Arapça kökenlidir. [isim]
1. Anlaşma, uzlaşma, oy birliği.
2. Uzlaşma, mutabakat.
“Sizin gibi bir şirketle ittifak hâlinde olmamız, hem şu an için hem de ilerisi için çok güzel projelerin habercisi.”
Arapça kökenlidir. [isim]
1. Anlaşma, uzlaşma, oy birliği.
2. Uzlaşma, mutabakat.
“Sizin gibi bir şirketle ittifak hâlinde olmamız, hem şu an için hem de ilerisi için çok güzel projelerin habercisi.”
Arapça kökenlidir.
1. Boy, endam, duruş.
“Mavi gözleri, naif elleri ve dik kametiyle karşıma geçti ve susmadan konuştu.”
2. İslam dininde erkekler farz namazı öncesi okurlar. Ezana benzer ama “Hayye ale’l-felâh” dan sonra iki defa da“Kad kâmeti’s-salâh” söylenir.
“Haydi bir kamet getir, farza duralım artık.”
Arapça kökenlidir. [isim]
Bir buyruk veya bir emrin Tanrı tarafından peygamberlere bildirilmesi.
“Vahiyler incelendiğinde peygamberlerin yaşadığı döneme ilişkin bilgiler edinilir.”
Arapça kökenlidir. [isim]
1. Kumaştan veya örgü yoluyla ipten dikilmiş veya yapılmış, çoğunlukla yarım küre şeklindeki başlık.
2. Yarım küre şeklinde olan, kubbenin üst bölümüne verilen ad.
“Başındaki takkenin bembeyaz rengi, üzerindeki fistanla uyum hâlindeydi.”
Arapça kökenlidir. [isim]
Son, sona ermiş, bitmiş, akıbet.
Bir kız ismi: Münteha.