Minihap

Minihapın etkisi, kombine hapa oranla biraz daha azdır, an­cak her gün aynı saatte bir tablet almak da dahil, aynen önerildiği şekilde kullanıldığında etkili bir korunma yöntemidir.

Minihap, kombine hap ka­dar etkili bir biçimde olmasa da, yumurtlamayı engeller. Aynı za­manda, rahim ağzını çevreleyen akıntının kıvamını yoğunlaştırarak, sperm girişini engeller.

Minihap, yumurtlamayı her zaman engellemez. Rahim ağzını çevreleyen akıntının kıvamının yoğunlaşmasına bel bağlamak durumundasınızdır ve bu nedenle hapı her gün aynı saatte almanız çok önemlidir.

Hiç estrojen içermediği için, minihap döl yatağı zarını (döllen­miş yumurtanın yerleştiği rahim zarını) inceltir. Bu da yumurtanın yerleşmesini zorlaştırır. Minihapın zar üzerindeki etkisi ayrıca, adet dönemlerinizin düzensizleşmesine veya son bulmasına yol açabilir. Adet kanamasının yerini, sık, kısa ve ani kanamalar alabilir.

ÇINAR KABUĞU

Pîaîanus orientalis L. (Platanaceae) türünün kurutulmuş gövde ve dal kabuklarıdır. Çınar yaprakları 5-7 parçalı, çiçekleri küremsi durumlarda toplanmış, çok gösterişli ve büyük bir ağaçtır. Batı Anadoluda yabani olarak yetiştiği gibi, park ve bahçelerde ve yol kenarlarında yetiştirilir. Bazı ağaçlar çok yaşlı olup bir kısmı tarihe geçmiştir. Bazıları ise tabiat abidesi olarak muhafaza edil-

1  – Baytop, T. ve Berghmans, M.: Sur İes alcaloides quaternaires du Thalictrum lucidum L.  İstanbul Ecz. Fak. Mecm. 11: 58

(3975J.

2 – Başer, K.H.C.: Thaîictrum minus L. var. microphylium Boiss. alkaloitleri  Doğa Bilim Derg., Temel Bilim 5: 163 (1981).

3  – Başer, K.H.C.: Thalimicrinone – Thalictrum minus L. var. microphyllum Boiss, yapraklarında yeni bir alkaloit – IV. Bitkisel

İlâç Hammaddeleri Toplantısı, bildiriler 111, Eskişehir (1983). 4- Baytop, T: Izgın ve Burç hakkında-Farmakolog 18: 19(1948);“. .‘


mektedir. ;

Bunlar arasında en tanınmışı İstanbul’un Bü-yükdere çayırında yetişmiş olan “Büyükdere çma-rı”ldır. Bu çınar dünyanın tanınmış ağaçlarından biri olup 4000 yıl kadar yaşadığı tahmin edilmektedir. Alt taraftan birbirleriyle birleşmiş 3 grup halinde 9 büyük (sonraları 7) gövdesi bulunuyordu. Kapladığı sahanın çevresi 112 metre kadardı. Bu çınara Türkler “yedi kardeşler”, Rumlar “hepta adelphia” Avrupalılar ise “Platane de Godefroy” ismini vermişlerdir. Çınarın Avrupalılarca “Godefroy çınarı” diye isimlendirilmesine sebep; birinci haçlı ordularının İstanbula gelişinde haçlı orduların kumandanı Godefroy de Bouillon’un karargâhını bu ağacın altında kurmuş olmasıdır (1096).

XVII. asırdan itibaren Büyükdere çınarının bulunduğu çayır “Kırkağaç” ismiyle tanınmaya başlamış ve Osmanlı Padişahları bu çayırda birçok av eğlenceleri tertip etmişlerdir. Ecnebiler ise burada sportif oyunlar (bilhassa polo) yaparlardı. II. Mahmut bu çınarın bulunduğu çayıra sık sık gider, yaz günlerinde burada dinlenir ve yeniçeriler tarafından yapılan oyunları (tokmak oyunu) seyrederdi. Bu çmar altında II. Mahmut bazı resmî merasimler de tertiplemiştir. Meselâ, 1829 yılı Kurban bayramı merasimi bu çayırda yapılmış ve aynı sene İngiliz elçisi sultana burada takdim edilmiştir.

