitli organlara (özellikle karaciğer ve böbrek) hasar verebilir ve viral (virüsün yol açtığı) akciğer enfeksiyonu gibi enfeksiyonlara yol açabilir.

Sonuç olarak; nakledilen kök hücreler yeterli kırmızı kan hücresi, beyaz kan hücresi ve platelet (trombosit) üretene kadar alıcılar ciddi risk altındadır. Özellikle, düşük beyaz kan hücresi seviyeleri kişiyi enfeksiyona karşı; düşük platelet (trombosit) sayılan da kanamaya karşı daha zayıf (açık) kılar.

OTOLOGÖZ (KENDİNE) KEMİK İLİĞİ NAKLİ

Kan iliği naklinde en yaygın metod olarak kullanılan bu tür nakil, kişilere kendi kök hücrelerini geri verir. Kişiye verilen sağlıklı kök hücreler kişinin kendi iliğinden alınmış olan kendi hücreleriyse, eşleşen (uygun) doku sorunu ortadan kalkar.

Kanserli bir kişideki kök hücreler hemen hemen her zaman sağlıklıdır ve (kanserli bir kişiden geliyor olmalarına rağmen) kanseröz (kanserleşmiş) değillerdir.

Otologöz nakillerin, allojeneik nakillere göre iki avantajı vardır. Hastanın kendi hücreleri nakledildiğinden, greft reddi riski (ve dolayısıyla da bağışıklık sistemini bastırmak (baskılamak) için ilaç kullanmaya gerek yoktur) ve graft versus hoşt hastalığı riski yoktur.

Allojeneik (donör) kemik iliği nakilleri gibi, otologöz (kendine) kemik iliği nakilleri de, beyaz kan hücreleri ve plateletlerin (trombositlerin) yetersiz sayıda olmasından dolayı enfeksiyon ve kanama riski taşır.
Allojeneik kemik iliği nakillerinin tersine, otologöz kemik iliği nakilleri, sağlıklı kök hücrelerin yanı sıra hastanın kanseröz (kanserleşmiş) hücrelerinden bazılarının da hastanın vücuduna geri koyulması riskini taşır.

Kök hücreler vücuda geri zerk edilmeden önce ilik ve kandaki tüm Kanser hücrelerini arındırmak için yeni yeni teknikler geliştirilmektedir.

Bir Otologöz Kemik İliği Nakli Esnasında Neler Olur?

Otologöz kemik iliği naklinde, kişiler verilecek olan kök hücrelerini kendileri sağlarlar-kendilerine hücre bağışlarlar. Önce, kemik iliğinden ya da kandan kök hücreler alınır (A). Bu kök hücreler toplanır (B) ve sonra güvenli bir şekilde saklanmaları için bu hücreler depolanır ya dondurulur (C). Kişi, kemik iliğinin tahrip edilmesi için yüksek dozda kemoterapi (D) ve bazen de radyasyon terapisi alır. Dondurulmuş hücreler eritilir ve bir intravenöz kateter aracılığıyla kan dolaşımına geri döndürülür (E). Kök hücreler, sağlıklı yeni kan hücreleri üretmeye başladıkları yer olan kemik iliğine doğru kendi yollarını bulurlar.

Bir Allojeneik Kemik İliği Nakli Esnasında Neler Olur?

Önce, alıcı kemik iliğindeki ve vücudun başka bir yerindeki kanseröz (kanserleşmiş) hücrelerin öldürülmesi için radyasyon terapisi ve kemoterapi görür.

İkinci olarak, doku türü alıcınınkiyle eşleşen bir donör (genellikle bir kardeş) bulunur ve (donörün) pelvik kemiğinden ya da kanından bir kemik iliği örneği alınır. Donör hücrelerinin doğrudan kemik iliğinden alındığı durumlarda, kemik iliğine (genellikle bir kalça kemiğine) bir iğne sokulur ve yaklaşık olarak 1 ila 2 quart (litre) sağlıklı ilik emilerek alınır.
Üçüncü olarak; sağlıklı donör hücreler, bir kan transfüzyonunda (naklinde) olduğu gibi, alıcının kan dolaşımına enjekte edilir. Primitif kök hücreler, çoğaldıkları ve tüm tahrip olmuş kan elemanlarının (unsurlarının) yerini aldıkları (yer olan) kemik iliğine giderler.

Nakledilen kök hücreler kemik iliğine ulaştığında, kemik iliği hücrelerinin rejenerasyonunu (yeniden üretimini) hızlandırmaya yardımcı olmak için genellikle genetik olarak değiştirilmiş büyüme (oluşum) tetikleyici faktörler verilir.

Kalp Nakli

Şiddetli kalp kası hastalığında (kardiyomiyopati) olduğu gibi kalp kası artık işlevini yeteri kadar yerine getiremeyecek bir düzeyde hasar gördüğünde bu seçeneğe başvurulur. Sadece, tüm tıbbi tedaviler başarısız olduğunda düşünülür ve bu müdahale yapılmaksızın 2 yıldan fazla yaşaması beklenmeyen kişilere uygulanır.

İlk kalp nakli ameliyatlar 1960’lann sonlarında gerçekleştirilmiş olmasına rağmen, naklin uygulandığı kişinin hayatta kalma olasılığını sınırlandıran üstesinden gelinemez komplikasyonlar nedeniyle bu uygulamaya bir sonraki on yıl büyük ölçüde ara verilmiştir.

