Meme Kanserinin Cerrahi Tedavisi

Seçeneklerinizi dikkatli bir şekilde iyi düşünüp tartıp, ikinci bir görüşe başvurun ve farklı cerrahi türlerini deneyimlemiş kadınlarla konuşun.

Lumpektomi meme dokusundan en az miktarın çıkarılmasıdır. Cerrah yalnızca kanserli kitleyi, etrafındaki dokunun bir kısmını ve yakınındaki lenf bezlerinin bir kısmını alır. Kalacak yara izi kitlenin yeri ve büyüklüğü de dahil pek çok etkene bağlıdır. Bu nedenle, cerrahınıza bu işlemin ne tür bir yara izi bırakacağını sorun.

Bu ameliyatı olmayı kimler düşünebilir? Yaptırdığı testleri kanserin memenin küçük bir bölgesine hapsolduğunu ve yayılma olasılığının olmadığını (genellikle !. veya II. Evredeki kanser) gösteren kadınlar düşünebilir.

Nasıl yapılır? Lokal anestezi yaparak cerrah kanserin yayılıp yayılmadığına karar vermek için, kanserli dokuyu, çevresindeki dokudan küçük bir miktarı ve kol altındaki bazı lenf bezlerini çıkarır.

Ameliyattan sonra ne olur? Lumpektominin ardından hastalar bazen aynı gün evlerine dönerler ve genellikle de iki hafta içinde günlük rutinlerine geri dönebilirler. Ameliyatı 6 haftalık bir radyasyon tedavisi izler. Her üç ayda bir fiziksel muayene olmanız ve her 3 ila 6 ayda bir mamogram çektirmeniz gerekir.

Mastektomi tek veya her iki memenin tamamen ya da kısmen çıkarılması işlemidir. Genel anestezi gerektiren büyük bir ameliyattır. Memeler ameliyat sırasında ya da daha sonradan yenilenebilir (rekonstrüksiyon) . Kısmi mastektomide tümör ve doku çevresindeki vvedge (“vec” diye okunur) (kama) çıkarılır (üzerini kaplayan deri veya meme başı çıkarılmaz). Total mastektomide, oval bir insizyon (yarma) yapılarak alttaki meme dokusunun tümü, deri, ve meme başı çıkarılır (lenf bezleri çıkarılmaz). Modifiye radikal mastektomide ise memenin tamamı, meme başı, koltukaltındaki lenf bezlerinin çoğu ve meme altında uzanan kas çıkarılır.

Bu ameliyatı olmayı kimler düşünebilir? Meme kanseri yayılmış, birden fazla kanserli kitlesi olan, çok büyük tümörleri olan veya lumpektomiden sonra çok kötü bir estetik sonuç almış kadınlar düşünebilir. Nasıl yapılır? Genel anestezi altında bir insizyon yapılarak doku çıkarılır ve bir drenaj tüpü takılır. Ardından insizyonu kapatmak için dikiş atılır veya klips kullanılır. Dokuyla birlikte çıkarılan derinin replasmanı için geri dokusu nakli yapılması gerekebilir.

Ameliyattan sonra ne olur? Genellikle 2-5 gün kadar hastanede yatarsınız. Drenaj tüpü ameliyattan 2-veya 3 gün sonra çıkarılabilir. Daha kalıcı bir meme implantı yerleştirilmeden önce derinin iyileşmesine olanak vermek için geçici protez meme takabilirsiniz veya implant, aynı ameliyat sırasında da takılabilir. Ameliyattan sonra lenfödem – ameliyat edilen bölgede veya kolda şişlik – meydana gelebilir. Lenfödem, sıvıyı drene eden lenf bezleri çıkarılmış olduğundan lenf ya da başka bir sıvının birikmesi sonucu meydana gelir.

Meme rekonstrüksiyonu (memenin şeklini oluşturmak için yapılan estetik ameliyat) meme dokusu çıkarıldıktan sonra memenin şeklini onarmak için çeşitli yöntemler kullanmayı gerektirir. Cerrahi olmayan bir yöntemde, vücudunuza uyan, sutyeninize yerleştirebileceğiniz bir protez kullanılır. Eğer ameliyat olmayı seçerseniz, aynı ameliyat sırasında meme rekonstrüksiyonu olabilir veya radyasyon tedavisi bitene kadar beklemeniz tavsiye edilebilir.

