Karşısındakiler de, enfeksiyonlu tükürük zerreciklerini solunum yoluyla akciğerlerine alırlar ve bakteriler burada yerleşerek üremeye başlarlar. TB’ye sebep olan bakterileri kapmak kolay olsa da, birçok kişide akciğer enfeksiyonu kısa sürelidir zira bağışıklık sistemi bu enfeksiyonu kendi içinde etkisiz hale getirir. Bununla beraber, az kişide, ilk enfeksiyondan kısa bir süre sonra, artan primer TB denilen ciddi bir zatürree gelişir. Bu enfeksiyon lenf bezlerine, kan dolaşımına ve buralardan da vücuda sıçrayabilir.
TB enfeksiyonuna sebep olan bakteriler, enfekte olan herkesin akciğerlerinde yıllar boyunca uyur vaziyette kalır; bağışıklık sistemi bunları etkisiz hale getirir ancak yok edemez. Bu kişilerin yansı ila tamamında, bakteriler yeniden faaliyete geçer ve ya zatürreeye sebep olur ya da bazen vücutta başka bir yere sıçrar.
Bu duruma sekonder TB (ya da TB’nin yeniden harekete geçmesi) denir. Sekonder TB’ye primer TB’den daha sık rastlanır ve sekonder TB insanların bağışıklık sistemleri zayıfladığı zaman ortaya çıkar. Bağışıklık sistemini de zayıflatan ya kronik hastalıklar ya da yaşlanmadır.HIV taşıyan insanlara ek olarak, TB’ye hassas olan kişiler, kalabalık yerlerde yaşayanlar -yatakhaneler, sığınaklar, cezaevleri gibi ve sağlık merkezleri gibi uzun süre TB olan kişilerle beraber olmak zorunda kalanlar.
Diğer risk grubunda olanlar ise sürekli kötü beslenenler (evsizler gibi), alkolikler, bağışıklı sistemleri başka sebepler ile zayıflamış olanlar (kortikosteroid ilaç alanlar gibi) ve yaşlı insanlar. Yaşlılar bugün TB olanların % 25’ini oluştururlar.
SEMPTOMLAR
Öksürük TB’nin en önde gelen belirtisidir, ayrıca yorgunluk ve halsizlik, açıklanamayan kilo kayıplan, iştah kaybı, sürekli düşük ateş, gece terlemeleri, göğüs sancısı ve kanlı balgam diğer belirtilerdendir.
TEŞHİS
Daha önce TB bakterisi enfeksiyonuna maruz kalıp kalmadığınızı belirleyecek teşhis testleri vardır; başka testler de TB enfeksiyonunun aktif olup-olnıadığının gösterir. TB cilt testleri, göğüs röntgenleri ve balgam tahlilleri (TB bakterilerinin mevcut olduğunu anlamak için) gibi tetkikler sıklıkla’ yapılır.
TB cilt testleri daha önce TB bakterileri enfeksiyonuna maruz kalıp-kalmadığınızı belirleyen bir testtir, ancak bu test, enfeksiyonun aktif olduğunu göstermez. Cilt testi uygulamasında, ölü TB bakterilerinden çıkarılan küçük bir miktar protein, cildinizin kolunuzun dirsekle bilek arasındaki kısmında bir yere enjekte edilir. Test sonucunun pozitif olması durumunda, 2-3 gün sonra enjeksiyon yerinde küçük bir kabarma olur.
Cilt testi pozitif çıkan, aktif enfeksiyonu olmayanlar, hastalığı başkasına bulaştırmazlar. Pozitif cilt testi olanlara doktor, enfeksiyonun aktif hale geçmesi riskini azaltabilecek olan antibiyotik izoniazid verir.
35 yaşın altındaysanız ve şeker hastasıysanız veya bağışıklık sisteminiz bir başka sebepten bozulmuşsa, daha önce negatif çıkan cilt testinizin son incelemede pozitif çıkması normaldir.
Göğüs röntgeni geçmişte yaşamış olabileceğiniz TB enfeksiyonundan kalan lenf nodülleri ile akciğerlerde kalan yaraların izlerini ortaya çıkarır. Bazen bu yaralan kanserden ayırmak zordur ve bu yüzden ileri tetkik gerekir. Röntgen filmi, ayrıca, aktif halde olan TB enfeksiyonunu da gösterir.
Balgam örnekleri TB bakterisinin kendisini incelemek için kullanılır. Balgamınızda bakteri bulunursa, bu, enfeksiyonun aktif olduğu anlamına gelir ve öksürdüğünüz zaman hastalığı başkasına bulaştırabilirsiniz. Balgam kültürü, TB bakterilerinin büyüdüklerini görmek için yapılır.Bu testlerden bir sonuç çıkmazsa, doktorunuz, tahlil edilmek üzere numune almak için bronkoskopi yapabilir.
TEDAVİ SEÇENEKLERİ
Birçok insan, en fazla üç değişik çeşit antibiyotiği, 6 ay boyunca ya da daha uzun süre, her gün kullanarak tedavi olur. Tedavinin ana dayanağı, izoniazid, rifampin pirzinamid ve rifapentinin aynı anda verilmesidir. Bu ilaçlarla sonuç alınamazsa, etamputol ve streptomisin gibi ilaçlar bazen karışımın içine eklenir. Bazen, baştan itibaren dört ilaç birden verilir.
İlaçlarınızı erken bırakmak veya onları sadece zaman- zaman kullanmak – ciddi sorunlara sebep olur, İlk önce, nüksetme riskini yükseltir. İkinci olarak, meydanı ilaca dayanıklı bakterilere bırakır ve bu bakteriler de vücudunuzda gelişir. İlaca direnç problemi (etkili antimik-robiyal ilaçlar tarafından öldürü-lemeyen bazı mikroorganizmaların durumu) artış eğilimindedir. Halen dolaşımda olan bazı TB bakterileri, bir zamanlar TB’yi öldüren antibiyotiklere karşı dirençlidir; bu duruma, ilaca çok dayanıklı TB denir.