Tırnaklar

tirnaklar

Tırnaklar, derinin dış tabakası olan epidermisteki ölü hücrelerden oluşan kalınlaşmış, sertleşmiş plaklardır. Tırnak yatağı canlıdır ve sürekli olarak ölen, birbirine yapışarak sert bir maddeye dönüşen ve tırnağı oluşturan yeni hücreler üretir. Kütikül, tırnak tabanını enfeksiyona neden olan bakteri ve mantarlardan korur.

Bebeklerde Solunum güçlüğü

Yenidoğanda   solunum   güçlüğü   yapan  ne­denler şöyle özetlenebilir: solunum sistemi ile ilgili nedenler üst solunum yolları ile ilgili koana atrezisi kongenital stridor trakea stenozu bronş darlığı akciğerlerle ilgili

İdiopatik solunum güçlüğü sendromu

(ırds) geçici taşipne mekonyum aspirasyonu primer   pulmoner   hipertansiyon    (fetal dolaşımın devam etmesi)

Anamnez ile İlgili Diğer Ayrıntılar

A.Menstruasyon Hikâyesi: Menstruasyon anamnezi, ektopik gebelik, ara sancısı (patlamış över follikülüne ait), ve endometriozis tanısı için çok önemlidir.

B.İlâç Hikâyesi: İlâç hikâyesi hem preoperatif bakım hem de tanı yönünden değerli bilgiler taşır. Antikoagülanlar retroperitoneal, intramural, duodenal ve jejunal hemotamlarda suçlanmış; oral kontraseptifler ise benign karaciğer adenomu ve mezenter enfarktüsünden sorumlu tutulmuşlardır. Ayrıca özellikle kortikosteroidler ileri peritonit halinde bile klinik bulguları maskeleyebilmektedirler.

C.Aile Hikâyesi: Aile hikâyesi medikal akut karında en iyi bilgileri verebilmektedir.

D. Seyahat Hikâyesi: Seyahat anamnezinin oluşu karaciğer amip absesi veya kist hidatiği, sıtma dalağı, ileoçekal bölgedeki tüberküloz ve salmonella typhi enfeksiyonu ile dizanteri ihtimalini artırmaktadır.

Laringomalasi (basit kongenital laringeal stridor)

Laringomalasinin en sık nedeni larinksi çev­releyen krikoid kıkırdağın normalden yumuşak oluşudur. Bu durum, inspirium sırasında lume nin aşırı kollabe olması ile stridora yol açar. Ba­zen epiglottun uzun ya da eğik, bazı vakalarda ise aritenoid kıkırdakta, ya da ariepiglottik kıv­rımlarda gevşeklik, bu yapıların inspiriumda glottis içine çekilmesiyle darlık nedeni olabilir. Bu nedenlerle bozukluğa «kongenital gevşek larinks», «inspiratuar laringeal koliaps» gibi isimler de verilmiştir.

Laringomalasi, erkeklerde kızlara göre iki kez daha sık görülmektedir. Pectus excavatus ile birlikte olabilir.

Yenidoğan bebekte inspirium kuvvetli bir hava alamı oluşturacak güçte olmadığından ba­sit laringomalaside gürültülü solunum genellik­le çocuk 1 2 aylık olunca farkedilir. Stridor ge­nellikle alçak, bazen ise yüksek frekanslı ve tit­reşimli bir sestir. Genellikle yalnız inspiriumda duyulur. Laringomalaside fonasyon bozulmamış­tır, ses ve ağlama kuvvetlidir. Stridor genellikle devamlı olmayıp intermittandır. Heyecan veya fiziksel aktivite ile artar. Uykuda ve çocuk sa­kinken çok azalır veya kaybolur. Pozisyonla de­ğişir. Sırtüstü yatar pozisyonda artar, yüzüstü durumda ise azalır. Renk, iştah iyidir, tartı alımı normaldir.

Laringoskopik muayene tanıyı kesinleştirir. Hemen doğumdan sonra başlayan, sürekli olan, disfoni, dispne, huzursuzluk gibi belirtiler gös­teren, tartı alımı normal olmayan stridor vaka­larında basit laringomalasi dışında daha ciddi nedenler araştırılmalıdır. Bunun için direkt laringoskopi, bazen de sinefluoroskopi ile boyun ve göğüs radyografisi gibi incelemeler gerekir.

Basit kongenital stridorda prognoz iyidir. Stridor genellikle 6 ile 18 aylar arasında kaybo­lur.   Spesifik bir tedavi  gerekmez.

NÜKLEER MANYETİK REZONANS GÖRÜNÜMÜ

Dokuların metabolik işlevleri ve fizyolojik durumu hakkında bilgi temin ettiğinden nükleer tıbbın birçok avantajına sahiptir.NMR kan akımı hakkında da bilgi temin edebilir. Görüntülemenin yapıldığı enerji hududlannda NMR’nin biyolojik hastalık etkisi gösterilmemiştir.

