es)
Muhtelif Aloe (Liliaceae) türlerinin yapraklarından çıkartılan usarenin, güneşte veya ısıtılarak yoğunlaştırılması ile elde edilen bir maddedir. Aloe türleri genellikle Afrikada yetişen çok yıllık ve yaprakları dikenli bitkilerdir. Sarısabır bilhassa A. vera L.,A.ferox Miller, A. africana Miller ve A. spicata Thunb. türlerinden elde edilmektedir. Memleketimizin Güneybatı bölgesinde (Demre), Romalılar döneminde yapılan kültürden kalma, yabanileşmiş A. vera L. türü yetişmektedir (Resim: 6). Bu bitki çevrede zehirli olarak tanınır.
Dış görünüşü: Koyu kahve renkli, parlak veya mat görünüşlü, özel kokulu ve acımsı lezzetli parçalar veya kütleler halindedir. Suda kısmen, alkolde ise tamamen çözünür. Dış görünüşü elde ediliş şekline bağlıdır.
Halen ticarette Aloe hepatica (Aloe Curacao-Aloe Barbadensis) ve Aloe lucida (Aloe ferox-Aloe Capensis) olmak üzere iki cins sarısabır bulunmaktadır. A. hepatica cinsinin fiyatı diğerinin iki mislidir.
Bileşim: Serbest veya glikozit halinde antrasen türevleri, uçucu yağ ve rezin taşır. Antrasen türevlerinden en mühimi Aloin (Barbaloin) isimli glikozittir.
Etki ve kullanılış: Kalın barsağa etkili bir müs-hildir. Ağrı ve sonradan kabız yapmaz. Bu nedenle müzmin kabızlarda başarı ile kullanılır. Süt emziren kadınlara verilirse süt ile çocuğa da geçer ve çocukta ishal yapar.
Çiriş ve limon tuzu ile birlikte rahime konularak çocuk düşürmek için de kullanılmaktadır.
Bakınız: Çiriş.
Kullanılış şekli: Hap halinde, günde 0,15-1 gr verilir.
Diğer İsimler; Öd ağacı, Sarısabur.
Aloe vera (L.) Burm. fil.: Sarı çiçekli bir türdür. Romalılar döneminde Antalya bölgesine getirilmiş olup halen de bu bölgede Kale (Demre)’de Myra harabeleri üzerinde yetişmekte ve bölge halkı tarafından zehirli olarak bilinmektedir.
Yöresel adı: Ağu (Antalya: Kale).
Bu türün yaprakları kurutulup toz edildikten sonra bal ile karıştırılarak, günde bir kaşık olmak üzere, mide, barsak ve karaciğer kanserlerine karşı kullanılmaktadır. Yugoslav muhacirlerinin etkisi ile bu şekildeki kullanılış İstanbul çevresine yayılmıştır. Olumlu bir etkisinin bulunduğuna dair ciddi bir araştırma bulunmamaktadır.