Enjektör Ne Demek? Enjektör Nedir?

Fransızca kökenli enjektör kelimesi Türkçede iğne, şırınga anlamlarına karşılık gelir. Bu anlamlarıyla enjektör bir sıvının basınçla bir yerden başka bir yere aktarılmasını sağlayan araçtır. Bu araca tıp alanında sıkça rastlayabilirsiniz.

  • Enjekte etmek; Bir yere enjektör kullanarak sıvı aktarmak anlamına gelir. Örneğin; hastaneye gittiğinizde aşı olduğunuzda o aşı size enjekte edilmiş olur.

Tıp Terminolijisi Sozlük

SOZLUK

Adjuvant terapi: Bir birincil tedaviyi arttıran tedavi. Örneğin, bir hasta ameliyat ya da radyas­yonla tedavi olduktan sonra kansere karşı kemoterapi uygulanması.

Aerobik: Oksijen gerektiren bir sürece ait olma. Örneğin, aerobik egzersiz, yüksek miktarda oksijen alımını gerektirir.

Afazi: Merkezi konuşamama hali; bir beyin yaralanması sonra­sında oluşur.

Akut: Hızlı oluşan ve kısa süreli ve şiddetli semptomlar şeklinde görülen durum.
Alerjen: Alerji (hassasiyet) uyandıran madde. Alerji: Hastalıklardan veya yabancı maddelerle tedaviden sonra meydana gelen, vücudun reaksiyon yeterliliğindeki değişiklik.

Alveoli: (Alveolus kelime­sinin çoğulu) Akciğerde “bronchiole” uçlarının genişlemesi ile meydana gelen ince hava kesecikleri, petek.

Ambolizm: Bir kan pıhtısının bir kan damarını tıkaması.

Ambulatory: Yürüyebilmeye muktedir; yatağa bağımlı değil.

Amnezi: Hafızayı kaybetme, unutkanlık.

Ampütasyon: Bir organın ya da diğer bir vücut parçasınn ameli­yatla çıkarılması.

Anaerobik: Oksijen gerektir­meyen süreçlere ait.

Analjezik: Ağrı dindiren ilaçlar.
Androjen: Erkeklik karakteri sağlayan madde. Testislerde üretilir.

Anensefali: Çocuğun, beynin büyük bir kısmı ya da beyni çevreleyen kafatası kemik­leri olmaksızın doğduğu doğum kusuru.

Anevrizma: Atardamar cidar­larının zayıflamış noktalarında meydana gelen şişlik (kesecik). Anevrizma genellikle yüksek tansiyondan kaynaklanır.

Angina pectoris: Kalbin kan talebi damarların tedarik ettiğinden fazla olduğu zaman  örneğin, fiziksel zorlanma boyunca – göğüste meydana gelen geçici ağrı.

Anoreksİ: Gıdalara karşı iştah­sızlık.

Antibiyotik: Hastalığa sebep olan bakteri ve bazı diğer organizmaları yok edebilen ya da bunları engelleyebilen bir madde.

Antihistamin: Histamin tesirini önleyen.
Antijen: Organizmada antikor yapan madde.

Antikoagülan: Kanın pıhtılaşma eğilimini azaltan bir madde.

Antikor: Özel bir yabancı maddeye tepki veren ve hücum eden ve bağışıklık sistemi tarafından üretilen bir madde. Örneğin, bağışıklık sistemi, vücudu istila eden mikroplara saldıran antikorlar üretebilir.

Antiseptik: Mikroorganizmaların çoğalmasını engelleyen ve onları öldüren maddeler.
Apne: Solunumda geçici durma hali.

Arrythmia: Nabızda oluşan anormal ritim.

Arthroplasty: Eklemler üzerinde yapılan plastik ameliyatlar.

Tıbbi Çalışmaları Yorumlama

Bir çalışmanın verimliliğini etkileyen pek çok faktör vardır. En önemli farktörlerden bazıları aşa­ğıda sıralanmıştır.