Estetik ameliyat sırasında, ya bir meme implantı (tuzlu su dolu yapay dolgu), ya da vücudunuzun başka bir bölgesinden alınan doku kullanılır. İkinci durumda, genellikle karın alt bölgesinden kas, yağ ve ona ait işler durumda kan mevcudu bulunan doku alınarak mastektomi bölgesine aktarılır. Bu işlem kapsamlı bir ameliyat gerektirse de, kendi dokunuz orijinal meme dokusuna daha iyi uyacak, zamanla diğer memedeki değişiklikleri taklit edecek ve aynı zamanda sizi, meme implantlarına ilişkin risklerden de koruyacaktır.

Emzirmeyi kesmek genellikle gerekli değildir. Aslında, enfeksiyon olsa bile, süt akışını devam ettirmek önemlidir. Bebek enfeksiyon riski altında değildir ve meme sütüyle antibiyotiğin birazını alabilir.
Apseniz varsa doktorunuz apseyi çekebilir; bu işlem çoğu zaman ağrı ve hassasiyeti giderir. Lokal bir anestezik kullandıktan sonra doktor, deri ve kistte ufak bir ensizyon (yarma) açar. Eğer emziriyorsanız ensizyondan biraz süt sızabilir.Zarar gören bölgeye, sıcak (sıcak, özellikle tıkalı süt kanallarını açmaya yardım eder) ya da soğuk kompres uygulayarak ve asetaminofen ve ibuprofen gibi ağrı gidericiler alarak belirtileri giderebilirsiniz.

Servikal Kep

Size uygun olan servikal kepi doktorunuz önermelidir. Etkili olabilmesi için, servikal kepin rahim ağzınızı tamamen kapatması çok önemlidir; kep, rahim ağzında doğal vakum sayesinde sabit kalır.

Servikal kepin, (güvenli bir biçimde oturduğundan emin olmak  için) ilişkiden yarım saat kadar önce yerleştirilip, ilişki sonrasında 8 saat boyunca çıkarılmaması gerekir. İlişkiyi takip eden 48 saat boyunca yerinde kalabilir. Kepi çıkartmak için, çıkıntının arka kenanndan tutup vajina dışına doğru çekin.

Kepin avantajı, idrar yolun­da tahrişe yol açma olasılığının diyaframdan daha düşük olması ve vajinada daha uzun süre kalabilmesidir. Kepin bir dezavantajı ise, CYBH’lere karşı pek de iyi bir koruma sağlamayabileceğidir.

Osteoporoz

Doktorunuzlaya da diğer sağlık görevlileriyle konuşmadan önce bu bölümü okuyarak işe başlayınız. Bu bölümü okuduktan sonra kemik kaybına karşı savaşta umut ve yardım olduğunu öğreneceksiniz.
Osteoporoz, kemiklerin daha gözenekli ve giderek daha güçsüz ve kırılgan olmasına yol açan bir hastalıktır (“osteo” kemik, “poroz” da gözenekli anlamına gelir).

Sağlıklı Kemik
Osteoporotik Kemik

Sağlıklı kemik yoğun ve güçlüdür ve büyük miktarda basınca dayanabilir. Ancak, osteoporoz geliştiğinde, kemikler incelir ve kırılgan bir hal alır ki bu, kemiklerin kırılma olasılığını arttırır.

Osteoporozun Nedenleri
Vücudumuzda, bir taraftan yaşlı kemiklerin yıkımı olurken diğer taraftan yeni kemiklerin oluşturulduğu bir denge söz konusudur. Bu dengede, kemik yıkımının çok fazla olması ya da yenilenmenin yeterli olmamasına bağlı oluşan dengesizlik, osteoporoza neden olur.

Bu dengesizliğe katkıda bulunan en önemli etken menopozdur. 30’lu yaşların ortalarına kadar, çoğu kadın kaybettiğinden daha fazla kemik kazanır. Daha sonra, bu denge genellikle değişir ve kaybedilen kemik miktarı ile yerine konan kemik miktarı aşağı yukarı eşit olur. Ancak, menopoz sırasında hormonal değişiklikler, yani östrojen (kadınlık hormonu) düzeylerinin azalması kemik kaybını hızlandırır. Bu kemik kaybı ciddi bir düzeye ulaştığında, o kişide osteoporoz gelişir.

