Ankilozan Spondilit

si_joint

SEMPTOMLAR
Ankilozan spondilitin erken bir semptomu, kalçaların derinliklerinde ya da sırtın alt kısmında hissedilen kunt bir ağrıdır. Bazen tek bir yan ağrıyabilir.  Sızı yapan bir ağrı bir gidip bir gelebilir fakat yavaş yavaş, birkaç ay içinde, ağrı her iki tarafta da sürekli olmaya başlar. Bu hastalıktan etkilenen bazı kişilerin çok az ağrısı olabilir ya da hiç olmaz fakat sırtlarında bir sertlik vardır; kasları ağrır ya da göğüs kemiği (iman tahtası), omurga, kürek kemikleri, pelvis leğen kemiği), kalçalar, dizkapakları ve topuklarındaki iltihaplanmış kemiklerin üzerinde bir hassasiyet mevcuttur.

Sertlik, hareket edince ya da egzersiz yapınca geçer. Bilin meyen nedenlerden ötürü, bu hastalığa yakalanan insanların dörtte birinde göz iltihaplanması oluşur. Bu hastalık kaburgalarınızı etkilerse, nefes almakta zorluk çekebilirsiniz ve göğsünüzün hareket kabiliyeti azalır. Ankilozan spondilitin teşhisi gecikebilir çünkü bu hastalığın semptomları daha yaygın olarak görülen sırt sorunlarının semptomlarına benzeyebilir.


TEDAVİ SEÇENEKLERİ

Doktorunuz sizi muayene edecek ve kesin bir teşhis için belki röntgen ve kan testleri de isteyecektir. Ağrı için steroid yapıda olmayan iltihap önleyici (antienflamatuar) ilaçlar tavsiye edebilir. Şiddetli iltihaplanma ve ağrı; kortikosteroid iğneler, metotreksat gibi bağışıklık sistemini değiştiren ilaçlar ya da hasar görmüş eklemleri yenilemek için ameliyat gerektirebilir. Rehabilitatif (iyileştirici) yaklaşımlar; yeterli uyku, düzgün yürüme pozisyonları ve duaış (postür) ile omurganızı esnek tutmak ve sırt kaslarınızı güçlendirmek için sıcak bir duştan sonra günlük esneme (stretching) egzersizlerini kapsar. Aerobik ve derin nefes alma da, normal göğüs ekspansiyonunuzu korumaya yardımcı olmak ve ciddi solunum yolu enfeksiyonlarını önlemek için önemlidir.

Beyinin Fonksiyonları

Ön lop, çeper lobu, şakak lobu ve arka kafa lobu. Genellikle, ön lop hareket, planlama ve lisan ifadesini kontrol eder. Çeper lobu hisleri tercüme eder. Arka kafa lobu, görmeyi algılar ve tercüme eder. Şakak lobu, işitme, uzun vadeli hafıza, davranış ve lisan anlama ve ifadesi hususlarında etkilidir. Hafıza ve davranış, şakak lobu ve ön loplar içinde derinleme­sine konuşlanmıştır.

beyin8

ZAKKUM YAPRAĞI

. Nerium oleander L. (Apocynaceae) türünün taze veya kurutulmuş yapraklandır. Bu tür Akdeniz bölgesi ülkeleri ile Türkiyede, sulak yerlerde, yabani olarak yetiştiği gibi süs bitkisi olarak park ve bahçelerde de yetiştirilir. Pembe çiçekli, kışın yapraklarını dökmeyen bir ağaççıktır (Resim: 57).

Dış görünüş: 10-15 cm uzunluk ve 2-3 cm genişlikte, mızrak biçiminde, derimsi, üst yüzü koyu, alt yüzü ise açık yeşil renklidir. Kokusuz ve keskin lezzetlidir.

Bileşim:GIikozitler (oleandrin) taşımaktadır.

Etki ve kullanılış: Dahilen idrar arttırıcı ve kalp kuvvetlendirici etkisi vardır. Tıbbi miktarın üzerinde alındığı zaman kalp yetmezliği, kusma ve ishal ile kendini gösteren ağır zehirlenmeler yapar. Tehlikeli bir drogdur. Dahilen ancak hekim kontrolü altında kullanılabilir. Haricen zeytin yağındaki mase-rasyonu vücut parazitlerine (bilhassa uyuz parazitine) karşı kullanılır.

Kullanılış şekli: Haricen zeytin yağındaki mase-

rasyonu cilde sürülür. 10 gr kaba toz edilmiş yaprak 100 gr zeytin yağı içinde bir hafta bırakılır. Sonra bezden süzülür ve sıvı kısım vücut parazitlerine karşı kullanılır.

Toksikolojik etki: Bütün bitki zehirlidir. Zehirlenme mide ve barsak bozuklukları, solunum güçlüğü ve nabız yavaşlaması gibi belirtiler ile ortaya çıkar. Kalp yetmezliği ölüme sebep olur. Bir gram kuru yaprak insanlarda tehlikeli zehirlenmeler yapar. Zehirlilik kurutma ve kaynatma ile ortadan kalkmaz. Dal ve yaprakların suya konulması sonucu etkili maddeler suya da geçer ve bu suyun içilmesi zehirlenmelere sebep olur. Bu bitkiyi yiyerek Ölmüş olan hayvanların etleri de zehirlidir.

Diğer isimler: Ağıçiçeği, Kan ağ. (Muğla), Zıkkım ağ.