Çınarın bulunduğu mahal “Çayırbaşı” ismiyle Birinci Dünya harbi başlarına kadar bir mesire yeri olarak kalmıştır. Bu sıralarda çınarın gövdesinin oyuğunda bir kahve ocağı bulunuyordu. Bu ocaktan çıkan bir yangın sonunda çınar kısmen harap olmuştur. Birinci Dünya harbi esnasında çınarın bulunduğu mıntıka asker ta: rafndan işgal edilmiş ve burada barakalar inşa edilmiştir. Bu esnada da çınarda bazı hasar meydana gelmiştir. Nihayet Cumhuriyet devri başlarında çınarın bulunduğu saha hangar yapılmak üzere bir İtalyan deniz uçakları ortaklığına devredilmiş ve bu idarenin baraka ve hangar inşaatı esnasında asırlık çınardan geriye kalan birkaç gövde de ortadan kaldırılmıştır. Halen eski çınarın bulunduğu yerde askerî depo olarak kullanılan barakalar bulunmakta ve bu barakalar etrafında da sonradan dikilmiş 8-10 genç çınar görülmektedir (1).

Diğer isimler: Kavlan.

Alkol Sorununu Farketmek

■ Alkol tüketiminizi azaltmanız gerektiğini düşündüğünüz oldu mu?

■ Etrafınızdakiler içki içmenizden dolayı sizi eleştirdiklerinde rahatsız oldunuz mu?

■ İçki içmenizle alakalı olarak hiç kötü ya da suçlu hissettiğiniz oldu mu?

■ Sinirlerinizi yatıştırmak veya akşamdan kalmanın verdiği mahmurluğu üstünüzden atmak için sabah ilk olarak içki içtiğiniz oldu mu?

■ Bu soruların ikisine veya daha fazlasına “evet” cevabı vermiş olanlar, alkol bağımlısı olabilir. Doktorunuzla görüşün.

Kanola Yağının Yararları ve Zararları Nelerdir?

Kanola yapı bu güne kadar halk arasında yararları ile tanınan bir yağ türü olsa da son zamanlarda kanola yağının zararları hakkında bilgilerin verilmeye başlaması insanların çekimser bir duruma düşmesine neden olmuş gibi görünüyor. Kanola yağının yararları ve zararları hakkında sizleri bilinçlendirmek adına bu yağ hakkındaki her şeyi sizlerle paylaşmak istiyoruz.

Kanola yağı, kolza nebat çekirdeklerinin genetik metotlarla iyileştirilmesiyle elde edilen çekirdeklerden imal edilen bir yağ türüdür. Kanada tarafından gelişmiş hale getirilip bütün evrene tanıtılmış olduğu için Canadian Oil, Low Acid ismiyle tanınmaktadır. Uzun seneler cihazlarda bilhassa da buharlı cihazlarda yağlama gayeli tüketilmiş ve 1950 senelerinde market raflarında yer edinmeye adım atmıştır. İnsanlar bu yağı tam anlamıyla bilmediklerinden dolayı gıdalarda da kullandığından çeşitli sakıncalar meydana gelmektedir. Doğru kullanılması durumunda büyük faydaları olan bu yağın yararları ve zararları nelermiş gelin öğrenelim.

