RENAL KAN DAMARLARININ HASTALIKLARI

Böbreğin hyalin arteriosklerozudur; benign hipertan­siyonla ilişkilidir.
Bu durum; uzun süren benign hipertansiyonunun önemli bir komplikasyonudur; kronik böbrek yet­mezliği majör sekellerinden birisidir.
Nefropatinin en sık görülen şeklidir, otopsilerin yaklaşık %75’inde 60 yaşın üstünde görülür.

Uzun süren benign hipertansiyonda; glomerüle gelen kan akımında; sıralanmış olan vasküler değişiklikler nedeni ile azalma vardır:
• Renal Arter Dalları; fibroelastik intimal proliferasyon, elastik lamına redüplikasyonu ve medianın muskuler hipertrofisi sonucu oluşan arteriyel duvar kalınlaşması. Skarlaşma ile birlikte olan lokal iskemik alanlarla sonuçlanır.
• Afferent Arterioller: hiyalinizasyona gider (arterioskleroz); muskuler yapıda olan duvarları, sert elastik olmayan amorf materyaller ile yer değiştirir.
Nefronlara giden kan akımında progresif bir azal­ma kronik iskemiye buda glomerüllerin teker teker; kapiller laminadan yoksun hiyalin doku kitlelerine dönüşümüne neden olur Tübüllerin kan ihtiyacıda aynı zamanda glomerüler kan akımından sağlanır Onun için ilşikili tübülun iskemik nekrozu ile sonuçlanır.
Bu proçes yıllar içinde nefroniarı teker teker hasara uğratır.

Klinik görünümleri; başlangıçta hiçbir klinik semp­tom yoktur, her ne kadar kan üre seviyesinde artma ve kreatinin klerensinde azalma olsada.
Sonuç olarak yeterli sayıda nefron non-fonksiyone hale geldiğinde hasta kronik böbrek yetmezliği bulgu­ları göstermeye başlar.

Prognoz: iyi gelişmiş benign nefrosklerozlu hasta­ların %5’inden azı böbrek yetmezliğinden ölür. Vakaların büyük kısmında ölüm nedeni konjestif kalp yetmezliği, koroner yetmezlik ve serebrovasküler olaydır

Sağlıklı Beslenin

Hemen herkes, bazen sağlıklı olmayan yiyecekler tüketir ve bunda yanlış bir şey yoktur. Bu yiyecekler, anında etkisini gösteren bir zehir gibi görülmemelidir; bir ısırık alıp hemen hastalanacaksınız diye bir şey söz konusu değildir. Bırakın da, hiç büyük bir dilim çikolatalı pasta yememiş biri, ilk taşı atsın.

sa2

Burada, göz önünde bulundurulması gereken nokta, aylar ve yıllar boyunca düzenli olarak tükettiğiniz yiyecek­lerin sağlığınızı etkileyebileceği gerçeğidir. Lif ve faydalı vitamin ve mineral içeren sebzeler, tahıllı yiyecekler ve meyveler gibi sağlıklı yiyecekler açısından zengin bir beslenme biçiminin, sağlığınıza faydalı olduğu bir gerçektir.

Bebek Ve Çocuklarda Deri

Yenidoğanda koyu kırmızı renk kanda şe­killi elemanlarının artmasına bağlıdır (pletho ra). Cilt rengi koyu kırmızı olan yenidoğanlar hiperviskozite sendromu (diyabetik anne çocu­ğu, vb) yönünden incelenmelidir. Prematüreler­de deri tabakasının ince olması sonucu koyu kır­mızı renk görülebilir. Seyrek olarak vücut rengi alından pubise kadar bir yarısı kırmızı, bir yarısı soluk olmak üzer* net olarak ikiye bölünmüş gö­rülebilir. Bu duruma palyaço rengi denir. Ken­diliğinden düzelir, etiolojisi iyi açıklanmamıştır. Solukluk ise anoksi, anemi, şok ve ödeme işaret edebilir. Aneminin erken tanınması karaciğer yırtılması, subdural kanama, fetomaternal ka­nama, hemolitik hastalıkları değerlendirmek açısından önemlidir.

Normal yenidoğanm göz kapaklarında, yüz, el ayak sırtında, tibia üzerinde hafif ödem ola­bilir. Doğumu izleyen birkaç gün içinde bu ödem kaybolur. Küçük preterm bebeklerde yay­gın ödem olabilir. Lokalize ödem varsa, lenfatik drenajın bozukluğu ile karakterize milroy sen­dromu düşünülmelidir. Turner sendromunda da yenidoğan döneminde el ve ayaklarda lokal ödem görülebilir.

