Mesane tümörleri

Mesane tümörleri vücutta gelişen tümörlerin°/o 3′ünü oluşturmaktadır. Mesane tümörlerinin % 95*inden fazlası epitel hücrelerinden kaynaklanmaktadır. Epitel hücrelerinden kaynaklanan tümörlerin ise % 75′i kanser, % 25′i ise iyi huylu papilomlardır. Mesane tümörleri 40 yaşından sonra ve özellikle de 60 yaşından sonra sık görülürler. Erkeklerde kadınlara oranla 4 kat daha sık olarak mesane tömürleri görülür.Bazı sanayi dallarında (örneğin boya, plastik , kauçuk sanayisinde) çalışanlarda mesane kanserlerine daha sık rastlanmaktadır. Çünkü bu gibi kimseler mesane için kanser yapıcı (karsinojen) olan bazı maddelerle yakın temas halindedirler.Bu maddelerden bazılarını şöyle sıralayabiliriz:

Anilin boyalan, 2- aminoı-1-nafol, 4-amino-2 fenil, benzidin. Sözünü ettiğimiz son üç madde vücuda girmiş olan aromatik aminlerin vücut içinde metabolize edilmeleri sonucu oluşmaktadır.

Mesane kanserlerinde gelişen belirtileri şöyle özetleyebiliriz: îdrarda kan çıkması (hematüri), idrar etmede güçlük ve ağrı (dizüri), sık idrar etme (piüri).Mesane tömürlerinin tedavisinde tümörün cinsine özelliklerine ve hastanın durumuna göre, cerrahi, ışın ya da diatermi tedavisi uygulanır.

Ses Teli Tümörleri

SEMPTOMLAR
Bütün ses teli tümörleri, ses kısık­lığına sebep olur. Yeteri kadar büyüklerse, ses teli tümörleri nefes alma zorluğuna da sebep olabi­lirler. Büyüyen kanserli bir tümör kademeli olarak, ses kısıklığına, yutkunma sorunlarına ve boğazda büyüyen bir yumruya sebep olur. 4 haftadan fazla süren ses kısıklı­ğınız varsa, doktorunuzu görün.


TEDAVİ SEÇENEKLERİ

Doktorunuz sizi tetkik edecek ve gerekirse bir KBB uzmanına yönlendirecetir. Doktor, boynu­nuzun dış kısmını, boğazınızı ve gırtlağınızı inceleyecektir. Eğer bir şişme görürse, tümöre yapılacak bir biyopsi (mikroskop altında incelenmek üzere alınan doku), tümörün selim mi yoksa habis mi olduğunu belirleyecektir. Polipler ve papillomalar, genel anesteziyle yapılan bir ameli­yatla alınır. Erken belirlenirse, kanserli tümörün tedavi şansı yüksektir. Kanserin derecesine göre, kemoterapi , radyo terapi ve ameliyat -ayrı ayrı veya birlikte – önerilebilir. Gırtlağın sadece bir kısmı alınırsa, konuşma yetinizin bir kısmını koruyabilirsiniz.

Daha ileri vakalarda, kanserli hücrelerin, vücudunuzun diğer kısımlanna sıçramasını önlemek için, gırtlağın tümü alınabilir. Gırtlağın tümü alınırsa, ses telle­riniz de alınacak ve nefes alabil­meniz (hava borunuz gırtlağınızdaki delikte duracaktır) için gırtla­ğınızda bir delik açılacaktır.

Konuşabilmeniz için, dokto­runuz, nefes borusu (hava borusu) ile yemek borusu (yenilenlerin mideye inerken katettiği boru) arasında, bir başka boru açılması ve buna bir valf bağlanması için bir ameliyat önerebilir. Konuşmak istediğiniz zaman, gırtlağınızdaki deliğe basarsınız, bu da valfi açar ve içeri ve yemek borunuza hava gider. Yemek borusundan yukarı giden titreşimler sesi yaratır ve ses ağzınızla şekillenerek konuşma oluşur. Sesiniz eskiden olduğu gibi olmayacaktır ancak konuşmanız anlaşılacaktır.

Kemik Tümörleri

Selim (iyi huylu) kemik tümörleri, genellikle çocuklarda ve ergenlerde görülen ostekondromları da kapsar. Ostekondromlar, kemik ve kıkırdaktan oluşur ve genellikle diz kapağı ya da omuz gibi eklemlerin yakınlarında bulunurlar. Başka bir selim (iyi huylu) kemik tümörü olan osteomlar, genellikle kafatasında oluşan sert kemik yumrularıdır.

Nadir olarak görülen, kemikte oluşan (başlayan) kanseröz tümörlere primer habis (kötü huylu) kemik tümörleri denir. Bunların en yaygınları osteosarkomlardır. Kemik iliğinde başlayan ve multipl miyelom adı verilen bir kan kanseri de kemikleri etkiler.

kemik-tumoru

SEMPTOMLAR
Çoğu selim (iyi huylu) kemik tümörü, bir kemiğin yüzeyinde sert, genellikle ağrısız bir yumru olarak kendini gösterir. Kemiğe sıçrayan sıra dışı habis (kötü huylu) tümörler, bazen bir kişide patolojik bir kırık oluştuğunda fark edilmelerine rağmen, genel¬likle ağrıya neden olurlar.

