Tıbbi tedavi

Morfin: İyi bir ağrı dindirici olmakla beraber alışkan’ık yapma­sı yönünden mecbur kalınmadıkça kullanılmamalıdır. Morfin kul­lanımı, tahammül edilmez ağrılara inhisar ettirilmelidir. Quinine: Salisilat dö kinin şeklinde kullanılır. 0,50 gr. lık tablet­lerden sabah akşam birer tane verilmesi yeterlidir. Erginde iki grama kadar çıkılabilir.

Bl ve B12 vitaminleri: Bir kaç hafta kullanıldığı takdirde iyi neticeler almak mümkündür. Bl den 300, B12 den 1C00 mgr her gün adaleden yapılmalıdır.

diyabet-tibbi-tedavi

Nöröplejik ve ganglioplejik ilaçlar: Largactil, ekuanil, librium vs.

En Çok Uygulanan Diş Tedavileri

Birden fazla dişin çekilmesi gerekiyorsa veya çekim işleminin kendisi zor olacaksa (bazı kemiğe kaynamış dişlerin çekimi gibi), diş doktorunuz ilaçla yatıştırmayı ya da hatta, işlem sırasında kendinizi daha rahat hissedebilmeniz için genel anesteziyi önerebilir.Dişler genellikle, diş çekim pensesiyle çekilir. Pense dişin taç kısırını kavrar ve dişi yuvasında tutan bağlan kopanr. Yuva kademeli olarak açılır ve diş dışarı çekilir. Çekimden sonra, kanama, cerrahi işlemin yapıl­dığı alana konulan ve ısırtılan gazlı bezle kontrol altına alınır; basmç, kanamanın 30 dakika içinde durmasını sağlar. Çekim sonrası ağrıyı dindirmek için doktorunuz, parasetamol gibi bir ağn kesici kullanmanızı önerecektir. Aspirin ve ibuprofen kanamyı uzatır ve pıhtılaşmayı engeller.

Doktorunuz, pıhtının oynama­sını engellemek için, işlemden sonra 24 saat boyunca, dişleri­nizi çokça yıkamaktan kaçın­manızı ve kamışla sıvı almama­nızı önerebilir. Bundan sonra, dişinizi hafifçe, tuzlu sucak suyla yıkamanız, ameliyat alanının iyileşmesine yardımcı olacaktır. Bu alanın tamamen iyileşmesi 7 ile 10 gün sürer.

Ortodonti

Ortodonti, dişçiliğin, dişlerdeki şekil ve hiza (eğri veya yerinde olmayan) bozukluklarını düzelten, çenelerdeki uyumsuzluk sorunlarını çözen özel bir bölümüdür. Isırma, çiğneme, yutma, kelime telaffuz etme, diş çarpıklıkları ve görüntü düzletme sorunla­rının giderilmesinde de ortodontik tedavi gerekebilir. Ortodontik tedavi çocukluk çağmda başlayabilir ancak kesin tedavi, kalıcı dişler gelmeden (yaklaşık 12 yaşından sonra) bitirilemez.

Kapanış bozukluğu (ısırırken alt ve üst dişlerin arasındaki anormal durum) tedavisi, çocukluk dönemlerinde veya gençlik çağla­rının en başında yani dişlerin ve çenenin henüz oluşması aşama­sında, çok kolaydır. Aynı hizada olmayan dişler ve aralıklı diş sorunları; kalıtımsal nedenlerle, parmak emme sebebiyle, emzik kullanımı sebebiyle, çocukluk dişlerinin erken kaybedil­mesi (bu durumda kalıcı dişler, olmaları gereken yerde çıkmazlar) sebebiyle ortaya çıkabilir.

