İskeletiniz, mevcut kemiklerin sürekli olarak yıkılıp yenisiyle yer değiştirdiği mikroskopik 6ir aktivitenin yer aldığı bir arı kovanıdır. Rezorpsiyon olarak adlandırılan kemik yıkım süreci, osteoklast olarak adlandırılan ve kalsiyum ile diğer minerallerini kana bırakarak kemiği kemiren hücreler tarafından gerçekleştirilir. Osteoblast olarak adlandırılan hücrelerden oluşan bir diğer hücre grubu, kemiksi matrisi (hücrelerarası maddeyi) güçlü lifsi bir gözenek oluşturmak için kemik boşluklarına kolajen ve diğer proteinleri bırakırlar. Sonunda osteoblastlar yarattıkları matrise (hücrelerarası maddeye) karışırlar.
Kandaki kalsiyum, fosfor ve diğer mineraller kemik oluşum işlemini tamamlamak için matrise (hücrelerarası maddeye) boşaltılır. Çocuklukta yeni kemik oluşumu kemik yıkımından daha hızlıdır. Bu, kemiklerin uzamasını, ağırlaşmasını sağlar ve yoğunluğu artar. 20’li yaşlarınızın ortalarına geldiğinizde, bu iki süreç yaklaşık olarak aynı hızda seyreder. 30’lu yaşlarınızın ortalarından başlayarak da kemik kaybı, yeni kemik yapımından daha hızlı gerçekleşir.
Kalsiyum ve D vitamini de kemik kaybını azaltabilir fakat bunlar estrojenden daha az etkilidir. Bifosfonatlar olarak adlandırılan ve etidronat, alendronat ve pamidronatı da kapsayan başka bir gaip ilaç, yerleşik osteoporozu bulunan kadınlara reçete edilir. Bu ilaçlar kemik yoğunluğunu arttırabilir. (İğne ya da sprey şeklinde alınabilen) kalsitonin de kemik kaybı oranını düşürür. Estrojen, raloksifen (bir selektif (seçici) estrojen reseptör modülatörü), alendronat ve kalsitonin kırıklan azalttığı da bulunmuştur.