Gözakı İltihabı (Sklerit) Ve Episklerit

Sklerit, pek rastlanılmayan bir rahatsızlıktır ve öncelikle 30-60 yaşlar arası kişilerde görünür. Bazen, kendi dokularındaki rahat­sızlıktan örneğin, romatizmal kireçlenme gibi ya da iltihabi bağırsak hastalığından kaynaklanır. Episklerit, daha hafif bir iltihap­lanmadır ve genellikle gençlerde görülür. Bu hastalıklar tek ya da iki gözde birden oluşabilir.

konjek2

Semptomlar

Her iki durumda da gözde mor-kırmızı bir leke belirir veya gözün beyaz kısmında küçük bir şişlik oluşur; gözünüzdeki kan damarları iltihaplanmış ve kızarmış olabilir. Sklerit varsa, gözünüzde sancı  meydana gelir. Eğer sklerit, gözünüzün arka tarafında oluşursa, görme azalması ya da bulanık görme oluşabilir. Eğer bu durumlardan şüpheleniyorsanız, hemen doktorunuzu arayın.

Episk­lerit nadiren ağrılı olur ve bir hafta içinde kendiliğinden kaybolur, ancak periyodik olarak tekrarla­yabilir. Tedavi edilmeyen sklerit, göz akında daha ileri iltihaplan­maya sebep olabilir, bu da göz dokusunda küçük bir delik oluşma­sına neden olabilir.

Tedavi Seçenekleri

Episklerit tedavisinde iltihap sökücü içeren göz damlaları ya da iltihabı azaltmak için haplar verilir. Sklerit tedavisinde, iltihabı azaltmak için, kortikosteroid içeren göz damlaları ya da haplar kullanılır. Ciddi sklerit vakalarında, bağışıklık sistemini koruyucu ilaçlar gerekebilir. Eğer küçük delikler oluştuysa, tedavi için ameliyat gerekebilir.

Kornea Nakli

Nakilden önceki 6 saatte hiçbir şey yememeniz ve içmemeniz bildirile­cektir. Ameliyattan hemen önce, gözünüzün etrafında hissizleştirici bir ilaç enjekte edilirken uyumanızı sağlayacak anestezik bir ilaç ile bir kaç dakikalığına uyuşturulursunuz. Ameliyat 1-2 saat sürer ve genellikle hasta­nede yatmanızı gerektirmez.

Ameliyattan sonra, gözünüze bir günlüğüne bandaj yapılacaktır. Dokto­runuz, bandajı çıkardığı zaman, ışığı, şekilleri ve renkleri göreceksiniz ancak birkaç ay boyunca net olarak göremiyeceksiniz (yeni korneanın iyileşmesi bir yıl sürer). Doktorunuz sizi düzenli olarak kontrol edecek ve en az 6 ay boyunca, belki de hayatınızın geri kalan kısmında göz damlası kullanacaksınız. Tam olarak iyileşme gerçekleştikten sonra gözlük ya da kontakt lens kullanacaksınız. Uzun aylar boyunca, gözünüzü ovalamak ya da gözünüze basınç uygulamaktan kaçınacaksınız; koruyucu bir göz bantı, gözünüzü uyurken koruyacaktır.

Kırmızılaşma, ışığa karşı hassaslık, ağrı ya da kötüleşen görme oluşursa, hemen doktorunuzu arayınız. Vücudunuzun bağışıklık sistemi, nakle­dilen korneayı reddetmeye çalışıyor olabilir; erken davranılırsa, reddetme, başarıyla tedavi edilebilir.

Katarakt: Dr.Bajart’ın Tavsiyesi

Ameliyat, ancak kataraktın görme fonsiyonlarınızı engellemesi durumunda gerekli olur: Gece araba kullanamama, kitap okuyamama, golf topunu takip edememe gibi.

Katarakt görmeyi engellemeye başladığı zaman, hastalarıma tavsiyem, kataraktı almanın en iyi zamanının geç kalmanın aksine daha çabuk olunması gerekti­ğidir. Bunun sebebi kataraktı olgunlaşmadan almanın daha kolay olduğudur. İlerlemiş katarakt sertleşir ve yoğunlaşır ve alınması daha zor olur.

Kataraktın Alınması Ve Yerine Mercek Konulması

Katarakt ameliyatı olanların %98’inden fazlası intraoküler (göz içi) denilen bir mercek taşırlar, bu gözün doğal merceği yerine nakledilen mercektir. Ameliyattan önce, nakledilen merceğin gücünü hesaplayabilmek için, göz doktorunuz, korneanızın kavisini ve gözünüzün uzunluğunu ölçer.

Genellikle ameliyat, bir saatten az sürer. Ameliyat ekibininin farkında olmanıza rağmen hiçbir acı hissetmezsiniz ve ayrıca gözünüzün açık mı yoksa kapalı mı olduğunu söyleyebilecek durumda dahi olamazsınız.

Kataraktın Alınması

Cerrah, çok büyüten bir mikroskop yardımıyla gözünüze bir kesi yapar. Ameliyat için birçok yöntem vardır. Kapsül dışı katarakt ameliyatında, kornea sınırının çevresinde göz akında, yarım daire şeklinde bir kesi (1/3 ile 1/1 inç uzunlu­ğunda) yapılır. Merceğin arka kapsülüne dokunmadan, katarakt alınır; bu, mercek nakline destek sağlar ve retinada oluşabilecek komplikasyon riskini azaltır. Kesi, kendi kendine yok olan birçok ince dikişle kapatılır. Bu ameliyat, korneada astigmat oluşmasına ya da mevcut astigmatın ilerlemesine yol açabilir.

