Akciğer Solunum Yetersizliği

Solunum yetersizliği, ayrıca beynin, solumayı kontrol eden kısmındaki sorunlar veya akciğerin hava giriş-çıkışını yapan ciğer kaslarındaki sorunlardan da kaynaklanır. Yoğun bakım ünitesinde yatmak gerek­lidir ve bir akciğer uzmanı tedavinizi üstlenir. Akut solunum yetersizliğinin belirtileri nefes alma oranındaki yükselme veya düşme, maviye çalan cilt ve tırnaklar, endişe ve kafada bulanıklık. Atardamardan alınan kan örneğinde, kandaki oksijen ve karbon­dioksit seviyesine bakılır. Bu test sonuçları akut solunum yetmezliği olduğuna işaret ediyorsa kendi kendinize yetecek kadar nefes alamıyorsunuz ve bir suni solunum cihazına ihtiyacınız var demektir.

Solunum yetersizliğinin en büyük tehditlerinden biri, solunumun durmasıdır, solunum bir anda durarak hayatı tehdit eder. Önce akciğerlerde solunum durur ve vücuttaki tüm dokular oksijensiz kalır, bu duruma anoksia (kanda oksijen azlığı) denir. Bu durum birkaç dakika içinde ölüme yol açar. Derhal kalp masajı ve suni solunum yapılması gerekir.

Pnömotoraks

Genellikle bir anda oluşur (spontane pnömotoraks). Bazıl kişilerde, özellikle amfizem ya da astım olanlann akciğerlerinin dış kısmmda, büyük salkım ölçüsünde hava keseciği (kabarcık da denir) vardır. Bu kesecikler patlarsa, plevral boşluğa hava kaçar ve pnömotoraksa yol açar. Zayıf olan gençler anlık pnömotoraksa daha elverişlidirler ve erkekler, kadın­lardan daha hassastırlar. Anlık pnömotoraks, amfizemin, astımın, kistik fibrozun veya tüberkülozun bir komplikasyonu olarak da ortaya çıkabilir. Bir pnömotoraks vakası yaşadıysanız, bir sonraki için yüksek risk altındasınız.

pnx3

SEMPTOMLAR
Anlık pnömotoraksın belirtileri, ansızın gelen göğüs ağrısı (genel­likle çökmenin olduğu tarafta) ve giderek kötüleşen nefessizlik şeklindedir.

TEDAVİ SEÇENEKLERİ
Pnömotoraks teşhisi, ciğer röntgeni sonrasında konulur. Minör bir pnömotoraks vakası tedavi gerektirmez. Genellikle kendi kendine iyileşir. Bununla beraber, doktorunuz durumunuzu dikkatlice takip ederek akciğeri­nizin dış kısmındaki, hava dolu alanının boyutunun büyümediğinden emin olmak zorundadır ve ayrıca solumanız için ilave oksijen vermek durumunda kalabilir. Başka bir akciğer hastalı­ğınız veya düzensizliğiniz varsa, akciğerinizin dış kısmında küçük miktarda bir hava da, ciddi bir akciğer patlamasının gerektir­diği tedaviyi gerektirir. Dokto­runuz, zarlann arasındaki havayı almak için, ciğerinize vakumlu bir tüp koyacak ve havayı dışarı çekecektir. Nüksederse, dokto­runuz plevraya tahriş edici bir madde enjekte eder ve zarların, iyileşinceye kadar, birbirle­rine yapışık kalmasını sağlar. Ciddi vakalarda, plevranın zarla­rının birbirne kaynaştırılması için ameliyat gerekebilir.

Akciğer Doku İçi Hastalıkları

Asbestoz, kayalifi (asbest) solumanın sonucunda oluşan akciğerlerde anormal yaraların oluşmasıdır. Asbest, 1970’lerin ortasından bu yana, binalann izolasyonunda kullanılan bir inşaat malzemesidir.
Asbest, 9 milyondan fazla işçiyi (madenciler, elektrikçiler ve eski evleri onaranlar) risk altına sokmuştur. Asbestoz hasta­lığı, asbest alımından sonra 10 yıl kadar kendini göstermez ve kansere sebep olabilir.

Silicozis, silika tozu solumanın sonucu oluşur ve belirtilerinin ortaya çıkması yıllar sürer. Dünya­daki en yaygın iş hastalığıdır. Kara akciğer hastalığı veya kömür madencilerinin pnömokonyoz hastalıklan da, kömür maden­lerinde kömür ürünlerini 10 yıl soluduktan sonra ortaya çıkar.Doku içi akciğer fibrozlarına neden olan, diğer durumlar bir otoimmün tepki olarak gelişir; burada, vücuttaki bağışıklık sistemi yanılgıya düşerek, kendi dokula­rına saldırır ve bu da iltihaplar ve yaralara yol açar.