NMR görüntülenmesi bugün sadece hidrojen protonlarıyla yapılmaktadır. Bu protonların nükleusları değişken sayıda partiküllere sahiptirler ve mıknatıs olarak davranırlar. Bu nükleuslar çeşitli yönlerde dönerler, ancak kuvvetli bir manyetik sahaya toplandıklarında nükleus aksları manyetik saha ile uyumlu şekilde sıraya dizilirler. Bu nükleuslar, manyetik saha kuvveti için spesifik yankı sıklığındaki zayıf radyo dalgalarına maruz kaldıklarında açılırlar ve magnetik sahaya karşı sıralanırlar. îlk yönlerine döndüklerinde absorbe ettikleri sıklıkta radyo dalgaları neşrederler.

Radyo dalga sıklığı saha kuvvetiyle orantılıdır, bu nedenle eğer manyetik saha nonunıform kılınır ve sahagradient dağılımı bilinirse, elde edilen sıklık görüntülenen plandaki hidrojen dağılımı hakkında bilgi verir. İşaretin kuvveti sadece hidrojen dansitesi yansıması değil 2 gevşeme parametresinin Tj ve T2 yansımasıdır. Bunlar dokuların fiziki ve kimyasal faktörlerine bağlıdır (elemental kompozisyon, moleküler yapı, ısı, viskozite vb.) T nükleusların kendilerini dış manyetik saha ile sıraya sokmalarındaki hızla oranlıdır; T radyo dalgalarının nükleer neşredilişindekı gecikme hızını temsil eder. Berrak sıvılar genelde uzun T1 zamanına sahiptir.

NMR’nin kan akımı çalışmasındaki bir özelliği, bilgi kazanma olayının başarılmasının yaklaşık 50 mili saniye olmasına dayanmaktadır. Eğer hidrojen iyonları görüntüleme planından daha hızlı hareket ederlerse, işaretleri kaybolacaktır. Bu nedenle kan akımıyla çalışmak mümkündür, zira hızlı hareket eden protonlar işaret vermezse daha yavaş hareket edenler bir işaret yayacaklardır ki bunların kuvveti akımın sürati ile orantılıdır.

Bu gün iki tip NMR görüntüleyicisi kullanılmaktadır. Bir tanesi, mukavemet eden mıknatıstır ve diğeri ise süper iletici mıknatıstır ki, son derece düşük ısılarda elektriğin tellerden hiç dirençsiz akması prensibi kullanılarak geliştirilmiştir. Bu derece soğutmayı elde edebilmek için, büklümler etrafından sıvı helyum kullanılır. Dirençli mıknatıslar rahatsız edicidir ve ağırlıkları insan görüntüsü için saha kuvvetini arttırmaktaki kısıtlayıcı faktörlerden biridir. Dirençli mıknatısın saha kuvvetlendirmesi genellikle 1-1,5 KG hududundadır (KGdulo gauss). San Francisco California Üniversitesindeki süper iletici görüntüleyici 3,5 KG saha kuvvetlendirici olarak fonksiyon görmektedir. Bilgi edinimi için multipl teknikler mevcuttur. Bazıları saturasyon recovery, spın echo, inversion recovery ve serbest endüksiyon çekmesidir.

NMR halen ABD ve Avrupada çeşitli hastanelerde araştırılmaktadır. NMR için en büyük endikasyonlar beyin ve santral sinir sistemi çalışması olarak gözükmektedir . Her iki sekste pelvis, NMR He en iyi şekilde çalışır. Diğer sahalarda giriş yeri böbrekler, retroperitoneum, karaciğer, pankreas mediastinum ve kalp olunca iyi çalışabilirler. Akciğerler daha az iyi şekilde görülürler, ancak nodüller ve akciğer karsinomu iyi araştırılabilir. NMR ile sindirim sistemi iyi çalışılamaz, zira scanning birkaç dakika alır ve peristaltizm ve rastgele bağırsak hareketleri görüntüyü bozar.

Kemik ve omurgalar da NMR ile iyi muayene edilirler. Her ne kadar kemik korteksi iyi belirti vermezse de hemen hiç hidrojen ihtiva etmediğinden süngerli kemik çok sinyal verir, zira protein ve yağ içerir.

NMR’nın dokulardaki kimyasal farklılıkları tayin edebilme kabiliyeti multipl sklerozıs ve dejeneratif beyin hastalıklarının kolay tanısına neden olmaktadır. Kanayan arteriovenöz malformasyonlar ve beyaz veya gri maddelerdeki değişiklikler büyük açıklıkla tespit edilmiştir.

NMR lezyonları malign veya benign veya abse ya da hematom olarak karakterize edebilecektir. Böbrekte çok küçük tümörler kadar inflamatuar değişiklikler ve kanama tayin edilmiştir. Kan damarları kolaylıkla görünmüştür. Duvardaki ateromlar genellikle lipit içermektedirler ve iyi sınıflandırılmışlardır. Adrenal bezler NMR ile mükemmel ayrıntıda görülürler.

NMR’nın CT scanningi kadar iyi olmadığı birkaç saha vardır. Bunlar sindirim kanalı, kemik korteksi ve kalsifiye lezyon çalışmalarıdır.