Ortodontik tedavinin üç ana kategorisi vardır: Önleyici, koruyucu, kapsamlı. Önleyici tedavi, genellikle çocuklarda uygulanır, parmak emme gibi alışkanlıkları düzelterek gelecek­teki sorunların derecesini en aza indirir. Diğer taraftan önleyici tedavi, süt dişlerinin erken kaybe­dilmesi sebebiyle ayrık olan dişlerin arasına alan koruyucu denilen cihazlar kullanarak, gelecek olan kalıcı dişe yer açmak için de yapılır.
Koruyucu tedavi, süt dişleri ve kalıcı dişlere, gelecekte oluşacak sorunları engellemek amacıyla, uygulanan süreçlerdir; genellikle 6 ila 12 yaş arasında uygulanır. Örneğin, bazıları aşın çarpıklık nedeniyle, alışık olunmayan büyüklükte diş çıkartacak şekilde doğarlar. Koruyucu tedavi ile, bu dişler çekilir ve diğer dişler başka tarafa yönlendirilerek gelecekteki aşırı çarpıklıklar önlenir.
Kapsamlı ortodontik tedavi, tel ve tutucular gibi, genellikle ortodonti uygulamalannı da kullanır.


TELLER

Tel, dişleri yavaşça yeni konum­larına çekmek için kullanılan cihazlardır. Tele ihtiyacınız varsa, diş doktorunuz, kalıcı dişlerinizi görebileceği, şekilde (çıkmamış dişlerinizi de görebi­leceği), kemiklerinizin röntge­nini çekecek ve alt-üst çeneniz arasındaki ilişkiyi tespit edecektir. Doktorunuz ayrıca, dişleri­nizin plastik bir kopyasını da yapacaktır. Kopyayı yapabilmek için, yumuşak hamura benzeyen maddeyi ısıracaksınız ve böylece dişlerinizin izi çıkacak; çıkartıldığı zaman, izin içine alçı dökülecek ve dişlerinizin ve ısırığınızın kalıcı bir kalıbı oluşturulacaktır.

Bazı aşın bozukluk vakala­rında, diş doktorunuz bir veya daha fazla dişinizi çekerek, diğer­lerine yer açmayı önerebilir. Böylece tel, diğer çarpık dişleri, çekilen dişlerin açtığı alanlara doğru hareket ettirebilir.
Tellerin 3 yıl boyunca kullanıl­ması gerekli olabilir.

Daha az ciddi bir durum varsa, daha kısa bir süre de kullanılabilir. Birçok farklı tel tipi vardır.Paslanmaz çelikten halkalan olan bir tip tel, her dişi çevreler ve daha sonra yerine yapıştınlır. Bir başka tip, küçük ayraç özellik­lidir ve dişin ön veya arka kısmına takılır. Teller, plastik bantlar ve zemberek ile bağlanır ve ortodon-tistin, hareket etmesini istediği yöne doğru gidecek şekilde, basınç uygulaması amacıyla ayarlanır. Ortodontistiniz, tellerin gerüimini her ay ayarlar. Tel taşımak bazen kısa süreli rahat­sızlıklara sebep olur; aspirin (21 yaşın altında olanlar aspirin kullan­mamalıdırlar), ibuprofen veya parasetamol gibi ağn kesiciler ağrının dinmesine yardımcı olurlar.Tellere ek olarak, ortodontistler, yular denilen ve haricen kullanılan bir alet önerebilirler. Bu alet, arka azı dişlerine takılır ve geceleri basınç uygulayarak, hizalama işleminin hızlanmasını amaçlar.

Telleriniz çıkartıldığı zaman, dişlerinizin yeni konumlarını korumaları ve eski konumlarına geri dönmemeleri için birkaç ay veya birkaç yıl boyunca, tutucu denilen bir alet kullanmak zorun­dasınız. Tutucu, çıkartılabilen ve dişleri çevreleyen telleri olan bir alettir; uygun bir protezle dişleri­nize sabitlenir.Tel tutucu gibi ortodontik uygulamalar, yemekler için ideal kapanlardır ve diş çürümesine, plaklara ve diş eti hastalıklarına sebep olur. Dişlerinizi günde en az iki kere, her öğünden sonra ve öğünler arasında atıştırırsanız, atıştırdıktan sonra fırçalamak, iple temizlemek, yıkamak zorundasınız. Diş doktorunuza veya ortodon-tistinize, tellerinizi titizlikle temiz tutmanın en iyi yollarım sorun.
Dolgular
Bir diş dolgusunun yerleştiril­mesi, delinmiş veya diş çürüğü (delik) ile hasar görmüş bir alana, sert bir maddenin konul­ması işlemidir.