Osteoporoz’un yol açabileceği etkiler nelerdir?

Erken evrede osteoporoz, fark edilebilecek nitelikte çok az fiziksel değişikliğe yol açar. Ancak, hastalık ilerledikçe özellikle omurga, el bilekleri ve kalça kemiklerinde basit travmalarla kırıklar oluşabilir. Kemik kaybı kişide ağrılara, boy kısalmasına, hareket kısıtlılığına ya da omurganın eğrilmesine dahi (“kocakarı kamburu” olarak da bilinir) yol açabilir. Bu fiziksel belirtiler kişinin kendine güveninin ve gücünün azalmasına neden olabilir. Aynı zamanda, sağlıklı, aktif bir yaşam sürdürme yeteneği de dahil, kişinin başka birisine bagımlı kalma durumu dahi olabilir. Osteoporozla savaşmak için çeşitli yollar vardır. Bunlardan en önemlisi, osteoporozun erken dönemde saptanması, diğeri de tedavisidir.

Kimler RİSK altındadır?

En çok risk altında olanlar menopoz dönemindeki kadınlardır. Menopoz genellikle yaklaşık 50 yaşında başlar, ancak her hangi bir nedenle yumurtalıkları alınmış kadınlarda daha erken yaşta da başlayabilir. Menopoz sonrası dönemdeki kadınlar dışında risk altında olan başka gruplar da bulunmaktadır. Kemik kaybına en çok eğilimi olan kadınlar, ailesinde osteoporoz öyküsü olanlar, beyaz ırktan ve Asyalı kadınlar, ince, küçük kemik yapılı kadınlardır.
Osteoporoz riskine katkıda bulunabilecek diğer etkenler:

* Sigara
* Çok fazla alkol tüketimi
* Çok az egzersiz
* Çok az kalsiyum alımı (şimdi ya da çocukluk çağında)
* Küçük bir kaza sonucu geçirilmiş kemik kırığı
* Steroidler (astım ve artrit tedavisinde sık kullanılırlar) ve tiroid hormonu (çok yüksek dozda) gibi belirli ilaçların kullanımı
* Erken menopoz (45 yaşından önce)

Eğer osteoporoz riski ile karşı karşıya olduğunuzu düşünüyorsanız:
Doktorunuzla konuşun Doktorunuz belirli bulgu ve belirtilerden sizde osteoporoz olup olmadığını söyleyebilir. Röntgen, kemik kaybının fazla olduğu ileri dönemlerdeki osteoporozda teşhise yardımcı olur.
Kemik yoğunluğu testini göz önünde bulundurun

Kemiklerinize iyi bakın

Azalmış kemik kitlesiyle karakterize yavaşça ilerleyen bir hastalıktır. Kemik erozyonunda, yeni kemik oluşumuyla yeterince dengelenemeyen, bir artışa bağlıdır.

İnsidansı-En sık görülen metabolik kemik hastalığıdır. İleri yaşta yaygındır ve önemli morbidite ve mortalite nedenidir. Zayıflamış kemik minimal travmayla kırılmaya eğilimlidir.

Makroskopik olarak-Kemikler ağırlıkça daha hafif, radyografide daha az denstir  ve kortex-leri incelmiştir. Lumbal vertebralar normalden daha bikonkavdır öyle ki intervertebral aralık normalden daha küresel görülür. Benzer vertebralar balıkta da görüldüğünden bu vertebralara ‘balık vertebrası'(fish vertebra) diye hitap edilir.

Mikroskopik olarak-Kemik trabekülaları daha zayıftır ve sayıca azalmıştır ve osteoblast sayısında azalma vardır. Mineralizasyon etkilenmemiştir.

Komplikasyonlar.
• Kemik ağrısı: Vertebral cisimlerin kompres-yonuna bağlı olarak özellikle sırtta görülür. Multipi kompresyonlar boy kısalmasına neden olabilir ve eşit olmayan kompresyonlar sonucu buna vertebranın anteroposteriora eğilmesi (kifoz) de eklenebilir.
• Kırıklar: Azalmış kemik kitlesi minimal travmayla olan kırıklarda artışa neden olur, özellikle femur boynu ve el bileğinde.