Preterm bebeklerde derialtı yağ dokusu az, deri incedir. Postmatür çocukta ise derialtı yağ dokusunun azlığı yanında, derinin mekonyumla boyalı olması ve aşırı pullanma görülür. Fetal malnütrisyonda da derialtı yağı azalmıştır.

Deride tek tuk ufak peteşiler olabilir. Sayıca fazla olması sepsis veya kan uyuşmazlığını dü­şündürmelidir.

Göz kapakları ve boyunda hemanjiomlar olabilir. Bunlar genellikle 1 yaşma doğru kay­bolur.

Özellikle kalça ve sırtta kurşuni mavi renk­te, kenarları belirgin esmer pigmentasyon alan­ları görülebilir. Bunlara mongol lekeleri denilir. 1 yaşma doğru kaybolur. Genellikle esmer çocuk­larda görülür. Antropolojik bir özelliği bilinme­mektedir.

Lanugo tüyleri .  Preterm çocuklarda boldur. Miadında doğan çocuklarda lanugo tüyleri ge­nellikle kaybolmuştur veya bunların yerini vel lüs tüyleri almıştır. Çok küçük pretermlerde tır­naklar rudimenterdir. Postmatür olanlarda ise tırnaklar parmak uçlarını geçer ve boyalıdır.

Yenidoğanm toksik eriiemi .  Pretermlerde daha sık rastlanan 5 16 mm çapında ortaları pire ısırığına benzer sarımsı beyaz lezyonlardır. Özel­likle ikinci günde görülür. 9. Günde kendiliğin­den kaybolur. Tedavi gerektirmez. Stafilokok ve­ya streptokok infeksiyonuna bağlı deri lezyonla rmdan ayırt edilmelidir.

Sklerem .  Yenidoğanda periferik dolaşım bo­zukluğu nedeniyle doymuş ve doymamış yağ asitleri arasındaki dengenin bozulması sonucu derialtı yağlarının sertleşmesidir.

Milia : yenidoğanlarm yaklaşık % 40 mm yüzlerinde görülen inci beyazı renkte, topluiğne başı büyüklüğünde papüllerdir. Birkaç haftada kaybolurlar. Keratin artıkları ile dolu kistlerden oluşmuşlardır. Tedaviye gerek yoktur.

Cutis marmoratus (mermer görünümlü de­ri) ; dermal damar ağının dağılımına uyan bir

Yenidöğan aknesi: anneden geçen hormon etkisine bağlı, daha çok yanaklar, çene ve alın­da görülen bir akne vulgaris tablosudur. Daha çok erkek çocuklarda rastlanır. Kısa sürede iyi­leşir. Genellikle tedavi gerektirmez. Uzun devam eden vakalarda lokal antibiyotikler kullanılabi­lir. Kortikosteroid içeren deri merhemleri yeni doğanlarda  kullanılmamalıdır.

Bebeklerde Akciğer Oskültasyonu

Pnömoninin konsolidasyon döneminde olduğu gibi loblardan birinde alveoller, iltihabi sıvı ile dolu olduğunda alveoler ses ortadan kalkar ve larinksten kaynaklanan bronşial ses duyulur (tuber sufl).Bronşiyal astımda küçük bronş lümenlerinin müküs tıkacı ile veya spazmla daralması sonucu duyulan sibilan ses (wheezing), ıslık sesini andırır. Küçük bronş lümenlerinin yabancı bir cisim veya başka bir nedenle ileri derecede daralması sonucu da bronş üzerinde sibilan ses alınır.

Bronşitte kaim, kaba, horultuya benzeyen ve büyük bronşların da daralmasına bağlı ronflan ses alınır.
Pnömoninin başlangıcında ve sonunda ince peşpeşe gelen, çıtırtıyı andıran krepitasyon sesi duyulur. Bu ses ekspiriumda alveoller kollabe olurken alveollere yapışkan eksüdanm sızmasından ve duvarlarının birbirinden uzaklaşmasın¬dan kaynaklanır. Akciğer stazında alveollere se¬rum sızması nedeniyle akciğer tabanlarında krepitasyon alınır.

Plevra frotmanı plörezi, akciğer infarktüsü veya pnömoninin plevraya ulaşması durumlarında ortaya çıkan bir sürtünme sesidir. El ayası kulağa dayandığında, diğer elin parmakları ile kulağa dayanan elin sıvazlanması sonucu ortaya çıkan sese benzer.

Takas Ne demek? Takas Nedir?

Takas: Malın mal ile değişimine takas (barter) adı verilir. Bu ödeme yönteminde para kullanılmaz. Takasın gelişmiş bir şekli de kliring’dir. Kliringde ülkeler arasında bir anlaşma düzenlenir.

Ayrıca Türkiye’de Takasbank isminde bir banka bulunmaktadır.