Fibroidler (leiomyomalar)

Leiomyomların özellikleri:
• östrojen duyarlıdırlar
gebelikte hızlı büyürler.
• Küçülme: menopozda ya da anti-gonadotropik hor­mon tedavisi ile olur.

Uterusta yerleşimleri;
• Subseröz: uterus yüzeyinin dışında, hemen perito­nun altında.
• interstisyel (en sık): düz kasla çevrelenmiştir.
• Submüköz: hemen endometriumun aşağısında uzanır.

Makroskopik olarak:

• Yuvarlak, lastik kıvamında, soluk nodüllerdir. Kesit yüzü yuvarlak çizgilenmeler içerir.
• Pseudokapsülleri ile iyi sınırlanmışlardır ve polipoid saplı hal alabilirler.
• Boyutları değişkendir. Büyük çoğunluğu 2-4 cm olmaktadır (fakat çapları • Tipik olarak multiple’dirler

Mikroskopik olarak görünümleri:

• Kollajenöz stromanın arasında yer alan düz kas hücre adalarından oluşur.
• Hücresel atipi gözlenmez, mitoz çok az olarak izlenir.
• Birkaç tane, seyrek olarak rastlanan histolojik olarak değişik tipleri mevcuttur, örneğin miksoid tip.

Klinik özellikler-Leiomyomalar, anormal menstrüel kanama, dismenore ve infertilite ile karşımıza çıka­bilirler.

Komplikasyonlar:
• iskemik dejenerasyon: Başta gebelik olmak üzere, uterin fibroidlerde sıklıkla kan akımı gereksinimi arta­bilir. Saplı tümörler torsiyone olarak venöz infarkta sebebiyet verebilirler. Lezyonlar yumuşak ve tüm alanlarda koyu kırmızı hal almaktadır (dolayısı ile ‘kır­mızı dejenerasyon’da denir).
Gebelik: Gebelik süresince leiomyomalar, spontan düşük, prematüre doğum, doğum eylemini engelle­mek,… gibi komplikasyonlara neden olabilirler.
• Baskı: Karında büyük kitle etkisi ile, bir takım so­runlara sebep olabilirler, örneğin mesane basısı vb.

Ultrasound ve laparoskopi ile araştırılabilirler.

Tedavi:
• Cerrahi: Gebe kalmak istemeyen aile birey sayısını tamamlamış kadınlar sıklıkla histerektomiye giderler.

• Medikal: Uterin leiomyomalar, büyüklüklerini koru­yabilmek için östrojene ihtiyaçları vardır. Dolayısı ile ailesi tamamlanmamış (çocuk doğurma isteği olan) kadınlarda tedavide GnRh agonistleri kullanılarak fibroidlerin küçültülmesi sağlanmalıdır, yani hipoöstrojenizm indüklenmelidir. Myomun cerrahi olarak çı­karılmasından (myomektomi) daha kolay olmaktadır.

Endometrial adenokarsinom oldukça sık olarak gözlenmektedir. Kadınlarda izlenen tüm kanserlerin yaklaşık olarak %7’sini oluşturmaktadır. Ortalama ortaya çıkış yaşı 56’dır ve %80 olgu postmenopozaldir.

• Hiperöstrojenik durum: obesite, diabet, geç menopoz, uzun süre karşılanmamış östrojen kul­lanımı, östrojen sekrete eden tümörler.
• Önceden pelvik radyasyona maruz kalma.iki ana grup mevcuttur-hiperöstrojenik ve hiperöstro­jenik olmayan tümörler.

KAHKAHA TOHUMU

Bazı İpomoea (Convolvulaceae) türlerinin tohumudur. Bu türlerin kökeni tropikal Amerika olmakla beraber bazı türler (/. acuminata (Vahi) Roemer et Schultes, /. purpurea Roth ve diğerleri) Avrupa ve Türkiyede süs bitkisi olarak yetiştirilmektedir.

Bu türler bir veya çok yıllık, sarüıcı tırmanıcı ve otsu bitkilerdir. Yapraklar genellikle kalp biçiminde ve saplıdır. Çiçekler huni şeklinde, beyaz, mavi, pembe veya morumsu renklidir. Meyva bezelye büyüklüğünde ve genellikle 4 tohumlu bir kapsüldür. Tohumlar siyah renkli ve üç yüzlüdür.

İ. violacea L. ve diğer bazı türlerin tohumlarında, çavdar mahmuzunda bulunan lisergik asit türevi alkaloitlerin yapışma benzer alkaloitler bulunmaktadır. Bu alkaloitler L.S.D. gibi halusinogen bir etkiye sahip olduklarından, bu türlerin tohumlan eski çağlardan beri Meksikada uyuşturucu madde olarak kullanılmaktadır. Tohumlardaki alkaloit miktarı çok düşüktür. Bu nedenle 200-500 mikrog-ram L.S.D. etkisi elde etmek için 200-500 adet tohum yemek gerekmektedir (1)

Türkiyede süs bitkisi olarak yetiştirilen tür ve varyetelerin halüsinojen alkaloitler taşıyıp taşımadıkları henüz araştırılmamıştır..

Güney Anadolu bölgesi (Antalya, İçel, Adana) sahil kumluklarında yetişen İ.stolonifera (Cyr.) J.F. Gmeün türü lisergik asit türevleri yönünden incelenmelidir.

Diğer isimler: Boruçıçeği.

Semptomatoloji

d) Ağrının devamı açık olarak öğrenilmelidir. Aşağıda zikredi­len muhtemel sebepler birer birer gözden geçirilip elimine edilme­lidir.
Hastalığın gidişi: Ağrı krizleri arasmdaki serbest enterval has­talık ilerledikçe daralır. Hasta her an krizi bekler. Bu yüzden hu­zursuzdur. Hafif bir provokasyonla ağrı krizi uyanır. Genel hal ve ağrı sebebiyle hastanın beslenmesi bozulur. Hasta ya intihara te­şebbüs eder veya morfinman olur. Sponton şifa nadir de olsa müm­kündür.
Ayırıcı teşhis:
1 — Çürük dişler
2 — Çürüksüz pulpit
3 — Gömülü dişler Cenfekte olmak şartıyla)
4 — Yirmi yaş dişi erupsionu
5 — Periapikal lezyonlar
6 — Osteoperiostit
7 — Çekim sonu nöromu
8 — Stomatit
9 — Sinüzit
10 — Sinir damarında arterioskleroz
11 — Gasser ganglionu tümörleri
12 — Anevrizmalar
13 — Serebello pontin açısı urları
14 — Çene urları ve kistleri
15 — Menengial taharrüş
16 — Tabes
17 — Diabet
18 – – Costens sendromu
19 — Migren
20 — Psikalji
21 — Nadir olarak göz ve burun lezyonlarmı da düşünmeli ve bu bakımlardan gerekli tetkikler yapılmalıdır. Ayrıca kanda üre, şe­ker tesbiti ve Wassercnan yapılması icap eder.
Esansiel trigeminus nevraljisinin tedavisi: Etyolojisi hilinmediği için etyolojik tedavi yapmak imkanı yoktur. Bu bakımdan bir çok ilaç ve tedavi metodu denenmiştir. Bir vakada faydalı olan tedavi, diğerinde müessir olmamaktadır. Hafif vakalarda tıbbi, ağır va­kalarda ise cerrahi tedavi tatbik edilir.