Yaklaşım-önemli olan tedavi etmekten ziyade önle­mektir, fiziksel egzersiz, risk faktörlerinden kaçınma ve yeterli kalsiyum alımı.
Menopozu takiben düşük kemik kitlesi olan kadın­larda hormon replasman tedavisi (HRT) düşünülme­lidir.

Doğum Kontrol Hapları

Doğum kontrol hapları, kı­sırlaştırma yönteminden  sonra, en etkili doğum kont­rol yöntemidir. Ayrıca, gelecekte hamile kalma ihtimalinizi ortadan kaldırmazlar.

Bazı doğum kontrol hapları, 21 gün boyunca her gün bir hap alınabilmesi ve adet kanaması­nın başladığı günden itibaren 7 gün boyunca alınmaması için, 21 tabletlik kutular halinde hazırlan­mıştır. Diğerleri, 28 gün boyunca her gün bir hap alınması için, 28 tabletlik kutular halinde bulunur, ancak bunların 7 tanesi plasebodur. Plasebolar, adet döneminize denk gelir.

Eğer bir önceki gün ilacı içme­yi unuttuysanız, o günün hapıyla birlikte, en kısa sürede alın. Eğer iki hap birden atladıysanız, atladıklarınızı içip, bunlarla birlikte başka korunma yöntemleri de uygulamanız gerekir.
Doktorunuz, atladığınız hapları nasıl almanız gerektiği ve hamile­liği önlemek için ikinci bir korun­ma yöntemine ne kadar devam etmeniz gerektiği konusunda kesin bilgiyi sağlayacaktır. Eğer ilaç kul­lanmayı sürekli olarak unutuyorsa­nız, hormon enjeksiyonu, implantı veya başka bir korunma yöntemi­ne geçiş yapın.

Her biri farklı düzeylerde ka­dınlık hormonları içeren çok çe­şitli doğum kontrol hapları vardır. Doktorunuz, sağlık geçmişinize bakarak en iyi bileşimin hangisi olduğuna karar verebilir. Bugünkü düşük dozlu doğum kontrol hap­ları, 20 veya daha fazla yıl önce var olan doğum kontrol haplarının içerdiği estrojen düzeyinin yarısın­dan daha az estrojen içermektedir ve bu nedenle daha güvenlidir.

Ancak, doktorların, 35 yaşın üzerindeki sigara içen kadınlara veya diyabet, kan pıhtılaşması, yüksek tansiyon yahut meme ya da rahim kanseri geçirmiş kadın­lara, doğum kontrol hapı önerme­leri mümkün değildir. (Doğum kontrol hapı, rahim ağzı kanserine karşı korunma sağlasa da, bir kadın bir kez rahim kanserine yakalan­dıktan sonra, hapın içindeki estrojen, kanserin yinelemesine sebep olabilir.)

35 yaşın altındaki kadınlar için, doğum kontrol haplarının taşıdı­ğı riskler ve yan etkiler nispeten küçüktür. Bazı kadınlarda, hap ilk kullanılmaya başlandığında, ani kanama veya adet dönemleri arasında kanamalar meydana gelir; çoğu kadın da, adet dönemlerinin daha hafif geçmeye başladığını ve daha kısa sürdüğünü görür.

Bazı kadınlarda, hapı kul­lanmaya başladıktan sonraki ilk birkaç ay mide bulantısı olur, bazıları ise göğüslerinde hafif bir hassasiyet hissederler. Daha düşük dozda estrojen içeren bir hapa geçiş yapmak, yan etkilerin çoğu­nu azaltabilir.

Diyafram

Diyaframı kullanmak için, çanak şeklindeki bölgenin içine spermisid sürerek vajinaya yerleş­tirip rahim ağzını kapatana dek itersiniz. İlişkiden birkaç saat önce yerleştirilebilir ve ilişkiden sonraki 6 saat boyunca yerinde tutulmalıdır.

Diyafram, tek başına hamileliği önlemez, Sperm öldürücü jeli ya da kremi rahim ağzında tutarak, spermleri rahme ulaşmadan önce öldürmeye yarar. Diyafram, re­çeteyle satılır ve doktor önerisi gerektirir.