Diş minesi – sert dış yüzey – hasar veya çürümeyle zarar gördüğü zaman; bakteriler içeri girip daha ileri aşınmalara ve zarara yol açabilir, bazen de dişin merkezi özüne, kan damarlarının ve sinirlerin bulunduğu yere zarar verebilir.Bir dişi doldurmak için, diş doktorunuz önce, etkilenen dişin içine ve etrafına lokal anestezi tatbik eder; daha sonra dişi temizler ve bir frez yardımıyla her türlü çürük maddeyi alır. Bu işlem sırasında, hassas diş özü açıkta kalmışsa, doktorunuz, buna sakinleştirici bir macun uygular, böylece diş dolgusu tamamlan­dıktan sonra öz, ağnya sebep olmaz. Çürük, dişin büyük bir kısmını harap etmişse, dolguyu yerinde tutması için dişin etrafına metal bir çerçeve konulur.Dolgu malzemesi bir karışımdır ve deliğin içine ya da metal çerçe­venin içine sıkıca uygulanır ve sonra yüzey düzlenir. Birkaç dakika içinde sertleşir. Ön dişler için, plastik bir diş renklendi-rici kullanılır. Görünmeyen dişler için diş amalgamı (gümüş, cıva veya diğer metallerden oluşan bir alaşım) veya dolgu malzemesi olarak altın kullanılır.

Amalgam dolgu malzeme­leri yaklaşık 10 sene sonra kırılır; altın dolgular daha uzun süre kalır ancak çok daha pahalıdır. Yeni alaşım malzemeleri ve porselen malzemeler dolgu malzemesi olarak kullanılsa da yine de diş amalgamı en çok kullanılan dolgu malzemesidir. Kimileri, diş dolgu­larında, cıvanın dışarı sızabileceği ve bunun da vücudun geri kalan kısmını zehirleyebileceğini iddia etmektedirler. Bugüne dek yapılan araştırmalarda bu teoriyi doğru­layan bir kanıt bulunamamıştır.

Takma Dişler
Takma dişler, genellikle birçok dişin yerine takılmak üzere yapılan protezlerdir. İki tip takma diş vardır: Tam ve kısmi. Yarım takma dişler, kendi dişlerinizin arasına, gerçek dişin durduğu yerde oluşan boşluğu doldurmak için konan yapay dişlerdir. Tam takma dişler ise üst damaktaki tüm dişlerin veya alt damaktaki tüm dişlerin ya da her ikisinin birden yerine konan takma dişlerdir.

Bazen, geçici takma dişler (hazır takma dişler) herhangi bir takma diş çekilmeden hazırlanır; diş çekilden sonra, boş kalan alanı doldurmak için hemen ağza konulur. Geçici takma dişler, daha sonra kalıcı olanlarla değiştirlmek zorundadır.

TAKMA DİŞLERİN BAKIMI
Takma dişleriniz de doğal dişle­riniz kadar hassastır ve günlük olarak temizlenmelidirler. Protez üzerinde plak ve tartarlar (orjinal dişlerinizde olduğu gibi) oluşur ve canlı dişlerinize ve diş etleri­nize sıçrayabilirler, buralarda oyuklar ve diş eti rahatsızlıklarına sebep olabilirler.
Takma dişlerinizi çıkardıktan sonra, ağzınızı iyice yıkayınız ve tüm artıklan atınız. Geceleyin, takma dişlerinizi yarım ölçek beyaz sirke ve yanm ölçek ılık suyun içinde veya takma diş temizleyicisinin içinde bekletiniz. Takma dişlerinizin metal çengelleri varsa, sadece su kullanınız. Suda bekletmek, plakları yok eder ve daha kolay fırçalayabilirsiniz.Suda beklettikten sonra, takma diş fırçası yardımıyla, takma diş macunu kullanarak, takma dişleri­nizi fırçalayınız.

Kuron Ve Köprüler
Kuron, dişin üst (görünebilen) kısmının bir bölümüne yapılan kaplamadır; diş doktorlan kuronu dişin çürümüş, çatlak veya kırık olan kısmlanna yerleştirmek için kullanırlar. Köprüler, metal alaşımdan (genellikle platin veya altın) ve porselen kaplı bir ya da daha fazla yapay dişten oluşur; kaybedilen dişlerin bıraktığı boşluklan doldurmak için kullanılırlar.Kuronlar, ön dişler için porse­lenden ya da arka dişler için metal-porselen karışımından yapılır ki böylece çiğnemeden dolayı oluşan basınca dayanabil­sinler. Kuron takılacağı zaman lokal anestezi yapılması gereklidir.

