Ağrısız Doğum

O kadar ki, bir çok kadın yalnızca bu ağrıları yaşamamak için daha riskli olduğu halde sezeryan ile doğumu tercih etmektedir. Doğum ağrılarının giderilmesi için ağrı kesiciler ve anestezi maddelerinin kullanılması, anestezi gazlarının (klorofom, eter ) İngiltere’de ana kraliçenin doğumunda kullanılması ile çok populer olmuştur. Daha sonra narkoz ve narkotik ilaçlar geliştikçe bir çok yöntem uygulamaya konulmuş olsa da, bunların içinden bir çoğu kolay uygulanabilir olmadıkları ve riskleri sebebiyle terk edilmişlerdir.

Değişik yöntem ve ilaçlarla doğum esnasında anne adayının duyduğu ağrıyı yok etme ya da azaltma işlemine kısaca “ağrısız doğum” , “doğum analjezisi” ya da “doğum anestezisi” denebilir.

dogumepiduralBaşlıca ağrısız doğum yöntemleri şöyle sıralanmıştır;

* Psiko-fiziksel yöntemler (Psycophysical Methods ,Psycoprophylaxis, Naturel Doğum, Lamaze Egzersizleri)
* Lokal Analjezi(enjeksiyon yerinde ağrıyı kesme)
* Regional(bölgesel) Analjezi(belli bir sinir bölgesinde ağrıyı kesme)
* Genel Anestezi(uyutma)
* Narkotik(uyuşturucu) ağrı kesiciler
* Sedatifler(sakinleştiriciler)

DOĞUMUN BAŞLADIĞINI GÖSTEREN BELİRTİLER

Hiç bir doğum ani olarak başlamaz. Dikkatli bir müşahade ile daha son 3 – 4 hafta içinde bazı belirtilerin mevcudiyeti göze çarpar. Bu belirtilerin bazıları, gebeyi muayene eden hekim tarafından, diğer bir kısmı da, bizzat gebe tarafından tesbit edilir. Bu belirtileri şu şekilde sıralamak mümkündür:
1 — Fundus uteri’nin aşağıya doğru inmesi:
Bilindiği gibi gebeliğin dokuzuncu ayının sonunda fundus ute-ri, kostalarm hemen altına dayanmış olur. Fakat sön 3 – 4 üncü gebelik haftası içinde, fundus uteri’nin kostalarm altında yavaş yavaş yarıklığı görülür. Böylece gebe kadın, fundus uteri’nin mide üzerine olan tazyikinin azaldığını, daha kolay nefes almaya başladığını hisseder. Buna mukabil, gebenin diğer şikâyetlerinde artmalar olur. Meselâ önde gelen başın mesane üzerine tazyikle sık idrar etme zuhur eder. Keza kon stipasyonda artma, hemoroid şikâyetlerinde çoğalma görülür. Bu arada dış genital organlardaki varis-lerdeki artmalar, nisbeten, önde gelen çocuk başının tazyiki ile ortaya çıkan venöz staz ile de ilgilidir.
2 — Gebe kadının duruşundaki değişiklik:
Gebe uterus, bir yandan büyürken diğer taraftan da ağırlığıyla öne doğru meyil gösterir. Bu şekilde vücudun ağırlık merkezi de Öne doğru kaymış olur (Resim: 314). Vücudun bunu kompanse edebilmesi için bilhassa bel omurlarında ileri derecede lordoz meydana, gelir (Resim: 315). Bu esnada bel ve sırt adaleleri, daha fazla yük altında kalacakları için, gebeliğin son 14 günü içinde gebeler ileri derecede bel ve sırt ağrılarından şikâyet ederler.
3 — Sinir ağrıları:
Çocuğun önde gelen kısmının tazyikli ile küçük pelvis’teki sinirlerden menşeini alan sinir tazyik belirtileri görülür. Bilhassa is-cias ve kasık sahasına ait ağrılar pek aşikâr bir hal alır.
4 — Uykusuz ve sinirlilik hali:
Gebeliğin seyri esnasında az veya çok nisbette kadında mevcut uykusuzluk ve sinirlilik halinin, gebeliğin son haftalarında arttığı doğumla ilgili endişelerin kadını her an biraz daha huzursuz bıraktığı görülür. Bu endişeler bilhassa primiparlarda daha aşikârdır.
5 — Ağırlık azalması:
Gebeliğin ilk aylarında’ organizmanın değişen metabolizması ve bulantı ve kusmalar dolayısıyle, kadın vücudunun ağırlığında geçici bir azalma olur. Fakat daha sonra gebe kadının ağırlığı artmaya ve normal şartlarda her ay bir kilo almaya başlar. Fakat yapılan araştırmalar, bu kilo alma doğumdan evvelki son günlerde durduğunu ve kadında kilo kaybının husul© geldiğini göstermiştir. Bu kayıp, ortalama 1 kilodur ve «fizyolojik terminal ağırlık azalması» adını alır. Sebebi, ani su kaybı ile ilgilidir ve bu esnada kadının bol miktarda idrar itrah ettiği görülür. ZANGEMsEİSTER^ gebelerin’% 98 inde bu ağırlık azalmasını tesbit etmiştir.
6 –Genital organlardaki değişiklikler:

