Mitral Kapak Prolapsusu (Sarkması)

Normalde kanın tamamı aorta pompalanır. Yaprakçıklar atriyuma (karıncığa) doğru geri itildiğinde, genellikle gerginleşirler ve stetoskopla dinlenildiğinde duyulabilen, ani bir rüzgarı yakalayan bir yelken gibi, bir çatırtı, ya da tık, sesine neden olurlar. Kan bu yaprakçıklardan sızma yaptığında, mitral yetmezliğin bir türünde, stetoskopla dinlenildiğinde genellikle duyulabilen bir mürmür (üfürüm) de yaratabilir.

Aterektomi Cihazları

Direksiyonel ve ekstraksiyonel aterektomide, plağı kesip almak için bıçaklar kullanılır. Rotasyonel aterektomide ise, plak, dönen bir bıçakla arter (atardamar) duvarlarından kazınır.

Gastrik Sekresyonun ve Mukoza Bariyerinin Mekanizması

Karbonik asit C02’in hidrasyonundan oluşur. Bu reaksiyon hücreler içindeki karbonik anhidraz tarafından katalize edilir. Karbonik asit parçalanır ve açığa çıkan bikarbonat damar yatağına exkrete edilir. Su aktif olarak transport edilen iyonları takiben pasif olarak gastrik lümene geçer ve böylece sekresyon izotonik veya yaklaşık bir değerde olur. Parietal hücrelerden salgılanan asitin konsantrasyonu 150 mEq/L dir (Kandaki hidrojen iyonu konsantrasyonunun 100 milyon defa daha fazlası). Midenin bu çok konsantre solüsyonu salgılaması ve lümeni içinde barındırması mukozasının kendine has bir özelliği olup herhangi bir anatomik yapı neticesi değildir. Dolayısıyla bariyer etkinliğinin mukoza hastalığına veya zedelenmesine göre değişmesi sürpriz yaratmaz. Bariyerin bozulması, deneysel olarak hemoraji, şok, topikal aspirin, alkol, safra tuzlan ve değişik tipteki deterjanlardan sonra ortaya çıkar. Aspirin ve alkol zedeleme etkileri bakımından sinerjiktir. Hidrojen iyonları submukozaya girdiği zaman mast hücrelerinde histamini serbest bıraktırır ve intramural kolinerjik lifleri aktive eder. Histamin ödem ve asid sekresyonunun daha da artmasına yol açar. Pepsinojen sekresyonu kas kontraksiyonu kolinerjik aktiviteyle uyarılır.

Asit Sekresyonunun Regülasyonu

Asit sekresyonunun regülasyonu gastrik asid sekresyonunu artıran ve deprese eden faktörlerin, ayn ayrı incelenmesiyle en iyi şekilde tarif edilir. Aç karnına ve yemeklerden sonra gözlenen sekresyon seviyelerini bu kuvvetlerin etkileşimi belli eder.

Kan Nakli

Amerika Birleşik Devletleri’nde her yıl 14 milyon ünite donör kan hasta, yaralı ve/veya kanında kanın bir ya da tüm bileşenleri eksik olan kişilere nakledilmektedir.Bağışlanmış kan ihtiyacı süreklidir. Sadece yarım litre kan bile birçok kişiye fayda sağlayabilir ve hayat kurtarıcı olabilir. Kan verdiğinizde; kırmızı kan hücreleri bir kişiye, diğer bileşenler başka kişilere gidebilir.
Kan vermek tamamen güvenidir. Ancak, kan almanın bazı riskleri mevcuttur fakat bu riskler çok küçüktür ve faydaları hemen hemen her zaman risklerden fazladır.

kan_merkezi33

KANIN BİLEŞENLERİ

Kanın birçok bileşeni vardır ve kan transfüzyonuna (nakline) gerek duyan kişilerin çoğu sadece belirli bileşenlere gerek duyarlar. Kanın farklı kısımlarının kullanımı ve ne kadar süre saklanabileceği farklılık gösterir:

Oksijeni taşıyan ve yaygın olarak aneminin tedavisinde kullanılan kırmızı kan hücreleri, en fazla 42 gün için soğutularak; 10 yıla kadar da dondurularak saklanabilir.