KURON
Diş dokrorunuz önce, kuron takılacak dişin kalıbını çıkarır. Bunun için sizden, hamura benzeyen yumuşak bir malzemeyi ısırmanız istenecektir; ısırdığınız hamurun üstünde kuron takılacak dişin şeklinin izi kalacaktır. Sonra, frez yardımıyla, kuronun takıla­cağı, dişin alt koçanına (henüz doğal haliyle alttaki kemiğe bağlıdır) şekil verilir. Bu koçana, kuron preparasyonu denilir ve bir başka kalıp da bunun şekli için çıkartılır.
Kuron preparasyonu ve takılacak kuronun kalıbından, orjinal dişin kuronunun ve kuron preparasyonunun ölçülerine uyan yapay bir diş hazırlanır.Kuron hazırlanıncaya kadar, geçici bir kuron koçanın üstüne konulur ve böylece ağzınızda boş alan kalmaz. Diş doktorunuza bir sonraki gidişinizde, hazırlanan kuron, kuron preparasyonunun üzerine yapıştırılır.

KÖPRÜ
Köprü bir veya daha fazla dişten oluşur. Takma dişlerden farklı olarak köprüler, ağzınızın çatısına uygun bir plaka üzerine takılı değildirler. Bunu yerine, köprünün doldurulacak alanlan birleştiren metal bir çerçevesi vardır.Birleştirilecek dişler (henüz sağlıklı iseler), kuron takılmak (bkz. Bir önceki makale) üzere hazırlanmalıdır. Köprünün de kuron gibi porselen kaplaması olur ve böylece doğal dişlere benzer. Köprünün tamamlanma­sına kadar birçok defa diş dokto­runa gitmek gerekir.
Köprü veya kuron taşıyorsanız büyük bir diş eti hastalığı riski altındasınız zira yapay dişler plaklan toplar. Fırçalama ve iple temizlemeye ek olarak, lastik uçlu diş eti uyarıcı çubuk­larla kuron ve köprülerin yanın­daki diş eti hattını temizleyin. Diş doktorunuz, diş arası fırça kullan­manızı tavsiye edebilir, bu küçük uçlu bir fırçadır ve sadece belli bir alanı temizler. Diş çekme aparatı denilen bir cihaz da köprünün altının temizlenmesi için kullanı­labilir.

Diş İmplantı
Diş implantlan, yapay dişin, metal bir çerçeve kullanılarak komşu dişe bağlanmayıp, çene kemiğine, köprüde yapıldığı gibi sabitlenmesidir. Kemik implantın etrafından büyüyen ve yaşayan bir dokudur, implantı kemiğe sabitlemek güvenli bir perçin oluşturur.
Köprü veya kuron için yapıl­dığı gibi, yerine konacak diş veya dişlerin kalıbı çıkartılır. Bu dişler daha sonra çekilir ve implant kemiğe sabitlenmeye hazırdır. Lokal anestezi uygulandıktan sonra diş doktorunuz diş eti üzerinde bir keşi yapar ve diş eti hafifçe kaldırı­larak kemik açığa çıkarılır.Bir seri frez yardımıyla, diş doktoru çene kemiğine bir delik açarak içine metal bir vida yerleş­tirir, bu vidaya implant bağlantısı denir. Daha sonra diş eti, implant bağlantısının üzerine yeniden yerleştirilir.

İmplant bağlantısının çene kemiğine entegre olması 4 ile 6 aylık bir süreyi gerektirir. Bu süre içinde, geçici bir diş veya takma diş konularak ağzınızda boşluk kalmaması sağlanır.

İmplant bağlantısı kemiğe entegre olduktan sonra, bağlan­tının üzerindeki diş eti kesilerek açılır (doktorun lokal anestezi yapmasından sonra) ve dayanak adı verilen küçük bir metal silindir, implant bağlantısının üzerine takılır. Dayanak, yeni kuronunuzu taşayacak olan nesnedir.

