“Traktör ve göl” bu farklılıktan kastettiğimiz şeyi örnekliyor. Bir traktörü bir göle sürdüğünüzde, saplanıp kalırsınız. Peki, traktör gölle mücadele etmeye çalışırsa ne olur? Daha da derinlere batar. Kim daha güçlü, traktör mü, göl mü? Açıkçası, göl daha güçlüdür. Yalnızca kendi enerjisine sahip olmakla kalmaz, aynı zamanda traktörün harcadığı bütün enerjiyi de emer. Bu durumda, traktör aktif enerji, göl de pasif enerjidir.
Göl yin enerjisi ya da kadının enerjisi, traktör ise yang, yani erkek enerjisidir. Dolayısıyla, kadın her yönden erkekten fazlasıyla üstündür: fiziksel, duygusal, psikolojik ve ruhsal olarak. Fiziksel olarak, belden aşağıya, bir kadın bir erkekten fazlasıyla üstündür. Bir erkeğin güçten düştüğü noktada, daha uzun yaşar ve daha kısa bedeninde daha güçlüdür.
Kadın acıya ve fiziksel güçlüklere dayanma konusunda da erkeği geride bırakır. Kadının bedeni yapısal olarak erkeğin bedeninden çok üstündür. Duygusal olarak, kendi duygularıyla daha çok uğraşır ve duygusal merkezinde daha güçlü bir kapasiteye sahiptir. Psikolojik olarak, telepati ve durugörü yoluyla kendi iç benliğine ulaşır ve uyum sağlar. Bir kadın, fiziksel yapısı sayesinde bu bağlantıyı bir erkeğe göre daha rahat yapabilir. Cinsel organları bedenin içinde olduğu için, bir kadın kendi iç dünyasına ulaşma eğilimindeyken, bir erkeğin cinsel organları bedenin dışındadır, bu da onu daha dışarıya yönelimli kılar. Bir kadın kendisiyle içsel bağı ve toprak merkezi, doğayla olan bağı ve bilgisi yüzünden, bir erkeğe göre ruhsal olarak daha uyumludur.
“Traktör ve göl” sözündeki başlıca mesaj, gölün traktöre kendini bırakma yeteneğidir; ayrıca, Tao’nun yolu da kendini bırakmaktır, çünkü Tao dişildir. Bunu her açıdan görebilirsiniz. Bir şeyin üstesinden gelmeye her çalıştığınızda onun enerjisine kendinizi bırakır, onun enerjisini kendi yararınız ve iyiliğiniz için kullanırsınız.