NEDENİ BİLİNMEYEN ATEŞ

Klinik Bulgular

A.Belirti ve İşaretler: Halsizlik, titreme, gece terlemeleri, kilo kaybı, müphem abdominal veya kas iskelet sistemi ağrıları gibi genel sistemik belirtiler dışında hepato-splenomegali, lenfadenopati ve eklem, deri rahatsızlıkları gibi özel belirtilere genellikle pek sık rastlanmaz.

B.Laboratuvar Bulguları: İlkin sindirim ve üriner sistemin kontrast çalışmalarına, temel tetkikler olarak başvurulmalıdır. Günümüzde diyafragmanm fluoroskopik tetkiki yerini daha hassas metodlara terket-miştir. Lenfangiografi, ultrasonografi, CT incelemeleri, Ga67, İndium111—işaretli lökositle yapılan sintigrafilerle septik, iltihabi foküslerle malign tümörleri tanısal laparatomiye gerek kalmadan tanımlamak mümkün olmaktadır. Ancak bu metodların vaskülit veya kazeifikasyon göstermeyen granülomtöz hastalıklar gibi difüz lezyonlarda yalancı negatif sonuçlarının yüksek olduğu da unutulmamalıdır. Hepatomegali varsa karaciğer biopsisi indikasyonu vardır. Hastaların çoğunda kemik iliği tetkikleri yapmak gerekir. Sintigrafik tetkiklerle yüzeyel lezyon saptandığında, lokal anestezi altında peritonoskopi ve biopsi girişimleri değerli bilgiler verebilir.

C.Laparotomi: Diğer tetkik vasıtalarının sonuç vermediği olgularda, tanısal laparotomiye başvurulmalıdır. Bu metod olguların 2/3’ünde tanı koydurucu nitelik taşır ve morbiditeside çok azdır. Laparotomi özellikle uzun süreli yüksek ateşli ve karın içi hastalığa ait objektif bulgular veren olgularda çok değerli bir tanı yöntemidir. Akut viral veya aşırı duyarlığa ait belirtilerin ön planda olduğu, karın içi hastalığa ait açık belirtilerin bulunmadığı durumlarda belli bir süre beklenebelir. Gerçek indikasyonu olmadan ve kesin tam konulmadan Aspirin, kortikosteroid veya antibiyotiklerle tedaviye çalışmanın yaran yoktur.

Tanısal laparotomi sırasında karaciğer, dalak, mezenterik ve retroperitoneal lenf düğümü, omental ve mezenterik yağ dokusu, kas, krista iliakadan biyopsi ve kültür için örnekler alınmalıdır. Malign hastalıklar içinde, lenfoproliferatif neoplazmlar ile sinsi gelişen (biliyer, pankreatik, renal) adenokarsinomalar, infeksiyöz hastalıklar içinde de tüberküloz ve hepatobiliyer infeksiyonlar sebebi bilinmeyen ateş kaynaklarının başlıcalarını oluştururlar. Tanısal laparotominin negativ olduğu olguların bir bölümünde ateşin daha sonra kendiliğinden kaybolduğu veya yüksek ateş kaynağının karındışı patolojilere bağlı olduğu anlaşılır.