Sarkoidoz, bu durumun en bilinen örneğidir ve genellikle 20 ila 50 yaş arasındaki insan-lan etkiler. Sebebi bilinmemek­tedir. Kendi kendine iyileşebile­ceği gibi, bazılarında ısrarcı ve hatta, akciğerleri ve vücudun diğer kısımlannı zayıf düşürerek ilerleyen bir hastalıktır.
Sebebi bilinmeyen akciğer fibrozu (idyopatik akciğer fibrozu), akciğerlerde iltihap ve yaraların oluştuğu ve orta yaş grubu ile yaşlıları etkileyen bir hastalıktır.

SEMPTOMLAR
Akciğer doku içi rahatsızlıktan, yavaş ve sinsice ilerleyen hasta­lıklardır. İlk fark edebileceğiniz, normal hareket ederken bile, kısa nefes yetmezliğidir. Zamanla, kendinizi yorgun ve daha az harekette bile nefessiz hisset­meye başlarsınız. Diğer belirtiler, kuru öksürük ve göğüs ağnsıdır. Akciğer dokusunda yaralar oluştukça da kilo kaybedersiniz.


TEDAVİ SEÇENEKLERİ

Doktorunuz teşhis koyabilmek için, akciğer röntgeni, BT, spirometri ve teşhisine yardımcı olabile­ceğini düşünüyorsa, akciğer biyop­sisi de isteyebilir.

Tedavi, akciğerlerin ne kadar sertleştiğine, hastalığın altında yatan sebebe bağlı olarak değişir. Ciddi vakalarda, kronik bronşit ve anfizem gibi, burun çatalı veya yüz maskesiyle verilen oksijen takviye­sine ihtiyaç duyabilirisiniz.

İş ortamından kaynaklanan durumlarda, muhtemelen ortamı­nızı değiştirmeniz istenecektir. İdyomatik akciğer fibrozlannın tedavisinde, iltihabın yok olmasına yardımcı olmak için, kortikostereoid ilaçlar yazılabilir. Sarko­idoz tedavisi, hastalığın vehametine ve zaman içindeki seyrine bağlıdır. Kortikosteroit ilaçlar da kullanılabilir. Tedaviye rağmen, durumunuz kötülüyorsa, akciğer nakli bir seçim olabilir.

Akciğerler

Nasıl nefes alırsınız Hava, akciğerlere ulaşmadan önce, burun ve ağız tarafından solunur, burada kirletici maddeler filtrelenir. Daha sonra oksijen, bronş ağacından geçer: Nefes borusu, parmağınız kadar geniştir, biraz daha küçük olan ve bronş denilen borular ve sonra sürekli azalarak giden ve sonunda alveollere (yüzlerce milyon hava keseci­ğinden oluşan bir şebeke) kadar varan bir dallanım sistemi.

Milyonlarca kılcal damar, bu hava keseciklerini çevreler. Oksijen, alveol duvannı geçerek kan dolaşımına kanşır. Bunun karşılığında, karbon dioksit kanı terk eder, alveollere girer ve akciğerleri geçerek, verilen nefesle dışarı gönderilir. Oksijen yüklü kan daha sonra kalbe gider ve oradan tüm vücuda dağıtılır.

Soluma hereketi -nefes alma ve nefes verme – solunum kaslarına sinyal gönderen, beyin tarafından yönetilir. Bu kaslardan birisi de diyaframdır (göğsü karından ayıran düz kaslar).

akcigerin-yapisi

Aşağı doğru hareket edince hava akciğerlerin içine itilir; yukan hareket edince, hava akciğer­lerin dışına itilir. Aynca, kaburga­ların arasında da kaslar mevcuttur, bunlar göğüs kafesinin genişleme­sine yardımcı olurlar, aynca havayı akciğerlerin içine iterler.Kirletici maddelerle başa çıkmak Soluduğunuz hava saf değildir.

Toz, kir, duman ve göremediğimiz başka madde ve mikroorganizmalarla doludur. Akciğerleriniz, bu kirle­tici maddelerin vücuda girip, hassas hava torbalarına (alveol) ulaşmadan dışan atılmasını sağlayan karmaşık bir filtreleme sistemine sahiptir. Bronşial ağaç zan, mukoza (parti-külleri tutan koyu bir sıvı) üreten bezler içerir. Buna ilaveten, bronşial ağaç tüpleri, yukanya doğru ağza kadar çıkan ince tüylerle kaplıdır. Bu tüpler, mukozayı (ve yakalanan her türlü partikülü) yukarı tarafa, ağıza ve buruna doğru taşımak üzere çok iyi donatılmıştır. Mukoza burada aksırarak ve öksürerek dışan atılır. Son savunma hattı ise, bağışıklık sisteminin, beyaz kan hücreleridir. Bu hücreler, bronşial ağacın zarında ve alveollerde durup partikülleri yutar veya jermleri öldürürler.