Fakoemülsifikasyon adı verilen yeni bir teknikle, kataraktı ayırmak için yüksek frekanslı ultrason dalgaları kullanılır, böylece katarakt ince bir enjektör tüpüne vakumlanır. Bu işlem sayesinde kesi ölçüsü kaydadeğer bir ölçüde düşer (1/8 ince kadar), ayrıca dikişe gerek kalmaz.

Merceğin Konulması

Mercek alındığı zaman, göz ileri derecede hipermetroplaşır ve odaklanma yeteneğini kaybeder. Plastik bir mercek, sürekli kalacak şekilde, göze yerleştirilir. Ayrı bir bakım gerektirmez ve genellikle düzgün görme sağlar. Çok sıklıkla, mercek irisin arkasına yerleştirilir; buraya posteryör (arka) mercek odası denir. Minik plastik ilmikler, nakledilen parçayı yerinde tutar.

Fakoemülsifikasyon yönteminde, silikon ya da akrilikten yapılan katlanabilir bir mercek, bozuk mercek çekilip alındıktan sonra, minik kesitin içine konulur; yeni mercek, kendi kendine açılır. Fakoemülsifikasyon sonrasında konvansiyonel bir mercek kullanılırsa, cerrah, nakledilecek maddeyi koyabilmek için, kesiti genişletmek zorundadır.

Ameliyattan Sonra

Cerrah, ameliyattan sonra, evinize gitmeden önce, gözünüze bir bandaj ve koruyucu koyar. En yeni cerrahi yöntemiyle, çok küçük kesiler yapılır ve dikiş kullanılmaz ve görme birkaç gün içinde düzelir; büyük kesiler ve dikiş­lerle ise görme birkaç hafta sonra düzelir. Çok kişi, birkaç gün içinde normal faaliyetlerini geri döner, ancak yine de doktorunuzdan size yol göstermesini isteyiniz.

Gözünüzü ovmamak ve başınızı sarsmamak çok önemlidir. Ameliyattan sonraki birkaç saat boyunca kaşıntı, yapışkan gözler, ışığa hassasiyet normaldir ancak ciddi sancılar, ve görmede oluşacak ani bozukluk normal değildir. Bunlar olursa, derhal doktorunuzu arayınız.

Bir mercek, katarakt oluşturduğu zaman, şeffaflığını kaybeder ve bulutsu bir hal alır. Fakoemülsifikasyon yönteminde, kataraktı ayırmak için ultrason kulla­nılır ve ince bir tübün içine alınır. Posteryör (arka) kapsül yapay merceğe destek verir. Nakledilen mercek,  mercek kapsülünün arka duvarı tarafından ve yaya benzeyen iki dal tarafından desteklenir.

Diyabetik Retinopati

Semptomlar

Diyabetik retinopati, kişi hiçbir belirtinin farkına varmadan, çok ileri bir safhaya ulaşabilir. Her halükârda, hastalağın varlığına işaret eden değişiklileri ancak göz doktorunuz tespit edebilir; bu sebeple, şeker hasatası olan kişilerde, düzenli göz kontrolleri çok önemlidir. Göz doktorunuz, retinopatiyi, açılmış gözdibi incele­mesiyle teşhis edebilir. Bu muaye­nede, göz damlaları göz bebekle­rinizi açar ve doktor retinayı oftal­moskop denen bir aletle inceler.

Doktorunuz, kolunuzdaki bir damara boya enjekte edilerek yapılan ve flöresin anjiografi denen bir tahlil de uygulayabilir. Boya, retinanın kan damarlarında dolaşır ve damarların sıvı sızdırıp sızdırmadığını belirlemek için film çekilir.

Proliferatif olmayan retinopatide (diğer adıyla arka plan veya basit retinopati) mevcut kan damarları daralır, tıkanır, bozulur veya oksijenin retinaya aktarılması azalır. Sonuç olarak, retinanın üstünde, eksüda denilen minik sarı noktalar oluşur. Kalan kan damarları, retinanın içinde kanama yapabilir (kan sızıntısı), bu da görmede netliğin azalmasına sebep olur. Kan, gözün maküler bölgesine – görme merkezinden sorumlu kısım- sızarsa, maküler ödem (şişkinlik) oluşur ve okumak ya da ince işlerin yapıl­ması zorlaşır.

Buna ilaveten, yeni narin kan damarları oluşabilir ve retinanın üzerinde gelişir; buna Proliferatif Retinopati denir. Yeni damarlar, genellikle, camsı hümör içine kan sızdırır, bu da bulanık görmeye sebep olur. Arızalı damarların onarılması sırasında, vücut yaralı doku üretebilir; bu da retinaya baskı yapar ve retinanın kopma­sına ve görme kaybına sebep olur.

Tedavi Seçenekleri

Göz şekeri seviyenizi sıkı kontrol altında tutmak, uzun dönem retinopati gelişmesi şansını azaltır ve ameliyat gereksinimini % 50 düşürür. Her türlü yüksek kan basıncını kontrol etmek de önemlidir. Proliferatif olmayan retinopatiniz varsa, göz dokto­runuz, vakanın ne kadar ciddi olduğuna bağlı olarak, her 2 ile 6 ayda bir, açılmış göz dibi muayenesi önerebilir. Proliferatif retinopatiniz varsa, doktorunuz her ay muayene olmanızı önerebilir. Dikkatli bir takip sayesinde, görüşünüz olumsuz şekilde etkilenmeden önce, tedaviniz başlatılabilir.