Ön vajina forniksi, önde gelen çocuk, basının tazyiki ile eski derinliğini kaybeder. Canalis cervicalis kısalır, hatta bazan tamamen silinir. Primiparlarda doğum zamanı yaklaştıkça yukarıdan aşağıya doğru canalis cervicalis açılmaya başlar orificium externum yumuşak bir hal alır ve bir parmak ucu girecek bir açıklık kazanır. Hatta bazan bir parmağın kolayca geçebileceği bir açıklık meydana gelir. Bu açıklığın;, 2-3 parmağın girebileceği cesamete erişmesi hiç de nadir değildir. Bu takdirde, doğumun 2 – 3 gün içinde olacağı, büyük bir ihtimalle söylenebilir. Multiparlarda doğumdan önceki 1 – 2 hafta içinde, orificum externum rahatça 1 – 2 parmağın girebileceıği açıklıktadır. Fakat collunı’un ön ve arka dudağı henüz kaimdir ve genel olarak karın duvarının gevşekliği dolayısiyle önde gelen çocuk kısmı, pelvis grimi üzerinde hareketlidir. Bu arada vajina ifrazı artar, vulva çevresinde aşırı bir dolgunluk vardır.
Kontraksiyonlar (Gebelik ağrıları) :

Gebeliğin son ayında ve bilhassa son haftalarında, sebepli veya sebepsiz olarak corpus uteri’de kontraksiyonlar meydana gelir. Bu kontraksiyonlar, gebe kadın tarafından karnın sertleşmesi şeklinde hissedilir veya barsak hareketleri olarak . manalandırılır. Bu kontraksiyonlar, gebelik ağrıları olarak ifade edilmektedir. Doğum tarihini ne kadar yakın olursa, bu kontraksiyonlar o kadar şiddetli Olur ve artık son zamanlarda ağrılı olmaya başlar ve doğum öncesi ağrıları adını alır. Bazan bu ağrılar, doğum ağrıları şekline inkilap ederler. Diğer bazı vak’alarda birkaç saat devam eden ağrılardan sonra tekrar sükûnet devri başlar. Zamanla sükûnet devreleri azalır ve ağrı müddetleri uzar. Ağrılar arasındaki fasıla, 1-2 saate inerse artık hakiki doğum ağrılarının başlaması her halde uzak değildir. Bazan doğum, su kesesinin vaktinden önce yırtılıp amnion mayinin akmasıyla, doğum öncesi ağrılar meydana gelmeden de başlıyabilir. .

8′ — Mülküs akıntı:

Aşikâr doğum ağrıları kendini gösterince, harice doğru bolca müküs bir akıntının atıldığı görülür. Bu akıntı, canalis cervicalis’i kapayan müküs tıkacın harice çıkmasıyla meydana gelir ve bir dereceye kadar da, canalis cervicalis’in yavaş yavaş açılmaya başladığını gösterir. Bu durumda artık hakiki doğum ağrılarının bütün kuvvetiyle başlayacağı hesap edilmelidir. Bu durumun istisnaları vardır ve, müküs akıntıdan sonra, doğumun başlamadığı ve bu durumun günlerce ve 1 – 2 hafta devam ettiği olabilir. Hemen doğumdan evvel tesbit edilen müküs akıntı, halk dilinde «işaret» kelimesiyle ifade edilir ve doğumun başlıyacağmın işaret edildiği manasında kullanılır. Bu müküs akıntı, yırtılan kapiller damarlardan harice çıkan cüz’i kanın karışması dolayısiyle biraz kanlıdır.