Felçlerin Önlenmesi

Çok sık olarak, geçici iskemik atak (TIA) geçirmişler. Ama buna rağmen bu hususta doktorlarına başvurmamışlar. Bazen, bir felç riskiyle karşı karşıya bulundukları onlara söylenmiş ve riski azaltmak üzere ilaç kullanmaları önerilmiş. Ama bunu yapmamışlar. Çoğu zaman, kullanıl­ması gereken ilaç gayet basittir  günde bir hap  ve doktor tarafından takip edildiği müddetçe oldukça güvenlidir. Ama kullanmıyorlar. Ve şimdi onların ya da benim yapabileceğimiz hiçbir şey yok. Bu, son derece hüzün verici bir durum.

diz-agrilari-2

Eğer siz ya da bir yakınınız bir TIA geçirir veya kalp ritmi düzensizliği yaşarsa, doktorunuzla konuşun. Eğer bir ilaç tavsiye ediliyorsa, kullanmayı reddetmek hususunda iki kere düşünün.

Felç ve Geçici İskemik Atak(TIA)

TIA’lar kısa ve geçici olmaları itibarıyla felçlerden farklıdır. Semptomlar yani belirtiler genel­likle ani olarak gelişir, birkaç saat sürer ve 24 saatten az bir süre içinde ortadan kaybolur. Aslında, kan akışı, beyin dokusunun kalıcı olarak zarar görmeyeceği şekilde yeteri kadar çabuk tekrar oluşmuştur.

TIA’lar, kişinin ilerde bir felç ile karşılaşabileceğine dair bir uyarı vazifesi görür. İskemik felce yakalanan insanların hemen hemen yansı, bu felçten birkaç aylık bir süre önce en az bir TTA geçirmiştir. Ama TIA geçiren herkes felç ile karşılaşmaz. TIA’lar daha ziyade, yüksek tansiyonu olan, belli tiplerde kalp rahatsızlıklan olan ve şeker hastalığı bulunan; sigara içen; ya da çok ileri yaştaki kişilerde görülür.

SEMPTOMLAR
Semptomlar yani belirtiler, beyinin hangi kısmının etkilendiğine bağlı olarak, geniş ölçüde çeşitlilik arz eder. TIA’lar yüz, kol ya da bacak­larda zayıflık, uyuşukluk veya felce; baş dönmesi, denge kaybı ya da koordinasyon kaybına; bir ya da iki gözde birden görüş bulanık­laşması ya da kaybına; ve bir ya da iki gözde birden görme alanının bir yarısının kaybına sebep olabilir. Bu semptomlardan herhangi birinden muzdarip olursanız derhal doktoru­nuzu görün.

iskemik

TEDAVİ SEÇENEKLERİ
Doktorunuz öncelikle, migren, zihni bulanıklık, düşük kan şekeri, düşük tansiyon, beyin tümörü, kalp ritminde düzensizlik, labirent iltihabı dahil olmak üzere TIA ya da felcin özelliklerine benzerlik arz edebilen diğer durumlan kontrol edecektir. Aynı semptomlar yani belirti­lerle tekrar ortaya çıkan bir TIA durumunuz söz konusuysa, bunun anlamı, yeni tıkanmanın aynı damarda vuku bulduğudur. Eğer semptomlar bir TIA’dan diğerine değişiklik arz ediyorsa, amboli her seferinde farklı damarları bloke ediyor demektir.

Doktorunuz, damarlardaki kan akışı bozulduğu ya da zayıf­ladığı zaman duyulan hırıltı ve uğultu niteliğindeki patalojik sesleri dinlemek üzere bir stetoskop kulla­nacaktır. Teşhiste yardımcı olmak üzere, bilgisayarlı tomografi, manyetik rezonans ile görüntüleme, ultrason, manyetik rezonans ile anjiyografi, ya da normal anjiyografi gibi bu birkaç radyoloji testinden birinin uygulanmasına ihtiyacınız olabilir. Bu testler, ense ve beyniniz­deki blokajları tanımlayabilir. Kalbi­nizin durumunu değerlendirmek için de başka testler gerekli olabilir.

Bir TIA geçirme esnasında doktorunuzu görürseniz, hasta­neye yatırılabilirsiniz. Doktorunuz, beyninize olan kan akışını bloke eden pıhtının daha büyümesini, veyahut eğer doğal olarak çözül­meye başlamış ise geri gelme­sini engellemek üzere, çabuk etki eden ve kan inceltici bir ilaç (heparin) verebilir.

TIA’lar genellikle kendi kendi­lerine çözüldükleri için, tedavi, diğer bir TIA’yı ya da bir felci önlemek amacını taşır. Doktorunuz, yüksek tansiyon ya da diyabet gibi her türlü risk faktörünün kontro­lünü iyileştirmenize yardımcı olacaktır. Ayrıca, sigarayı bırak­manıza da yardımcı olmak üzere sizle görüş alışverişinde buluna­caktır. Kanın pıhtılaşmasını önleyen ve anticoagulant tabir edilen maddeler ki bu çoğun­lukla aspirindir, kanı inceltmek ve pıhtılaşma şansım azaltmak üzere verilebilir. Eğer bir TIA geçirmişseniz ve bir şahdamarı arterinde önemli bir blokajınız (yüzde 70’den fazla) varsa; boyundan beyine giden büyük arterlerdeki plakları çıkartmak için uygulanan bir tür ameliyat olan şahdamarı (carotid) endarterectomy’si tavsiye olunabilir.