Plateleüer (trombositler), kanamayı kontrol etmek için gereklidir ve lösemili veya diğer kanser türlerine yakalanmış olan kişilere ya da kemoterapi alan kişilere verilir. Plateletler (trombositler) en fazla 5 gün saklanabilir.

Kanamayı kontrol etmek için kullanılan plazma, 1 yıla kadar dondurularak saklanabilir. Plazmadan çeşitli faydalı ürünler çıkartılabilir (ayrıştırılabilir). Albümin plazmadan çıkarılır ve şok tedavisinde kullanılır.

Plazmadan çıkartılan gama globülin, bazı hastalıklarda oluşan düşük dozdaki antikorları çoğaltmak için kullanılır ve böylelikle, enfeksiyonun engellenmesine yardımcı olur. Gama globülin aynı zamanda Guillain-Barre sendromu gibi nörolojik hastalıklarda olduğu gibi hastalığa neden olan antikorları engellemek için de kullanılır.

Pıhtılaşma faktörleri içeren kryopresipite (dondurarak çöktürülmüş) antihemofilik faktör,taze dondurulmuş plazmadan yapılır ve dondurularak 1 yıl saklanabilir.

Femo filisi ya da von Willebrand hastalığı olan kişilere nadiren verilir fakat bunun yerini büyük ölçüde çok daha iyi işlenmiş pıhtılaşma faktörleri ya da genetik olarak değiştirilmiş faktörler almıştır.Beyaz kan hücreleri bir zamanlar, kanında çok düşük sayıda beyaz kan hücresi bulunan insanlara nakledilirdi. Ancak şimdi doktorlar, kendi beyaz kan hücrelerinizin büyümesini teşvik eden ve büyüme faktörleri olarak adlandırılan doğal maddeler kullanmaktadırlar. Bu da başka bir kişinin beyaz kan hücrelerinin size nakledilmesini gereksiz hale getirmektedir.

OTOLOGÖZ KAN BAĞIŞI: KENDİNİZE KAN VERMEK
Ameliyattan önce birkaç litre kanınızın alınarak saklanması, otolögoz kan bağışı olarak adlandırılır. Amerika Birleşik Devletleri’ndeki kan transfüzyonlarının (nakillerinin) yaklaşık olarak %10’u otologöz transfüzyonlardır (nakillerdir).

Genellikle, tarihi belirlenmiş bir ameliyattan önce bir seferinde 1 pint (yarım litre) olmak üzere birkaç hafta kan verirsiniz. Bu işlem, gerekli olduğu takdirde size kendi kanınız nakledileceği için mükemmel bir eşleşme sağlar. Kanınızı bağışladığınız halde kendi kanınıza gereksinim duymazsanız, bu kanın genellikle başka kişiler tarafından kullanılması mümkün değildir çünkü kendinize bağışladığınız kana, enfeksiyonları önlemek için uygulanan sıkı korunma önlemleri uygulanmaz.

SENTETİK KAN
Sentetik ikame kan ürünleri konusundaki araştırmalar yıllardır yoğun bir ilgi konusudur. İdeal sentetik kan ürünü, herhangi bir kan grubundaki bir kişiye transfüzyon (nakil) yapılmasına müsaade eder; bağışıklık sistemi tepkisine neden olabilecek infeksiyöz ajanlar ya da maddeler içermeyen bileşenlerden oluşur; saklanırken bozulmaz ya da soğutulmasına gerek duyulmaz ve kolayca bulunabilen maddelerden oluşur. Birçok ürün, ümit vaat edici olmasına rağmen, bu ürünlerin tamamının ciddi yan etkileri olduğu görülmüştür.

Örneğin; penisilinin ciddi, potansiyel olarak ölümcül olan bir yan etkiye neden olma olasılığı her 30, 000 kişide 1 iken, bir kan transfüzyonundan (naklinden) HIV kapma olasılığı yaklaşık olarak her 676, 000 ünite kanda 1’dir. Doktorunuz bir kan transfüzyonuna (nakline) gereksiniminiz olduğunu söyleyip bu gereksinimin neden kaynaklandığını açıkladığında, tereddüt etmeyiniz.