Kanola Yağının Zararları

Kolza; nebatsal yağlar içerisinde en çok zehri ihtiva eden nebattır. Öyle ki zehirli olduklarından ötürü hayvanlar dahi tüketmezler. Bunu tüketen hayvanların müdahale edilmemesi durumunda hayatlarını kaybettikleri bilinmektedir. Koskoca bir hayvanı öldüren bu nebat şüphesiz bilinçsiz kullanılması durumunda insanların da yaşamlarını sonlandıracaktır.
Kanola YağıNebatsal olduğu için kullanması artmaya başlamışsa da yağ üstünde meydana getirilen incelemeler bitmemiştir. Hayvanlar üstünde meydana getirilen deneyler neticesinde adem oğlu sıhhatine sakıncalı olabileceği görülmüştür. Kalp tahribatlarına neden olması en temel zararı olup bunun beraberinde adem evladı ve mahluklarda anfizem rahatsızlıklarına, anemi, kabızlık, çok fazla hassasiyet, amalık benzer biçimde rahatsızlıklara sebep olabilmektedir. Bu olumsuzlukların görülmesi ile birtakım devletlerde satışı dolayısıyla da kullanması yasak hale getirilmiştir. Yasaklandığı evrede insanoğlu kullanmasa da hayvan yemlerinde kolza nebatı tüketilmiş ve deli dana rahatsızlığı gözlemlenmiştir. Deli dana rahatsızlığının ülkemiz hayvancılığına vermiş olduğu zararı eminiz hepiniz hatırlıyorsunuzdur.

Kanola yağı fareler üstünde de tüketilmiş ve tekrar sakıncalı olduğu ispat edilmiştir. Kalp, böbrek ve böbrek üzeri bezlerde yağa bağlı etkiler görülmüştür. Bununla birlikte yağ verilmediğinde sakıncaları gözlemlenmese de verildiği müddette organlardaki doku kayıpları sürmektedir. Ek olarak muafiyet sistemini de güçsüzleştirmiştir. Bağışıklık sisteminde meydana gelen bu güçsüzleşme canlıların basit hastalıklardan bile hayatlarına kaybetmesine neden olmaktadır.

Kanola yağının muhteviyatında yoğun bir halde erusik asit yer almaktadır ve bu asit akciğer kötü huylu tümörüne, sinir ve kan dolaşım sisteminde tahribata da sebep olabilmektedir. Bu denli sakıncalı olmasının en esas nedenlerinden birisi de trans yağ olmasındandır. Sakıncaları oldukça çok olan kanola yağının margarinlerde tüketilmesi fazlaca büyük tahribatlara neden olabilmektedir. Güvenilir olmayan markaların büyük bölümü üretmiş oldukları margarinler içerisine kanola yağını kullanmaktadır.

Kanola Yağının Yararları

Yukarda hep sakıncalarından bahsettik kanola yağının fakat sakıncalarının kökünde kolza nebatının bulunduğunu göz ardı etmeyelim. Amma velakin şu anda dışarıda satışa sunulan kanola yağları, kolza nebatlarının sakıncalarından arındırılmış olup kanola yağlarındaki erosik asit payı % 40’tan % 0.1 değerlerine kadar indirilmiştir ve bu denli düşük bir değer de adem oğlu sıhhatine negatif etki yapmamaktadır. Güvenilir olan markaları tercih etmek koşulu ile bu yağı korkmadan kullanabilirsiniz.
Kanola YağıKanola yağının bir öteki pozitif yönü ise doymuş yağ değerinin az olmasıdır. Doymuş yağ payı zeytinyağında % 15, ayçiçeği yağlarında %12 iken bu miktar kanola yağlarında % 7 dolaylarındadır. Kanola yağındaki doymuş yağ miktarındaki bu azlık ve muhteviyatında omega-3 yağ asidi ihtiva etmesi sıhhate mühim bir takviyedir. Sağlık açısından büyük yararı olsa da kesinlikle bilinçli bir şekilde tüketilmelidir.

Kanola yağı bununla beraber tekli doymamış yağ değerinin az olması nedeniyle de seçenek ediliyor. Zeytinyağında tekli doymamış yağ payı % 73’lerde iken bu değer kanola yağında % 65 civarındadır. Tekli doymamış yağlar ise kandaki kötü kolesterolü (LDL) önleyerek sıhhatli hayat için büyük yarar sağlamaktadır. Kanola yağının bir öteki seçenek nedeni ise ayçiçeği yağına nispeten sıcağa karşı daha fazla dirençli olmasıdır. Bu da kızartma yağı olarak seçenek edilmesine imkan tanımaktadır. Ek olarak kızartma sonrası yağda lezzet farklılaşması da meydana gelmemektedir.

