Kornea, ışık dalgalarını odaklama sürecini başlatır ve canlı bir resim, gözün arka tarafında belirir; bu işleme kırılma denir. Gözlerde oluşan sorunların birçoğunda kırılma problemi vardır. Işık, daha sonra, renkli irisin içinde bulunan delikten, yani gözbebeğinden geçer. Parlak ışıkta, gözbebeğinin çapı yaklaşık 0,06’inç’e (0,1524 cm) kadar değişirken; karanlık ışıkta, gözbebeğinin çapı, altı kat büyüyerek 0,33’inç (0. 8382 cm) olur.
Duygular da, gözbebeğinin çapının değişmesine sebep olur; sinirli bir ruh hali gözbebeğinin küçülmesine sebep olurken, olumlu ruh halleri (ve bazı ilaçlar) büyümesine sebep olur. İrisin içinde bulunan melanin maddesi, gözlerin rengini belirler. Eğer, koyu renk gözlere sahipseniz, bu, irislerinizde yüksek oranda melanin konsantrasyonu olduğu anlamına gelir; mavi veya yeşil gözlü iseniz, düşük miktarda melanin konsantrasyonu var demektir.
Işık, daha sonra, sağlıklı olduğu zaman parlak bir disk olan, göz merceğinden geçer. Uyum adı verilen bir süreç göz merceğinin şeklini değiştirir ve bu durum gözün odaklama yapmasına yardımcı olur, aynı bir kamera merceği gibi. Üzerine odaklanılan ışık, camsı cisim dediğimiz, koyu, jelatinimsi bir sıvının içinden geçerek retinaya düşer. Retina, gözün arka tarafında, ışığa duyarlı hücrelerden oluşan bir perdedir.
Retina (Latince “net”) çok uygun bir isimdir. Katmanlarında, ışığa duyarlı, milyonlarca çubuksu retina hücresi ve koni hücresinden oluşur. Çubuksu retina hücreleri, ışığı algılar; koni hücreleri ise rengi algılar. Çubuksu retina hücreleri ve koni hücreleri ışıkla karşılaştıkları zaman, kimyasal bir tepkime oluşur ve bundan elektriksel içtepi meydana gelir. Elektriksel tepi, görme sinirlerinin içinden geçerek, retinadan beyne ulaşır; siz bu algılamayı görmek olarak yaşarsınız.
Kimyasal tepkimenin içindeki kimyasallardan biri, A vitamini türevlerinden biri olan retinol’dür. Bu yüzdendir ki, A vitamini eksikliği, halk arasında tavuk karası da denen gece körlüğüne sebep olur. Koni hücrelerinin olmaması ya da çalışmaması da renk körlüğüne sebep olur.
Gözün, hastalanabilecek başka yapıları da vardır. Göz akı (sklera), konjuktiva denen, şeffaf bir zar ile kaplıdır. Bu zar iltihaplanıp enfekte olabilir, bu sık karşılaşılan ve göz nezlesi dediğimiz Conjunctivitis’dir.
Göz hareketleri, normal olarak, uyum içinde çalışan bir kas grubu tarafından kontrol edilir. Bazı insanlar, uyum sorunu olan göz hareketlerine sahip olarak doğarlar ve bu durum bazı görme sorunlarına sebep olur.
Gözyaşı, gözyaşı bezleri tarafından üretilir. Gözyaşı bezleri, kaşların dış tarafındaki kemiğin altında bulunur. Bazı gözlerde, kimi zaman, yeteri kadar gözyaşı üretilemezken, kimi zaman da, oluşan gözyaşı, uygun şekilde dışa akıtılamaz.
En sık karşılaşılan göz problemleri, odaklama problemleridir: Miyopluk, hipermetropluk, presbiyopi. İltihaplanmalar, yapısal sorunlar ve tümör oluşması riski de vardır.