TEDAVİ SEÇENEKLERİ

Bir kemiğinizde ağrı var gibi hissederseniz doktorunuzu görünüz. Doktor, kan testleri, röntgen ve muhtemelen kemik taraması, manyetik rezonanz görün¬tüleme ya da bilgi sayarlı tomografi taraması gibi diğer görüntüleme testlerini de kapsayan tam bir muayene gerçekleştirecektir. Selim (iyi huylu) tümörler genellikle tedavi gerektirmezler fakat ağrıya neden oluyorlarsa ya da kemiğin kırılmasına neden olabileceklerse alınabilirler. Eğer kanserden şüphelenilirse, doktorunuz laboratuar incelemesi için bir örnek almak üzere kemiğe sağlam (dayanıklı) bir iğnenin sokulmasını kapsayan bir biyopsi yapabilir.

Primer ya da sekonder habis (kötü huylu) kemik tümörlerinin tedavisi radyasyon terapisini kemoterapiyi) ya da bazen tümörün cerrahi bir yolla alınmasını içerir. Tümör, cerrahi olmayan tedavilere yanıt vermezse, kemiğin hastalıklı bölümü alınabilir ve bu alan kemik greftiyle eski haline getirilebilir (vücudun başka bir bölgesinden alınan sağlıklı bir kemik parçasının hastalıklı kemiğin olduğu yere yerleştirilmesi). Kemikte oluşan (başlayan) habis (kötü huylu) bir tümör tedaviye yanıt vermediğinde, kanserin başka bir yere sıçramasını önlemek için hastalıklı uzvun bir parçasını kesip almak gerekebilir.

Göz Tümörleri

Habis Melanom (Derinin meionosit hücrelerinden kaynaklanan habis bir tümörü), ciltte ya da gözde oluşabilecek bir kanser türüdür. Genellikle orta yaşlı ve yaşlı kişiler yakalan­maya müsaittirler. Habis melanom en sık rastlanan göz tümörüdür. Damar katmanı (göz akı ile retina arasında uzanan zar) ya da irisin içinde, pigmentleri barındıran hücreleri (melanosit-melanin içeren hücre) etkiler.

göz

Damar katmanı kan damar­ları açısından zengindir ve retinaya besin sağlar. Tümör gelişmelerinde genellikle erken belirti olmaz ancak habis melanoma, retinanın ayrılmasına sebep olur ve görmeyi riske atar.

Doktorunuz göz tümörünü, büyüklüğüne bakarak, takip eder. Buna alternatif olarak da cerrahi yoluyla, standard radyo­terapi ya da proton ışınlı radyo­terapi kullanarak tümörü tedavi eder. Bu tedavi yönteminde, küçük bir alana güçlü tümör öldürücü radyasyon verilir, bu işlem sırasında etraftaki sağlıklı dokulara verilecek zarar asgaride tutulur. Tümör, vücudun diğer bölgelerine metastaz (sıçramışsa) yapmışsa, tedavi bilimsel bir tartışmanın konusu olacaktır; zira hiçbir şey yapmamaya karşın ameliyat, radyasyon veya gözün tamamen alınmasının iyi bir sonuç vereceğine dair çok küçük klinik bulgular vardır.

Retinablastom, bir ya da iki gözü etkileyebilen, nadir görülen genellikle kalıtımsal olan, habis bir retina tümörüdür. Genellikle 2 ila 3 yaş arasındaki küçük çocuk­larda oluşur. Çoğunlukla belirtisi yoktur, ancak retinablastom olan bir çocoğun gözleri şaşı olabilir. Etkilenen göz bebeği, siyah yerine beyaz görünür zira tümörün ışığını yansıtır. Çocuğunuzun görmesindeki her türlü anormalliği, dokto­runuza iletin.

Eğer ailenizin retinablastom hikayesi varsa, çocuğunuz doğumdan kısa bir süre sonra göz doktoru tarafından muayene edilmelidir. Eğer tümör ilk evrelerindeyken teşhis edilmişse, radyo­terapi, lazer terapi, ya da dondu­rarak tedavi uygulanabilir ve bunların hepsi etkili olabilir. Biraz ileri bir evrede teşhis edilirse, tümörün sıçramasını önlemek için doktorunuz, gözün alınma­sını önerebilir. Ailelerinde retinab­lastom hikayesi olan çiftler, hamileliği düşünmeden önce, hastalığa yakalanmış bir çocuk riskini anlayabilmek için genetik danışmanlık almalıdırlar.

Sekonder (ikincil) göz tümör­leri, kanserin, vücudun diğer bf bölgesini etkilerken göze sıçra­ması sonucu oluşur. Bu tümörler, genellikle primer (asıl) kanserin sonraki evrelerinde ortaya çıkar. Bir tümör, gözün yakınlarında büyümeye başlarsa gözün dışarıya doğru çıkmasına ve bazen de görmenin etkilenmesine sebep olur. Sekonder tümörler, radyote­rapiyle tedavi edilebilir.