Çok ayrıntılı bir filtreleme siste­mine sahip olmasına rağmen, akciğerler sigara dumanıyla gerek­tiği gibi başa çıkamaz. Sigara içenlerde, mukoza bezleri çok fazla mukoza ürettiği için hava yollarını tıkar ve nefes almayı zorlaştırır. Sigara içmek, immün sistemi zayıflatır, enfeksiyonlara hassas hale getirir, zatürreee gibi.

Sigara içmek, hassas alveollere de zarar verir; solumayı güçleştirir ve anfizeme kadar gider. Aynca, duman parçacıklan akciğer kanse­rine ve daha başka hastalıklara sebep olur. Pasif içicilik (başkala­rının sigaralarının dumanı) sigara içmeyenlerin akciğerlerini etkiler, özellikle de çocukların.

Akciğer Mantar Enfeksiyonları

Doktorunuz, akciğer mantarı enfeksiyonundan şüphelenecek olursa, balgam örneğinizi inceler ve bir akciğer uzmanı, akciğer biyopsisi veya bronkoskopi yaparak doğru tedaviyi saptamak amacıyla, enfeksiyona sebep olan mantan tespit eder.Zatürreeye en sık sebep olan mantar enfeksiyonları, aspergillosis, occidioidomycosis, cryptococcosis ve histoplasmosistir. Her biri farklı belirtilere sebep olur.

Aspergillosis, çevrede bolca bulunan özellikle de eski bina malzemelerinde veya ölmüş yapraklar gibi çürümüş maddelerde yaşayan aspergillus fungi tohumla­rının solunulması yoluyla bulaşır. Aspergillosis, özellikle bağışıklık sistemi sorunu olan kişilerde, ateş, öksürük (bazen balgamda kan) ve nefessiz kalma belirtileriyle başlar.

Aspergillus fungus, bağışıklık sistemi sağlıklı olan kişilerde bile, akciğerdeki boşluklardan birini enfekte edebilir. Böyle birşey olursa, mantar, boşluğu doldu­racak bir balonun içinde büyür.Diğerleri, mantara karşı allerjik bir reaksiyon gösterirler, öksürme ve hırıltılı soluma bunlardandır; tedavisi için, prednison gibi kortikosteroid ilaçlar kullanılır. Coccidioidomycosis, Arizona, New Mexico ve California orta vadisi gibi çöl ortamlarında bulunan Coccidioides immitis mantarının tohumlarının solunulması yoluyla bulaşır. Kuru öksürük, ateş, ağrı, göğüs sancısı, kilo kaybı ve ciltte döküntüler gibi belirtileri vardır. Birçok insan, akciğerlerinde kalıcı bir hasar olmadan hastlıktan kurtulur; ancak bazılarında enfeksiyon beyne sıçrar ve kronik menenjite yol açar. Tedavisi için mantar önleyici ilaçlar kullanılır.

Cryptococcosis, nadiren karşıla­şılan bir enfeksiyondur ve Cryptococcus neoformans mantarının solunması yoluyla bulaşır. Bu mantar güvercin dışkısında ve dünya genelinde toprakta bulunur. Çok defa enfeksiyon, bağışıklık sorunu yaşayan insanlarda ve özellikle AİDS hastalarında oluşur. Oluşacak belirtiler, griptekine benzer belirtiler, göğüs sancısı, nefes yetmezliği, kilo kaybı, balgamlı öksürüktür. Enfeksiyon sıklıkla beyindeki sıvıya sıçrar ve menenjite sebep olur.

Tedavisi için mantar önleyici ilaçlar kullanılır.Histoplasmosis, yarasa veya kuş pislikleriyle mikroplanan yerlerde bulunan Histoplasma capsulatum mantarım solumak yoluyla bulaşır. Belirtiler, hafif öksürük, göğüs sancısı ve (bazen) eklem ağnlan olur. Sağlıklı bir bağışıklık siste­miniz varsa, vücudunuz yapacağı mücadeleyle 2 hafta içinde enfeks-şiyondan kurtulur, ancak aciğerde sıklıkla minik kesikler kalır ve bunlan röntgen çekiminde görmek mümkündür.Bazıları uzun süreli histoplasmosise karşı hassas olurlar ve bu kişilerde ciddi akciğer rahatsız­lıkları gelişir. Ağır seyreden türü için, mantar önleyici ilaçlar yazılır. Hafif seyreden türünde tedavi gerekmez.