Dayanağın etrafındaki diş eti iyileştikten (yaklaşık 1 ay) sonra, diş doktoru, dayanağın bir kalıbını çıkartır. Laboratuar, yerine yenisi takılacak dişin kuronunun ve dayanağın kalıbını kullanarak yeni bir yapay kuron yaratır. Daha sonra bu kuron dayanağın üzerine yapıştırılır. Dişleri olmayanlar için, implantlar takma dişleri emniyete almak ve taşımak için kullanılır.10 yıl başarısı; alt çene kemiği çene bölgesindeki implantlar için %95; alt çene kemiğinin arkası için %85; burnun altında üst çene kemiği için %90; ve üst çene kemiğinin arka tarafı için de %70 ila %75 arasıdır. Çok sigara içenlerde, çok alkol kulla­nanlarda, şeker hastası olanlarda veya bağışıklık sistemi zayıf olanlarda, daha çok başarısızlık ihtimali vardır zira diş eti tedavisi zarar görür. Bazı kişilerde vidayı taşıyacak kadar kemik yoktur. Diş implantlan, diş eti hasta-lıklan uzmanı veya ağız cerrahı tarafından yapılır ve kuron veya takma dişler genel diş doktorlan veya protez uzmanlan tarafından uygulanır. İmplantlara bağlı komplikasyonlar nadiren oluşur, ancak gerçek dişleriniz gibi hem sizin hem de diş doktorunuz tarafından hassas bir bakım gerektirir. Hiçbir sigorta, implantlann ödemesini yapmaz; implanta karar vermeden önce sigortacınızla görüşünüz.
Kök Kanalı Ameliyatı
Kök kanalı ameliyatı, diş özünün (bir dişin ortasındaki canlı doku) yerine bir dolgu malzemesi konul­ması işlemidir. Kök kanal ameli­yatı, genellikle dişin çürümesi veya hasar görmesi sonrasında özün enfekte olması veya ölmesi sonucunda yapılan bir işlemdir.

İşlemden önce doktorunuz, tedavi edilecek kök sayısını belir­lemek için röntgen çekecektir. Kesici dişlerin (ön dişler) tek kökü vardır, küçük azı dişlerinin iki kökü vardır ve azı dişlerinin üç ya da dört kökü vardır. Lokal anestezi verilir ve plastik bent denilen plastik bir örtü, tedavi edilecek dişin etrafına konulur ve altındaki doku koruma altına alınır.Kök kanal tedavisinde ilk hedef, diş özünü dişten çıkart­maktır. Girişi sağlamak için, dişin içine bir delik açılır ve öz, delgi denilen bir alet kullanılarak alınır. Daha sonra, minik törpüler kulla­nılarak, kökün kenarlan temizlenir. Kök kanalı temizlendikten sonra, diş doktorunuz, alanı antibakte-riyel bir çözeltiyle yıkar ve sonra da kurutur.

En Çok Karşılaşılan Diş Problemleri

Diş eti iltihabının ve periyon-titin birincil sebebi, bakteriler ve diğer organizmalardan oluşan diş plaklandır. Organizmalar, toksin salgılar ve bu toksinler kademeli olarak bağı zedeler. Sonuç olarak, diş eti iltihaplanır ve daha fazla bakteri toplayan bir kese oluştu­rarak, dişlerin üstünden geri çekilir. Zamanla, toksinler, diş etlerine, diş köklerinin dış kısmına ve son olarak da kemiğe zarar verir Periyodontitin ilerlemesi sadece, mevcut organizmalara değil, bağışıklık sisteminizin bu organizmalara verdiği cevaba da bağlıdır. Bu hastalıklara karşı en iyi yaklaşım, önlemedir; yani, düzenli fırçalama, diş ipi ile temizleme ve profesyonel temizleme, bakteryel yapılanmayı asgariye indirir.


SEMPTOMLAR

Diş eti iltihabının ilk evrelerinde herhangi bir belirti olmayabilir veya sadece diş etinizin görünü­münde ufak değişiklikler olabilir. Bununla beraber, ilerlemiş diş eti iltihabının belirtileri aşikardırşişmiş, parlak, ağnyan, kanayan diş etleri ve hoş kokmayan nefestir. Diş eti iltihabı, hormon seviyesinin değişmesiyle tetiklenir ve hamile­likten, buluğ çağına girilmesinden, aybaşı halinden veya ağızdan alınan doğum kontrol haplarından kaynaklanabilir.