Netice olarak bazen ekonomik olduğu için bazı vakitte incelemeden şuursuzca tükettiğimiz kanola yağı, haberimiz olmasa da ekmeklerde, margarinlerde ve işlenmiş amade yiyeceklerde karşımıza çıkabiliyor. Memleketimiz son senelerde genetiği düzenlenmiş mamullerle de (GDO) savaşım etmektedir. Kanola yağının da kolza nebatının genetiği farklılaştırarak sağlandığını düşünürsek kullanımı için hüküm vermek zor olmayacaktır diye tahmin ediyorum. Bizlere düşen ise ne yediğimizi irdelemek, araştırmak ve yiyecek yağı yahut salata yağı olarak kanola yağı tüketiminden sakınmaktır.

Çocuklarda A Vitamini Eksikliği

KLİNİK BULGULAR

Göz belirtileri: Retinada rodopsinin oluş­masındaki bozukluk gece körlüğüne neden olur. Gece körlüğü erken bir belirti olabilir ve karanlığa uyumun bozulması ile başlar. Daha geç olarak konjunktiva ve korneada kuruluk (xerosis) ve korneanın şeffaflığını ve kaypaklığını kaybetmesi Ckeratomalasi) oluşur. Keratomalasi, bul-ber konjunktivada kuru, gri renkli plaklar (Bitot lekeleri), folliküler hiperkeratoz ve fotofobi ile birlikte görülür. Göz küresinin perforasyonü ve tam körlük geç ve kalıcı bulgulardır.

Deri ve mukoza belirtileri.Deri kuru­dur. Pullanma olur. Özellikle omuz, kalça ve ekstremitelerin ekstansör yüzeylerinde folliküler hiperkeratoz oluşur. Solunum yolları epitelinde metaplazi sonucu bronşial obstrüksiyon, vagina epitelinin kornifiye epitele dönüşmesi so­nucu vajinit, idrar yollan mukozasındaki deği­şiklikler sonucu piyüri ve hematüri oluşabilir.

Diğer belirtiler apati, mental gerilik ve so­matik büyümede geriliktir. Anüri, hepatospleno-megali, intrakranial basınç artması görülebilir. Hidrosefali ve kranial sinir felçleri de bildiril­miştir.

LABORATUAR BULGULARI

Depolar iyice boşalmadan kanda A vitami­ni düzeyleri düşmeye başlamaz. 25-30 mg/dl al­tındaki düzeyler yetersizlik işaretidir. Kan ka-roten düzeyleri A vitaminine kıyasla diyet deği­şimleri ile daha çabuk etkilenir. Karotenoidlerin kan düzeyinin 40 |o,g/dl altında olması eksiklik işaretidir.

TEDAVİ

A vitaminine yanıt hızlı ve etkilidir. Gece körlüğü tedavi ile çabuk düzelir. Tedavide A vitamini oral veya kas içine 50.000 İÜ/gün doz­da verilir ve iki haftalık bir tedavi süresi gere­kir. Bunun yerine 300.000 İÜ oral tek doz 6 ayda bir uygulanabilir. Kseroftalmi ve keratomalasi olan vakalarda 100.000-300.000 İÜ/gün gibi masif dozların 2-3 ay kullanılması gerekebilir. Kusan hastalarda A vitamini preparatları kas içine ya­pılır.

KORUNMA

Sütçocuklarmm günde 1250 İÜ, daha büyük­lerin 2500 İÜ A vitamini alması gerekir. Normal diyette yeterli miktarda A vitamini bulunur. Yağ­sız diyet alanlarda diyete ek olarak A vitamini vermek gerekir. Yağ emilimi bozukluklarında, preterm bebeklerde suda eriyen A vitamini pre­paratları kullanılır. Dünya Sağlık Örgütü A vitaminozuna rastlanan bölgelerde suda eriyen A vitamininin 100.000 İÜ olarak yılda 4 kez bütün çocuklara ve süt veren kadınlara uygulanmasını önermektedir.