Çalışmanın Boyutu

Bir çalışmanın denek sayısı ne kadar fazla olursa, o çalışmanın fazla sayıda insan üzerinde uygu­lanabilecek sonuçlar üretme olası­lığı da o kadar yüksek olur.

Bunun iki sebebi vardır.

– Birincisi, herkes aynı değildir ve bir çalışmanın denek sayısı ne kadar fazla olursa, o çalışmadan elde edilen bulguların, çoğu insan üze­rinde uygulanabilirliği de o kadar yüksek olur.

– İkincisi, bir çalışma­nın denek sayısı ne kadar fazla olursa, o çalışmadan elde edilen bulguların rastlantısal olma olası­lığı da o kadar düşük olur.

Bununla beraber, binlerce insan üzerinde uygulanan geniş ölçekli çalışmaların da kusurları olabilir ve bazen çok küçük çalış­malar öyle çarpıcı bulgular ortaya koyar ki çoğu bilim insanı bunları kabul eder.

Şans Faktörünü Kontrol Etmek

Şans, tüm çalışmaların sonuçlarını etkileyebilecek bir faktördür. Her gün bir vitamin hapı alan insan­ların, almayanlardan daha fazla yaşadığını öne süren bir çalışmayı ele alalım. Çalışmayı yürüten dok­torlar, her gün vitamin desteği almanın ömrü uzattığı sonucuna varmadan önce, çalışmadan elde edilen bulguların rastlantısal olarak ortaya çıkıp çıkmadığını sorgula­malıdırlar.

Bulgunun (örneğin Ömrün uzamasının) şansa dayalı olma ve fakat (bu durumda) günlük vitamin hapı almayla bir bağlan­tısı olmama ihtimalini kendilerine sorarlar. Bu sorunun cevabı, ista­tistiksel testlerde yatar. Doktorlar, bulgunun rastlantısal olma ihtimali %5’den az ise bulgunun muhteme­len geçerli (ya da “istatistiksel açı­dan anlamlı”) olduğu konusunda genellikle hemfikirdirler.

Belli durumlarda, istatistiksel açıdan anlamlı olma eşiği, %1 gibi, daha düşük olarak belirle­nir. Genelde, bir çalışmada ne kadar fazla denek olursa, tedavi gören ve görmeyen denekler arasındaki farkın istatistiksel açı­dan anlamlı bulunma ihtimali de daha yüksek olur. Çalışmanın boyutunun şans faktörünü kont­rol etmeye faydası da budur.

Günlük vitamin hapı kullan­manın ömrü uzatmaya gerçek­ten faydası olabileceğini, ancak bu çalışmanın bu bulguyu tespit etmek için yeterince geniş ölçekli olmayabileceğini göz önünde bulundurmalılar.

Çalışmanın Süresi

Bazı tıbbi tedaviler çok çabuk sonuç verir. Örneğin, antibiyotikler birkaç gün içerisinde çoğu hasta­lığı iyileştirebilir. Diğer tıbbi teda­vilerin ve sağlığınızı korumanız için halen önerilmekte olan tedavi­lerin hemen hepsinin faydalarının elde edilmesi uzun yıllar almıştır. Bu nedenle, çalışmaların, bir uygulamanın (tarama testinden geçme, beslenme alışkanlıklarınızı değiştirme veya günlük vitamin hapı kullanma gibi) faydalı olup olmadığı konusunda sonucuna varmak için, uzun yıllar boyunca yürütülmesi gerekir.

Çalışmanın Türü

Yürütülebilecek pek çok çalışma türü vardır. Şüphesiz, en kolay ve en az maliyetle yürütülen çalış­malar en geçersiz sonuçlar ortaya koyanlardır. Buna karşılık, en zorlu ve en fazla maliyetle yürütü­len çalışmalarda sonuçların geçer­lilik oranı artar.