Periyodontİtte, diş eti iltihabının belirtileri mevcuttur ve diş kökle­rinin koruyucu kılıfı (sementum denilir) açıkta kalır, bunun sonucunda sıcak veya soğuk yiyecek ve içecekler diş ağnsına sebep olur. İlerlemiş periyodontitin belirtileri, diş kaybı, ağzınızda kötü bir tat ve dişetlerinde kanamadır. Bazen diş ve diş etleri arasındaki cepte bir apse oluşur.Periyodontal hastalığın daha az rastlanılan şekilleri: jüvenil periyo­dontit (ergenlik çağında ortaya çıkan ve azı dişleri ile kesici dişleri etkileyen bir hastalıktır), akut nekroz periyodontit (dişetlerinin bakteryel enfeksiyonu, oyuk ağız adı da verilir) ve beyaz kan hücre­lerini karıştıran diş eti vakalarıdır. Şeker hastaları büyük risk altın­dadırlar zira bağışıklık sistemleri, periyodontite yol açan ağız bakterileriyle mücadele edemez.

TEDAVİ YÖNTEMLERİ
Diş doktorunuz, diş eti iltihabını, kazıyıcı denilen bir diş aletiyle, oluşmuş plak veya tartan alarak tedavi eder; daha sonra dişlerin yüzeyi parlatılır. Titiz diş sağlığı ve düzenli tetkikler diş eti iltihabını önleyebilir.
Periyodontit, kolay tedavi edilmez. Tedavinin amacı hasta­lığın ilerlemesini önlemektir. Kök temizliği ve kazıma, genellikle periyodontite karşı ilk yaklaşım­lardır. Kazıma sırasında, kalsifiye olmuş çökeltiler diş köklerinden alınır; kök tedavisinde, kökün yüzeyi düzlenir.

Bununla beraber, derin cepler oluşursa, diş doktorunuz, oluşan plaklan almak için yeteri kadar derin temizlik yapamaz; bu durumda periyodontal ameliyat önerilebilir.En çok uygulanan ameliyat yöntemi, dişin her iki tarafındaki, diş etinin kesilmesi; diş kökünü ve taşıyıcı kemiği açığa çıkarmak için kalan flepin içeri itilmesinden ibarettir. Kök temizlenmiş ve her türlü çürük madde alınmıştır. Kemiği yeniden şekillendirmek gerekli olabilir. Kök yüzeyi temiz­lenip düzlenince, flep yeniden içeriden dikilir ve dişin etrafı dar bir şekilde kapatılır. Ameli­yattan sonra, diş doktorunuz dişle­rinizin ve diş etlerinizin etrafını, 7 ile 10 gün için, koruyucu bir maddeyle kaplayacaktır. Dişlerinizi fırçalarken veya diş ipiyle temiz­lerken, nüksetmeyi önlemek için dikkatli olmalısınız. Diş doktoru­nuza düzenli olarak görünmeniz de tavsiye edilir.


Hassas Dişler Ve Diş Etleri

Dişleri, sert ve mineli dış yüzey­leri koaır; minenin altında, daha yumuşak bir madde bulunur, buna dentin denir; dentin, siniri çevreler ve dişlerin köküne kadar uzanır. Mine aşındığı ve korun­masız kaldığı zaman, soğuk, sıcak, ekşi, acılı yiyecek ve içecekler gibi uyarıcılar veya diş fırçasının dokunması bile ağrıya sebep olur.

Hatalı diş fırçalama yöntem­leri de hassas dişlerin oluşma­sına sebep olur. Sert diş fırçası kullanıyorsanız veya dişlerinizi hoyratça fırçalıyorsanız bu, dişlerin etrafındaki diş etlerini aşındıra­bilir ve kök yüzeyini ya da hassas dentini korumasız hale getirebilir­siniz. Diş eti hastalığı, hassas kökleri açıkta bırakarak, diş etlerinin dişin üstünden geri çekilmesine de sebep olabilir. Diş çürümesi ve kırık dolgular da ağrıya sebep olabilir.

Hassas diş eti veya hassas dişleriniz varsa, diş doktırunuza bildiriniz. Hassas dişleri rahat­latmak için, özel diş macunlan mevcuttur, ancak en önemlisi diş doktorunuza gitmeniz ve altında herhangi başka bir rahatsız durum varsa tedavi edilmesidir.