Ancak 1980’lerin başlarında, siklosporin olarak adlandırılan bir 1 ilaç ortaya çıkmıştır. Siklosporin, vücudun yabancı organı reddetmesini engelleyerek hayatta kalma oranım büyük ölçüde arttırmıştır. Bu ilacı, ömrünüzün sonuna kadar kullanmanız gerekir ve bu ilaç ciddi yan etkilere neden olabilir.Bugün, kalp nakli yapılanların %83’ü ameliyattan sonra ilk yıl hayatta kalmakta; %72’si de en azından 4 yıl yaşamaktadır. Nakil ameliyatından sonra gerçekleşen ölümlerin en yaygın nedeni, vücudun yeni organ reddetmesidir.

Kalp nakli yapılanlardan daha çok kişinin kalp nakline gerek¬sinimi vardır çünkü yeteri kadar donör (bağışlanan) kalp mevcut değildir. 1997’de, Amerika Birleşik Devletleri’nde sadece 2290 kalp nakli gerçekleştirilmiştir. Ancak, herhangi bir zamanda sadece bu ülkede en az 20,000 kişinin yeni bir kalp bekleyen kişiler listesinde olduğu talimin edilmektedir. Bu kişilerin büyük bir kısmı, donör (bağışlanan) bir kalp bulunmadan Önce ölmektedir.Organlar genellikle, bir araç kazasında, bir silahla yaralanma veya şiddetli bir baş yaralanması nedeniyle ölen ve bedenleri bir makine aracılığıyla yaşatılan 40 yaş altındaki organ donörlerinden (bağışçılarından) gelmektedir.

Organlar genellikle, bir araç kazasında, bir silahla yaralanma veya şiddetli bir baş yaralanması nedeniyle ölen ve bedenleri bir makine aracılığıyla yaşatılan 40 yaş altındaki organ donörlerinden (bağışçılarından) gelmektedir.

KALP NAKLİ AMELİYATI VE İYİLEŞME SÜRECİ
Bir kalp nakli ameliyatında, hasar görmüş olan kalbiniz bir donörden (bağışçıdan) alınan sağlıklı bir kalple değiştirilir. Bu operasyon (ameliyat) genel anestezi gerektirir ve yaklaşık olarak 4 ila 12 saat sürer.
Göğsünüz, göğüs kemiği kesilerek açılır ve koroner arter bypass greftleme ameliyatında ( olduğu gibi, vücudunuza oksijen açısından zengin kan pompalamak için bir akciğer-kalp makinesi kullanılır. Sağ atriyum (kulakçık) dışında kalbinizin tüm parçaları alınır; sonra donör kalp yerine yerleştirilir ve majör kan damarlarına bağlanır.

Ameliyattan sonra yaklaşık olarak bir hafta hastanede yatarsınız ve bu sürenin büyük bir kısmını bir yoğun bakım ünitesinde geçirirsiniz. Ancak, komplikasyonlar daha uzun süre hastanede kalmanızı gerektirebilir.
Hastanedeyken, size enfeksiyon bulaştırmamak için odanıza giren herkes tarafından özel önlemler alınır; çünkü yeni kalbinizin bağışıklık sisteminiz tarafından reddedilmesini önlemek için kullanılan immunosüpresif ilaçlar, enfeksiyonlarla savaşma kabiliyetinizi azaltır.

Hastaneden çıktıktan sonra, kendinizi yeterli hisseder hissetmez (genellikle ameliyattan 6 hafta sonra) bir egzersiz programına katılmanız için teşvik edilirsiniz. Tek sınırlandırma; cinsel aktivite de dahil olmak üzere, göğüs kemiğinizde ağrıya (acıya) neden olabilecek her türlü aktiviteden kaçınmaktır.

Nakledilen organın reddedilmesini önlemek için kullanılan ilaçlar, sizi enfeksiyonlara ve kansere karşı daha hassas kılar. Böbrek hasarına, yüksek kan basıncına (tansiyona), titremelere ya da aşın kıllanmaya da neden olabilirler. Hemen hemen herkes kemik hacmi kaybı yaşar ve diş etleri şişer.

Immunosüpresif ilaçların işe yarayıp yaramadığının kontrol edilmesi için iyileşme süreciniz boyunca sık sık kalp dokusu biyopsileri yaptırmanız gerekir. Nakilden sonra her yıl koroner anjiyografi de yaptırmanız gerekir. Kalp nakli ameliyatı herkes için uygun değildir. Yaşlı ya da başka hastalıklan olan kişilerde, bu uzun ve zorlu ameliyat esnasında komplikasyon gelişme olasılığı vardır.

Kalp nakli ameliyatı için ideal bir aday, 55 yaş altındadır ve bu kişinin akciğer hastalığı, diyabet (şeker hastalığı), kanser, böbrek veya karaciğer yetmezliği ya da periferal (çevresel) vasküler hastalığı gibi başka bir hastalığı yoktur.
Ayrıca, operasyonu (ameliyatı) takip eden sıkı izleme ve tedavi programına katılabilecek kadar fiziksel ve akli yönden de kuvvetli olmanız gerekir.