Etiket: Ağız ve Diş Sağlığı
Bebek Ağız Sağlığı Ve Hastalıkları
HalitosisHağızda fena koku); ağız hijyeninden yoksun çocuklarda, üst solunum yolu infeksiyonlarmda, özellikle adenoid vejetasyonlu çocuklarda görülür. Ketoasidozda ağız aseton kokar.Trismus; çene kaslarının kasılması sonucu ağzın açıklamamasıdır. En sık tetanosda görülür, ilk gelişen bulgudur ve en son kaybolur.
Dudaklar
Dudaklarda yarık (tavşan dudağı), damakta yarık (kurt ağzı) bazen kalıtsal, bazen de embriyonal dönemden kaynaklanan kongenital anomalilerdir.
Cheilosis (angüler stomatit); ağız köşelerinde derin ülserasyon, kabuklanma ve ‘çatlaklarla belirlenir. Aşırı salivasyonda ve riboflavin eksikliğinde rastlanır.
Ragadlar; dudaklardan ve özellikle ağız köşelerinden deriye uzanan çizgisel nedbelerdir. Lezyon mukozada da varsa sifilis düşünülmelidir.
Dil
Dilin tat duygusunu sağlayan sinirleri nervus fasiyalis, nervus glossopharyngeus ve nervus trigeminusun mandibülar dahdır. Bunlara özgü hastalıklarda tat duygusu bozulur. Koku alınamadığı durumlarda da tat duygusu bozulur.
Dilin büyük olması (makrogîossi); hinotiro-idide miksödem nedeniyle gelişir. Dil lenfanüomlarında, dil büyüklüğü yanısıra papillalar belirgindir ve çoğu kez boyunda kitleler ele gelir.
Anemide dil soluktur. Demir eksikliği anemisi ve pernisiöz anemide dil solukluğunun yanısıra papillalar atrofiktir. Üzerleri düzleşmiştir ve ağrılı olabilir.
Glossit, dil mukozasının iltihabıdır. Dil parlak kırmızı ve ağrılıdır. Antibiyotik kullanımı sonucu, B grubu avitaminozlarda, streptokok in-feksiyonlarında görülür. Kızılda dil ahududu görünümünde olur. Tifoda dilin orta kısmı siyaha çalan renkte ve paslı, kenarları kırmızıdır. Frenulum Cdil bağı) bazen dilin hareketlerini kısıtlayacak kadar kısa olabilir. Yemeyi ve konuşmayı engellemiyorsa önem taşımaz.
Ağız mukozası
Moler dişler hizasında etrafı kırmızı, toplu iğne başı büyüklüğünde beyaz kabarıklıklar, kızamığın patognomik belirtisi olan koplik lekeleridir. Kabakulakta, parotis bezinin Stenon kanalının ağzı, 2. üst azı dişi hizasında hafif kırmızı, topluiğne başı büyüklüğünde bir açıklık olarak görülür. Epstein incileri, yenidoğanda sert damakta müköz glandlarm obstrüksiyonu sonucu gelişen inklüzyon veya. retansiyon kistleridir. Spontan olarak kaybolurlar.
Yanak içinde, dil ve damakta süt parçacıkların andıran beyaz lezyonlara pamukçuk (müge) denir. Candida albicans (monilia) infeksi-yonuna işaret eder. Yenidoğanlarda sıktır. Uzun süre antibiyotik alanlarda, ağır hastalıklarda da görülebilir.
Ağız içinde beyaz etrafı kırmızı, ağrılı ülser plaklarına aft adı verilir.
Stomatit, ağız boşluğunun etiolojisi değişik iltihap, ülserasyon ve eksüdasyonudur. En sık aftlarla birlikte olur (stomatitis aphthosa). Antibiyotikler, mantar infeksiyonları, yakıcı sıvılar, vitamin eksiklikleri, agranülositoz, lösemiler ağız içi iltihabına yol açar. Yanakların ve dudakların iç yüzünde pigmentasyon Addison hastalığında ve Peutzjeghers sendromunda görülür. Lösemilerde, kanama diyatezlerinde peteşiler görülebilir. Ağız mukozasındaki döküntüler enantem adım alır.
Dişler
Dişlerin yaşa uygun olup olmadığı kontrol edilir. Dişlerin çıkmasmdaki aşırı gecikme hipotiroidiyi düşündürmelidir. Nadiren ailevi bir özellik olarak dişlerde eksiklik veya fazlalık görülür. Hiç diş çıkmaması kongenital ektodermal bir bozukluktur ve çoğu kez saç, tırnak ve ter bezlerinde değişiklikler ile birliktedir. Nadiren yenidoğanda natal diş görülebilir.
Tetrasiklin grubu ilaçlar ve demir preparatlan dişlerde sararma ve siyahlaşmaya yol açar. Ayrıca dişler deformasyon ve çürük açısından da değerlendirilmelidir.Üst kesicilerin kenarlarının çentikli veya kanca biçiminde oluşu kongenital sifilisi düşündürmelidir (Hutchinson dişleri).
Pyorrhoea alveolaris, diş eti ile diş arasına giren mikroorganizmaların oluşturduğu iltihabi bir durumdur. Diş etine bastırıldığında cerahat gelir. Kurşun zehirlenmelerinde diş etlerinin serbest kenarlarında mavi şerit (kurşun sülfür) görülür.
Farinkste hiperemi, postnazal akıntı, lenf bezlerinin belirgin oluşu gözlenebilir. Genellikle iki yaşından küçüklerde rastlanan retrofaringeal apsede, farinkste müküs birikimi, yutma güçlüğü, horlayarak soluma ve yüksek ateş vardır.
Tonsillalarm büyüklüğü, rengi, eksüda ve membran olup olmadığı incelenir. Streptokok anjininde tonsillalar koyu kırmızıdır. Üzerinde folliküler cerahat odakları vardır. Boyun lenf bezleri de büyümüştür. Difteride, tonsillalar üzerinde dil basacağı ile kaldırılmaya çalışılınca kanayan bir membran oluşur. İnfeksiyöz mononükleoz da membranlı tonsillite yol açar. Büyükçe çocuklarda görülen peritonsiller apsede iltihabi ödem nedeniyle boğaz iyi görülmez ve uvuîa karşı tarafa itilmiştir. Tonsillalar ve yumuşak damak üzerinde küçük ülserli lezyonlar herpangina adını alır. Coxsackie virüsü ile oluşabilir. Tek taraflı tonsilla büyümelerinde tümör düşünülmelidir.
Diş İpi Kullanımı
Yemek artıkları en belirgin çürük sebebi olduğundan diş fırçalama sonrası dişler arasının ve diş ile diş eti çizgisi aralarının diş ipi kullanılarak temizlenmesi ihmal edilmemelidir.
Nasıl Kullanılır?
– Diş ipinden otuz santimetre uzunluğunda koparılır ve bir kısmı bir elin orta parmağına, diğer kısmı öteki elin yine orta parmağına dolanır. Diş ipinin bir kısmı da ortada serbest bırakılır.
– Ortada bırakılan kısım işaret parmağıyla geriye doğru itilerek dişler arasından geçirilir. Yalnız asla sert hareket etmemeli, aksi takdirde diş eti zarar görebilir. İpi dişlerin deiş eti kısımlarına doğru itilerek ağız boşluğu yönünde diş aralarını sıyıracak şekilde indirilir. Tabii ki diş etlerini kesmemek için yavaş hafif dokunuşlar olmalı.
– Aynı şekilde yine bir parça diş ipi alınarak alt dişler içinde işlem tekrarlanır.