Diş Ağrısı
Diş ağrıları çok yaygındır ve sebepleri, hassas dişlere sebep olan durumlarla aynıdır. Ağrının kalitesi, sebebine bağlı olarak sınıflanır. Diş apsesi de şişmeyle beraber ağrıya sebep olur. Diş ağrısı, bir diş randevusu ayarlayana kadar,aspirin, parasetamol, ibuprofen gibi ağrı kesicilerle geçici olarak tedavi edilebilir. Israrlı ve ciddi bir ağrınız varsa, diş doktoru­nuzu arayınız. Ağrınızla beraber ateş, şişme, şişmiş bezeler veya ağzınızı açamamak gibi bir durumunuz varsa, hemen sizi görmek isteyecektir.

Çene Eklemi İşlev Bozukluğu

Çene eklemi işlev bozukluğu, çene eklemlerini etkileyen ağnlı semptomlann bir araya gelme­sidir. Eklemler, kafatasının şakak kemiği, alt çene kemiği (mandi-bula) ve çene kaslarından oluşur.

Bu durum tam olarak anlaşı­lamamıştır. Çene kasları sorun-lanndan kaynaklanabilir. Sakız çiğnemekten veya diş gıcırdat­maktan dolayı çene kaslarında sorun oluşabilir. Artrit gibi eklem sorunlan; çene kemiği çıkığı; kemik veya yumuşak doku tümör­leri; v.s. de soruna sebep teşkil edebilir.
Bir teşhis konulabilmesi için, doktorunuz veya dişçiniz, yüzünüzü ve çenenizi inceleye­cektir, bunu yaparken çenenizin hareketlerine özellikle dikkat edecek ve varsa ağnya neden olan diğer sebepleri araştıracaktır.

Aspirin gibi ağrı kesiciler, ağnyı rahtlatmaya yardımcı olur; ağnlı ” alana yapılacak sıcak ve nemli kompres, kas spazmlarını azalta­bilir. Kas gevşeticiler veya küçük dozda alınan sakinleştiriciler, bazı kişiler için, yardımcı olabilir. Biyogeribildirim, bazı zamanlarda yardımcı olabilir; diğer bazı kişiler de psikoterapiden faydalanır. Isırma engelleyiciler gibi, diş gıcırt-mayı önleyen diş uygulamaları da yardımcı olabilir.

Hastalığınız, bozulma eğilimi olan eklem rahatsızlığından kaynaklanıyorsa, doktorunuz çene yapınızı düzeltmek için, ameliyat önerebilir. Diş çekilmesi; diş bağı ve tutucu protezler kullanarak, dişleri hizalamak gibi yöntemler, dikkatli olarak incelenmemiş çene eklemi işlev bozukluğu tedavi­leridir.

Ağız Kokusu Nasıl Önlenir?

Ayrıca, bu zamana kadar çok duymadığımız dilin fırçalanması da kokunun engellemesinde fayda sağlıyor.

kokuDiş Hekimi Murat Sözmen, çevremizdeki birçok insanda ağız kokusunun büyük bir sorun olarak karşılarına çıktığını belirtiyor. İnsandaki ağız kokusunun yüzde doksan nedeninin diş ve dişeti hastalıklarından kaynaklandığına dikkat çeken Sözmen, kokunun önlenmesi için düzenli diş fırçalamanın ve diş ipi kullanmanın öneminden bahsediyor. Çünkü ağız kokusunun en temel sebebi diş aralarında kalan gıda artıkları. Bunun yanında ağızda kokuya sebep olan, çürük, problemli dolgu, dişeti çekilmesi ve diş taşı sorunu bulunuyorsa mutlaka bir diş hekimine gitmeniz tavsiye ediliyor. Çünkü dişlerinizi düzenli fırçalasanız da bunların tedavisi diş hekimi koltuğundan geçiyor.

Sözmen’in, kokuya neden olan faktörler arasında bahsettiği diğer bir önemli gerekçe ise ağızdaki tükürük miktarı. Ağızda salgılanan tükürüğün yıkayıcı etkisi bulunması, dişleri temizleyerek, ağızdaki zararlı maddelerinin etkisini azaltıyor. Tükürüğün az olması bu etkiyi zayıflatıp, ağız kokusuna sebep oluyor. Sözmen, “Böyle durumlarda hastada diş taşı çok olur. Koku da fazla. Bir de dişini iyi fırçalamıyorsa tehlike ciddi boyutlara ulaşır. Kişi bol su içmeli ve düzenli diş fırçalamalı ki denge sağlansın.” diyor. Sözmen öte yandan, dilin de fırçalanmasının ağız kokusunu engellemede önemli olduğu vurgusunu yapıyor. Çünkü sigara, çay ve kahve içenlerde dil pası oluşuyor. Bu da kokuya neden oluyor. Sözmen bu durumda ‘dişlerinizi fırçaladıktan sonra dilinizi de mutlaka fırçalayın.” şeklinde konuşuyor.

Diş hekimi Murat Sözmen, dişte oluşan ve başta kokuya sebep olan diş taşlarının temizlenmemesi durumunda dişin çekilmesinin söz konusu olabileceğini aktarıyor. Sözmen, “Diş, taşları zamanla diş eti çekilmesine neden olur. Bu durum diş ile dişeti arasında derinliği açar. En son olarak dişi sadece kemik tutar. Diş enfeksiyona açık hale gelir. Sallanır. Çekilmesi zaruri olur.” diyor. Sözmen ayrıca, 20′lik dişlerin de uygun çıkmaması durumunda çekilebileceğini anlatıyor.

Et kalıntıları da koku yapar
Diş hekimi Murat Sözmen “Etler lifli gıda olduğu için diş aralarında kalabiliyor. Bu da diş fırçalamayla ya da diş ipiyle çıkarılmaz ise kokuya sebep olabilir.” uyarısında bulunuyor. Bu etlerin çıkarılmasında kürdan kullanmanın tehlikeli olabileceğini anlatan Sözmen, “Bu enfeksiyona neden olur. Bu durumda ağız sağlığı tehlikeye girer.” dedi.

Uçuk

Nadir rastlanan durumlarda virüs parmağa sıçrar ve dolama denilen ağrılı bir şişkinliğe neden olur. Genital herpese, çocuklarda sık rastlanmayan farklı bir virüs neden olur.

ucuk

SEMPTOMLAR

İlk belirti diş etleri ile ağız içindeki ve çevresindeki diğer dokuların şişmesi ile ağrıdır. Tükürük salgılanmasında da bir artış görülebilir. Dudaklarda etkilenen bölge acılı olmadan Önce kaşınabilir ve karıncalanabilir. Birkaç gün sonra ağzın içinde ya da dudaklarda küçük su kabarcıkları görülebilir, bunlar daha sonra patlar, içindeki sıvıyı akıtır ve 3-4 gün içerisinde iyileşir.

Virüsün bulaşmasını engellemek için virüsün etkin olduğu aşamada çocuğunuzun diğer çocuklar ile doğrudan temas içinde olmaması gerekir. Diğer belirtiler arasında salgı bezlerinin şişmesi, asabiyet, baş ağrısı ve ateş sayılabilir. İlk defa görüldüğünde çok ağrılıdır, sonraki uçuklar daha az ağrılı geçer.Çocuk parmağını ağzındaki yaralara sürdüğünde dolama olabilir. Dolama, parmak uçlarında kırmızı, şiş ve oldukça ağrılı apselere neden olur.

TEDAVİ SEÇENEKLERİ
Doktora uçuk belirtilerini anlatın. Doktor genelde bu belirtileri dinleyerek ve görsel bir muayene ile teşhis koyabilir. Tedavi, hastalığın beraberinde getirdiği rahatsızlığı azaltmaya yöneliktir ve bolca sıvı almayı, asitli yiyecek ve içeceklerden kaçınmayı, ağrı için asetaminofen almayı ve bazen de ağızdaki acıyı geçirmek için özel bir gargara kullanmayı içerir. Çocuğunuzun bol bol dinlenip uyumasına özen gösterin.

Bazı çocuklar antiviral ilaçlarla tedavi edilir; ancak bu belirtiler genelde birkaç gün sonra kendiliğinden geçer. Uçuk’un belirli bir tedavisi ve ileride nüksetmesini önlemenin bir yolu yoktur. Uçuk genelde stresli zamanlarda, çocuk güneşe çıktıktan sonra ya da çok fazla yorulduğunda görülür.